Katılmıyorum ama kendimi adıyorum

Farklılık zenginliktir!..

Bu cümleyi sık sık kullanmalı, hayatımızın her alanında farklılıkların kıymetini bilmeliyiz.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin “kurumsal esneklik ve dayanıklılık” araştırmasına katılan CEO’ların görüşlerine göre aynı ekolden gelen, aynı fikre sahip kişiler kurum dayanıklılığını azaltıyor (1).

Tersine, bağımsız yönetim kurulu üyeleri, farklı fikir ve görüşleriyle işletmelere dinamizm katıyor. Bağımsız yöneticiler risklerin ve fırsatların önceden fark edilmesinde, stratejik yol haritasının belirlenmesinde önemli katkılar sunuyor.

Bir futbol takımındaki oyuncuların her birinin farklı yetkinliklere sahip olması istendiği gibi, yönetim kurullarında da farklı yetkinlik ve uzmanlık alanlarında kişiler bulunmalıdır.

KABUL EDİLMEYEN FARKLI GÖRÜŞLER

Farklılığın zenginlik olması için, farklı alternatiflerin tartışılarak en uygun olan alternatifin kabul edilmesi gerekir.

Her karar bir seçme sürecidir. Karar verilirken seçilmeyen, kabul görmeyen görüşler de bulunacaktır. Görüşleri kabul edilmeyen kişilerin motivasyonlarının korunması becerisini gösteren yönetim kültürü zenginliğin en önemli unsurlarından biridir.

KLASİK VE MODERN MÜZAKERE YAKLAŞIMI

Klasik haline gelen "aynı fikirde olmadığımız konusunda aynı fikirdeyiz" sözü, şimdilerde büyük bir değişime uğruyor ve "katılmıyorum ama bu işe kendimi adayacağım" stratejik yaklaşımına dönüşüyor (2).

Bu stratejik yaklaşım; bir seçim yapıldıktan sonra karşıt bakış açılarının önemini kabule dayanır, karar sürecinde rol alan karşıt bakış açılarının rahatça söylenmesini, tartışılmasını teşvik eder. Bu yaklaşımı özümseyen kuruluşlar, sağlam kararlar almak için birden fazla bakış açısına ihtiyaç duyulduğunun bilincindedir.

Yirmi yıla yakın çalıştığım küresel şirketin Alman Genel Müdürü kapısına “üç öneriyle gelin” şeklinde bir uyarı asmıştı. Bir karar vermek için en az üç alternatif üzerinde çalışılması gerektiğine işaret ediyordu.

YAPICI MUHALEFETİN TEŞVİK EDİLMESİ

Yapılan kapsamlı bir çalışmada, yapıcı muhalefeti teşvik eden ekiplerin yalnızca zorlukların üstesinden gelme konusunda ustalık sergilemekle kalmayıp aynı zamanda sektör kıyaslamalarıyla karşılaştırıldığında üretkenlikte yüzde 28'lik bir artış sergiledikleri sonucuna varılmıştır. Açıkça fikirlerini belli eden ve bundan negatif bir şekilde etkilenmeyeceğini düşünen ekiplerin performansı, aksi duruma göre çok daha yüksek seyrediyor.

Küresel danışmanlık firmalarının araştırma bulguları, düşünce çeşitliliğinin dönüştürücü değerini vurguluyor. Bağlılığın öncüsü olarak muhalefete değer veren kuruluşlar, kararların ayrıntılı bir şekilde incelendiği bir ortamı teşvik ederek, gerçekten çeşitliliğe sahip bir örgüt tarafından üretilen fikir zenginliğinden faydalanırlar. Tüm ekip üyelerinin gerçekten fikirlerinin dinlenerek karar alma mekanizmasını çeşitlilikle tetiklediği noktada duran ekipler daha büyük başarılar elde ediyorlar (2).

ÖN YARGILARI AŞMAK

İnsan zihninin bilişsel önyargılara yatkınlığı, karar vericilerin aşması gereken tehlikeli bir derinlik olarak karşımıza çıkıyor. "Katılmıyorum ama kendimi adıyorum" stratejisi bu önyargılara karşı bir kalkan olarak ortaya çıkıyor ve bireylerin kendilerini sadece güçlendirilmiş değil, aynı zamanda misilleme korkusu olmadan baskın bakış açılarına karşı çıkmak zorunda hissettikleri psikolojik bir ortam hazırlıyor. Davranışsal ekonomi çalışmalarından elde edilen bulgulara göre, farklı bakış açıları bir siper görevi görerek doğrulama yanlılığının zararlı etkisini güçlü bir şekilde en aza indiriyor ve hem dayanıklı hem de kapsamlı bir şekilde incelenen kararların alınmasına destek oluyor. Burada bilişsel önyargıların tamamen ortadan kalkmayacağını düşünsek bile, bu önyargılara takılıp kalmayan bir ekibin çok daha otonomi sahibi olacağını ve etkin bir biçimde süreçlerini yöneteceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.

KATILMAYIN AMA KENDİNİZİ ADAYIN

Küresel bir lojistik şirketinin "Omurganız Olsun, Katılmayın ama Kendinizi Adayın" mottosuyla hayata geçirdiği kararlı tutum beklenmedik ölçüde başarıyla sonuçlandı. Proje, şirketin her yönüne nüfuz eden yenilikçi bir kültürün geliştirilmesini sağladı. Şirket, endüstri standartlarını da yeniden tanımladı ve muhalefetin inovasyon için bir katalizör olarak kullanılmasıyla ortaya çıkabilecek bir örnek oluşturdu (2).

İşletmeler modern dünyanın karmaşık derinliklerini deneyimlerken, "katılmıyorum ama kendimi adıyorum" kavramı, etkili karar almanın derinliklerine doğru araştırmaya olanak tanıyan farklı bir yaklaşım olarak bizleri başarı için destekliyor. Gerçek verilere sıkı sıkıya bağlı olan bu yöntem, yalnızca çeşitli bakış açılarını güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda organizasyonun derinliklerinden kolektif bağlılık kültürünü de gün yüzüne çıkarıyor. Uyum sağlamanın, başarının para birimi olduğu bir çağda, farklı fikirleri, birleşmenin gerekli bir öncüsü olarak görmek, benzeri görülmemiş kurumsal dayanıklılığın kilidini açan anahtar olabilir.

  1. Raşit Yıldırım. Farklılık Zenginliktir. Karar Gazetesi. 24.07.2023.
  2. Aykut Erdem. Çeşitlilik İçinde Birlik Kavramı: Katılmıyorum Ama Kendimi Adıyorum. HBR Türkiye. 11.01.2024.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum