Yusuf Kıssasındaki iktisat dersi

Konya’da bir arkadaşım var. Sınai ve ticari işlerle meşgul.

Kendisiyle Kahire’de tanışmıştık. Mısır’da, Mısırlı sanayicilere anahtar teslimi un fabrikası kuruyordu.

Bir ara Türk-Mısır İş Adamları Derneğinin başkanlığını da yaptı.

Bu kadar anlattıktan sonra, ismini de yazmamda beis yoktur inşallah.

Atilla Ömer Ataseven.

Konyalıdır. Karakteri orada yoğrulmuştur.

Uzun süre Kahire’de yaşadığı için Arap kültüründen bazı özellikler ona da sirayet etmiştir.

Bayramda aradı Allah razı olsun. Bayramlaştık.

Şu virüslü günlerde, şu kısıtlı, sosyal mesafeli hayatta nelerle uğraştığını, işlerin nasıl gittiğini de sordum kendisine.

“Sağlık sektörüne yöneldik abi” dedi, “Kendimize yeni bir alan açmış olduk. Sağlık sektöründe çok imkanlar var, onu keşfettik.”

Sevindim tabii. Yeni durumlara intibak kabiliyetini de takdir ettim.

“Abi ne yapacaksın” dedi, “Allahu Teala diyor Kur’an’da, Fe iza ferağte fensab, ve ila rabbike ferğab. Bir işi bitirince başka işe bakacaksın.”

Benim için sürpriz oldu. Ben, İnşirah Suresi’nin sonundaki bu ayetleri o zamana kadar bir işten fariğ olunca doğrulup Rabbine rağbet et, Rabbine yönel şeklinde zihnime yerleştirmişim.

Haklı da Atilla. Ayetten onun dediği anlam rahatlıkla çıkıyor.

Hoşuma gitti, bir iş adamının bu ayetleri çok dünyevi sayılacak bir yorumla algılaması.

Geçenlerde bu sütunda değindiğim “müphemlik” bahsiyle de uyuşuyor.

Başka projelerden de söz etti Atilla. “Akıllı mahalleler, akıllı şehirler kurabiliriz. Dünyaya şehir satabiliriz” dedi.

Mısırlılara fabrika kurup satmaktan dolayı bir tecrübesi var.

“Ne diyor Kur’an-ı Kerim’de, ‘Biz Kur’anı anlamak isteyenlere indirdik.’ Mal müşteriye satılır abi.”

Tam böyle bir ayet var mı bilmiyorum ama, “Limen şae minkum en yestakiim” var.

Bizim tarihselciler nasıl değerlendirir böyle yorumları bilemem. Ama oldukça geniş spektrumlu bir yorum imkanıyla karşı karşıyayız.

Hayır, Atilla, ‘Fena fi’t ticare’ bir adam değil.

Bu ayetlerin ticari olmayan yorumlarına da sahip olduğundan eminim.

Atilla’nın bu yorumlarını bahane ederek, aslında içinde bir çok dünyevi dersin de bulunduğu Yusuf Kıssası ile ilgili bir hususa temas etmek isterim.

Yusuf Aleyhisselam kıssası dört başı mamur, çok unsurlu bir kıssadır.

Aşk, nefret, entrika, iyilik, kötülük, ayrılık, kavuşma, haset, şefkat, adalet, zulüm, hepsi vardır bu kadim hikayede.

Kardeşlerinin Yusuf’u kıskanması. Yakup Aleyhisselam’ı ikna edip Yusuf’u sürüleri otlatmaya götürmeleri.

Yakub’un oğulları sürülerini Filistin’deki el-Halil’in kırlarında otlatırlarmış, yolunuz o tarafa düşerse bunu da hatırlayın.

Yusuf’u bir kuyuya atıp gömleğini kana bulamaları. Sonra Yakup’a kanlı gömleği getirip “Yusuf’u kurt yedi” demeleri.

Bir kervan Yusuf’u buluyor kuyuda. En sonunda Firavun’un sarayına satılıyor.

Hikayenin bir başka merak uyandırıcı bölümü... Züleyha Yusuf’a aşık oluyor. Yusuf, kadınla sınanıyor.

Yusuf’un gömleğinin arkadan yırtılması. Yusuf’un haklılığının anlaşılması, buna rağmen cezalandırılması, zindana atılması.

Sonra Yusuf’un mucizevi bir şekilde tabir ettiği rüyalar.

En son Firavun’un rüyasını tabir etmesi.

Ben biraz kestirmeden anlattım... Hem devamı var, hem de zengin ayrıntıları...

Firavun’un rüyasında 7 zayıf ineğin 7 semiz ineği yediğini görmesi... 7 yeşil başak ve 7 kuru başak görmesi...

Yusuf’un bu rüyayı Allah’ın yardımıyla tabir etmesi.

7 yıl bolluk olacak. Arkasından 7 yıl kıtlık olacak.

Yusuf Aleyhisselam hazinenin başına geçiyor.

7 yıllık bolluk döneminde hasadın bir kısmını kıtlık yıllarında kullanılmak üzere muhafaza ediyor.

Buradaki ‘manevi’ derslerin üzerinde çok durulduğunu fakat az tatbik edildiğini, ‘iktisadi’ dersin ise tamamen ihmal edildiğini düşünüyorum. Bilhassa Türkiye ekonomisi açısından.

Bizim idarecilerimiz, bolluk zamanında zor zamanlar için bir tedbir almadılar.

Ne gibi bir tedbir?

Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacını azaltacak, üretim öncelikli yatırımlar mesela.

Hazinede tutulması adet olan ‘ihtiyat akçesi’ni de papaz krizinde kullandılar.

Bugün gerçekten zor bir zamandayız.

‘Ettehiyyatü’yü ‘Kıyam’da okuduk.

Bakalım ‘Kuud’da ne okuyacağız?

İnşallah ‘İnşirah’taki gibi olur.

“Zorlukla beraber kolaylık.”

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum