Hammer cipe binmekten daha iyi

Kaldırımların insan gibi yürüyebileceğiniz genişlikte olması önemli tabii. Kaldırımların park etmiş otomobiller tarafından işgal edilmemiş olması da… Her gün trafik sıkışıklığında saatlerinizi heba etmek zorunda olmamanız da…

Bütün dertler bitti de bu mu kaldı demeyin. Öteki sıkıntıları yabana atmıyorum.

Fiyatların istikrarlı olması da önemli.

Enflasyonun her gün zaten sabit ve mahdut olan gelirinizin bir miktarını yankesici gibi cebinizden yürütmemesi de önemli.

Güvenlik, mutlaka önemli.

Geçinebilecek kadar geliriniz olması da, ülkedeki gelirin insanlar arasında adaletli dağılması da, hastanelerde insan gibi muamele görmeniz de, işe girmek için torpile ihtiyaç duymamanız da, siz iş bulamazken bazılarının devletin ihsanı ile hiç çalışmadan üç beş maaş almaması da, pehlivanlığı çok iyi yapan bir adamın banka yöneticisi yapılmaması da, yargı önünde herkesin eşit olması da, Ankara’da dayısı olanın kayırılmaması da, memleketin insanlarına etnik, dini, mezhebi ayırım yapılmaması da, gösteri hakkı da, medya özgürlüğü de, konuşma hakkı da susma hakkı da, ehliyet de liyakat da… Hepsi önemli.

Bunlar ‘vatandaşlık kalitesi’ dediğim şeye dahil.

Bunu bazen bilinçli bazen bilinçsiz olarak ölçeriz.

Avrupa’da şoförlerin yayalara yol vermesi bile dikkatimizi çeker mesela. Ya da araçların trafik kurallarına uyması.

Bazı Avrupalı idarecilerin nüfuz kullanarak ucuz uçak bileti alınca utanması ve istifa etmesi…

Helal olsun adamlara.

Bizimkiler uçağı hamutuyla yutsa hiçbir şey olmaz.

Ya da bir Ortadoğu ülkesinde…

Ülke zengin, petrolü var, gazı var. Bir zümre paraya para demiyor.

Yolları da düzgün, kaldırımları da geniş.

Fakat vatandaşlarının seçme-seçilme hakkı yok.

Altında Hammer cipin var, leb-i derya sarayın, İspanya’da yazlığın var, çocuklarının, karılarının bakıcıları var fakat oy verme hakkın yok.

Hatta şu da var. Hangi ülke olduğunu söylemeyeceğim, ülkenin içinde seyahat ediyoruz, enformasyon bakanlığından iki görevli bana refakat ediyor.

Arabadan inerken, “Şu çantayı bagaja koyalım” dedim, “Biri çalmaya kalkmasın.”

“Burada hırsızlık olmaz” dedi görevli.

Utandım bunu duyunca.

Biz İstanbul’da arabaların içinde çanta falan bırakmayız, hırsızın biri görüp camı kırmasın diye.

28 Şubat’ın kasvetli günleriydi.

Adamların hırsızlık diye bir endişeleri olmayışına imrendim, başka bir şeylerine imrenmedim.

Milli gelirleri bizden fazlaydı. Ama olsun.

Şehirleri biraz daha derli topluydu.

Olsun, inşallah bizim şehirlerimiz de derlenir toparlanır.

Onların sahip olduklarından daha değerli bir şeye sahip olduğumuzu düşünüyordum.

Belki sürekli kafamızın içinde taşımayız, hatta belki farkında bile olmayız.

Yolunuz düşerse yoklayın kendinizi. Asya’nın, Afrika’nın, Ortadoğu’nun birçok ülkesinde olmayıp da Türkiye’de olan ne var?

Altına, elmasa, mücevherata, petrole, doğalgaza gitmesin aklınız…

Ticari bir şey değil çünkü sorduğum.

Bizde seçim var.

Biz iktidarları seçim yoluyla değiştirme imkanına sahibiz.

Doğru, oralarda da seçim yapıyorlar, eğer şeyhlik, krallık değillerse. Fakat seçim yaptıklarında iktidar partisi yüzde 90 küsur oyla kazanıyor.

Seçim mi o? Yoksa iktidarın kendisini yeniden onaylatması gerekli bir formalite mi?

Hep aynı adamı seçiyorsun ya da o adamın oğlunu ya da o adamı deviren yeni diktatörü. Hep de yüzde 90 oy veriyorsun.

Tamam bizim de noksanlarımız var. Ara sıra darbe oluyor ve darbeler başarılı olsunlar olmasınlar pis şeyler.

Ülkenin toplam kalitesini fena halde düşüren şeyler.

Ama seçim yapıyoruz.

Seçim yoluyla bir o parti bir öteki parti iktidara geliyor. Bazıları uzun bazıları kısa süre iktidarda kalıyor.

Abartıyor muyum, bilmiyorum.

Bunun Hammer cipe binmekten veya leb-i derya villada ikamet etmekten daha kıymetli bir ‘vatandaşlık kalitesi’ sağladığını ve sahip çıkılmaya değer olduğunu düşünüyorum.

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum