Yeni nesil uzay robotları ile tanışın

NASA Mühendisleri bir dizi uzay robotları üzerinde çalışıyorlar. Duvarda yürüyebilen, kayalara tırmanabilen, uçurumları düşmeden geçebilen ve bir zorlukla karşılaştığında yapay zekâ kullanarak zorlukları aşabilen akıllı robotlar bir sonraki uzay mistonlarında sıkça göreceğimiz teknolojiler olacak.

Uzayda nesneleri kavramak ve değiştirmek robotik sistemler için büyük zorluklar çıkarmaktadır. Dünyada kullanılan birçok geleneksel robotik kavrama tekniği uzayda mümkün değildir. Bu durumu çözmek için bazı böcek ve hayvanları inceleyip dikey duvarda yürümek gibi onların kullandıkları teknikleri kullanarak elde edilen robotlar bizlere müthiş fırsatlar sunuyor.

Bu güzelim robotlar Dünya’da gidecekleri yerlere benzeyen mekanlarda bir bir test edildi ve bu testleri başarıyla geçtiler ve yakın zamanda uzaya gönderilecekler ve insan göndermekle bile ulaşılamayacak bölgelere ulaşıp bilimsel veri toplayacaklar.

Bu yeni sınıf robotların çoğu doğada bulunan böcek ve hayvanlardan esinlenerek yapıldı ve hepsinin kendine has özellikleri var. Uzaya gönderildiklerinde başka gezegenlerde ve aylarda gözümüz ve kulağımız olacaklar.

Bu robotlardan birisinin adı Buz Kurdu (Ice Worm). Buz Kurdu aynı kurtlar gibi vücudunu küçültüp uzatabiliyor. Bir ayağını ileri uzatıp buzlu yüzeyde sondaj yapıyor ve ayağını oraya sabitliyor, sonra vücudunu ileri doğru çekip ilerliyor. Sensörleri sayesinde hangi yöne gideceğini belirleyip yapay zekâ ile kıramayacağı sert zeminlerden uzak duruyor. Her adımda kazdığı zeminden örnekler alıp içindeki minik laboratuvarında analiz ederek mikro fosil ve canlı arıyor. NASA çalışanları bu robotları Antartika’da vahşi şartlar altında çalıştırarak buz üzerinde nasıl çalışmaları gerektiği konusunda eğittiler. Çünkü Antarktika’daki buzullar Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin aylarının yüzeylerindeki buzullarla benzerlik gösteriyor. Böylelikle robotlar yapay zekâ kullanarak başka dünyalarda akıllı hareketler sergileyecekler.

1,4 metre uzunluğundaki Buz Kurdu robotu makine öğrenmesi ve desen tanıma sistemleri ile donatılmış vaziyette. Bu da ona geçmiş hatalarından ders alma ve geleceği en az hata ile planlama özelliği kazandırıyor. Dünya dışı gök cisimlerinde mağaralara da girecek olan robotlar yanlarından sırt çantası da taşıyıp duruma göre çantalarından yardım alabilecekler ve en nihayetinde topladığı numuneleri daha fazla analiz için Dünya’ya getirecekler.

19-07/28/ekran-resmi-2019-07-28-225203.png

Satürn gezegeninin aylarından Enceladus’a gönderilecek olan dört ayaklı robot RoboSimian ise ulaşılması zor bölgelerde çalışmak üzere planlandı. Öyle ki karnı üstünde kayabiliyor, sürünebiliyor ve diz çöküp oturabiliyor. Simian ilk olarak doğal afetlerde ve olağanüstü durumlardan insanların ulaşamadığı yerlere ulaşması için tasarlanmıştı. Sonradan uzaya gönderilmek üzere yeni versiyonları üretildi. Karmaşık arazileri geçmek ve zorlu görevleri gerçekleştirmek için tasarlanan RoboSimian, manevra ve manipülasyon için dört genel uzuva sahip. RoboSimian yedi boyutlu stereo kamera ve çevresini 3-D’de haritalamak için bir LiDAR (Işık Algılama ve Değişme) cihazı ile donatılmış durumda. RoboSimian ile gelecek robotların insanlarla aynı uzuv teknolojisine sahip olmaları hedefleniyor.

Bu robotların temeli ise Geko denilen bir kertenkele cinsine dayanıyor. Dik yüzeylere tırmanmak için kullanılabilecek bantlar birkaç kullanımdan sonra işe yaramaz hale geliyor. Fakat bu küçük kertenkelelerin ayaklarında kolayca duvara tutunmalarını sağlayan saçları var. Dik yüzeylere sentetik yapışan saçların yapışkanlığı hiç bitmiyor. İşte NASA bilim insanları Geko türü kertenkelenin ayağından esinlenip başka gezegenlerde çalışacak robotlar üretmeyi başardılar. Bu kıskaçlar 150 Newton’a kadar kuvvet taşıyabiliyorlar ve mikro gravite ortamlarında test edildiler. Hatta bu test yapışkanın yıpranmadığından emin olmak için 300.000 kez tekrar edildi ve sonuçta ilk günkü yapışkanlığını koruduğu görüldü. Bu robotlar bir gün uyduları tamir etmesi için uzaya gönderilecek ve uzay çöplerini toplamak için kullanılacak.

Mars2020 misyonu ile NASA Mars’a bir helikopter de gönderecek. Mars Helikopterinin 2021 Şubat’ına kadar Mars’a ulaşması ve iniş alanlarında jeolojik değerlendirmeler yapması, gelecekteki uzay misyonları için doğal kaynakları ve tehlikeleri değerlendirmesi bekleniyor. Ayrıca yine hayvanlardan esinlenilerek başka aylarda metan denizleri içerisinde yüzecek su altı robotları da var.

Neden insan değil de robot gönderiyoruz?

Bir robotu uzaya göndermek, insan göndermekten çok daha ucuz. Robotların yemek yemesi, uyuması ya da tuvalete gitmesi gerekmez. Uzayda uzun yıllar hayatta kalabilirler ve orada bırakılabilirler ve dönüş yolculuğuna gerek yok! Robotların güvenlikleri hakkında çok fazla endişe duymuyoruz ancak robotların uzun süre dayanmasını istiyoruz. Verdiğimiz görevleri ve hedefleri eksiksiz yerine getiriyorlar.ve araştırma yapmak için yeterince uzun süre dolaşabiliyorlar. Ancak bir robotik görev başarısız olsa bile, görevle ilgili insanlar güvende kalırlar.Ayrıca, robotlar insanların yapamayacağı birçok şey yapabilir. Bazıları aşırı sıcaklıklar veya yüksek radyasyon seviyeleri gibi zorlu koşullara dayanabilir. Robotlar ayrıca astronotlar için çok riskli veya imkansız olan şeyleri yapabilirler.

Diğer taraftan robotlar yıllarca uyuyup gezegene yaklaştığında uyandırılabiliyor. Bir insanı en basitinden Mars’a göndersek gidiş 7, ay dönüş 7 ay sürer. İnsanların bu kadar süre vahşi uzay ortamında psikolojileri bozulmadan durmaları çok zor. Robotlar için bu hiç de problem değil. Ayrıca robotların yapamadığı ancak insanların yapabildiği çok da fazla birşey kalmadı.

Yani doğada bulunan hayvanların davranışlarından ilham alıp, robotların hareket kabiliyetini arttırıp, yapay zekâ ile donattığımızda karşımıza çok zeki ve her türlü görevi başarıyla bitirebilen makineler ortaya çıkıyor. Bu makineler insanlar gibi yemek istemiyor, uykuya ihtiyaçları yok. Çoğu zaman Güneş enerjisi bazen de nükleer enerjiyi yakıt olarak kullanılıyor ve 7/24 çalışabiliyorlar. Uzay çalışmaları her zaman olduğu gibi robotların ve yapay zekâ çalışmalarının da öncüsü olmaya devam ediyor. Bu tür çalışmaları Türkiye Uzay Ajansı’ndan da bekliyoruz.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum