Küresel Isınma gıda enflasyonunu da vurdu: Her yıl yüzde 3 artırabilir

ECB ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü, küresel ısınma sebebiyle gıda enflasyonunda 2035 yılına kadar yüzde 0,92 ila yüzde 3,23 arasında, manşet enflasyonda da yüzde 0,32 ila yüzde 1,18 arasında artışa sebep olacağını kaydetti.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün iklim değişikliğinin makroekonomik etkilerindeki hızlı değişimini incelemiş olduğu araştırmasında, küresel ısınma ve enflasyon arasındaki ilişki ortaya çıktı.

Araştırmanın sonuçları ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü Araştırmacısı Maximilian Kotz, küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkilerinin geçen yıl Avrupa’daki sıcak hava dalgalarının ardından ekonomistlerin daha çok dikkatini çekmeye başladığını ifade etti.

Avrupa ülkelerinde 2022 yılındaki aşırı sıcak hava dalgaları ve kuraklık nedeniyle tarımsal üretimde düşüş görüldüğünü ve bunun gıda fiyatlarını yükselttiğini ifade eden Kotz, şu ifadeleri kullandı:

AVRUPA’DA 0,7 PUAN ARTTI

“121 farklı ülkede son 30 yılda iklim ve enflasyonda görülen değişimleri inceledik ve iklim değişikliğinin artan etkilerinin enflasyonu ve özellikle gıda enflasyonunu da artırdığını gördük.

Örneğin, Avrupa’da geçen yılki aşırı sıcak hava dalgaları gıda enflasyonundaki artışa 0,7 puanlık katkı yaptı. Yüzde 10 seviyesindeki gıda enflasyonunun hepsi iklim değişikliğinden kaynaklanmadı elbette. Salgın ve Ukrayna’daki savaş gibi faktörler daha yüksek enflasyona yol açtı ancak küresel ısınma şiddetlendikçe enflasyondaki etkisi de artıyor.”

GIDA ENFLASYONUNU DERİNDEN ETKİLEYECEK

Kotz, küresel ısınmanın 2035’e kadar enflasyonu nasıl etkileyeceğine ilişkin de “İklim değişikliğinin giderek daha kötü hale geldiğini görüyoruz.

Şiddetlenen küresel ısınmanın, dünyada 2035’e kadar özellikle gıda enflasyonunu artıracağını öngörüyoruz. Küresel ısınma, 2035’e kadar her yıl yüzde 1 ila 3 arasında daha yüksek gıda enflasyonuna yol açabilir. Bu oranlar yüksek görünmüyor olabilir ancak iklim değişikliğinin gıda enflasyonu üzerindeki etkisi ısrarcı hale geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İSTİHDAM VE BÜYÜME ORANLARINI DA DOKUNACAK

Küresel ısınmanın enflasyonun yanı sıra istihdam ve büyüme oranlarını da etkileyeceğini ifade eden Kotz, makroekonomik büyüme oranlarının ve üretimin iklim değişikliği nedeniyle giderek azalacağına yönelik güçlü işaretler olduğunu söyledi.

Bilim insanlarının iklim değişikliğinin makroekonomi ve iş gücü üzerindeki etkilerini incelediğini belirten Kotz, “İklim değişikliği nedeniyle çok yüksek ihtimalle gelecekte daha az iş fırsatları olacak. Tabii ki bu etkilerin ne kadar geniş çaplı olacağı fosil yakıtlar nedeniyle emisyonların ne kadar artacağına ve emisyonlardaki artışın küresel ısınmayı ne kadar şiddetlendireceğine bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.

Küresel ısınma nedeniyle dünyanın özellikle bazı bölgelerinin yaşanamaz hale geldiğini ve bunun da iklim göçüne yol açtığını vurgulayan Kotz, kuraklık ve aşırı sıcak hava dalgalarının sıklığındaki artışın özellikle Sahra Altı Afrika’daki topluluklar için risk oluşturduğunu söyledi.

Kotz, bu bölgelerde yaşayan insanların yerli tarımsal üretimle geçimini sağladığını belirterek, “Şu anda bu bölgelerdeki tarımsal üretimin azalmasına karşı bu toplulukları destekleyecek güçlü bir altyapı yok. Bunun muhtemel sonucu da iklim göçündeki artış… Bu konuda bilimsel olarak yeterli veri yok ancak iklim göçünün giderek daha büyük bir konu haline geleceğini görebiliyoruz. Sadece şu an bunun ne boyutta olacağını kestirmek bilimsel açıdan zor.” dedi.

ECB ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün araştırmasına göre, iklim değişikliğine karşı adaptasyon uygulamalarının yetersiz şekilde devam etmesi durumunda küresel ısınma gıda enflasyonunda 2035’e kadar yüzde 0,92 ila yüzde 3,23 arasında, manşet enflasyonda ise yüzde 0,32 ila yüzde 1,18 arasında artışa yol açarken, enflasyonda görülen mevsimsel dinamikleri de değiştirecek.

Küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkisi “Küresel Güney” olarak ifade edilen, iklim değişikliğinde katkısı az olmasına rağmen bunun etkilerine karşı en kırılgan konumda olan gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olacak.

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, küresel sıcaklık artışı, 2022’de sanayi öncesi döneme göre 1,15 dereceye ulaştı.

Birleşmiş Milletler’in (BM), sıcaklık artışında yaşanabilir son sınır olarak belirlediği 1,5 derecenin aşılması ihtimali ise son yıllarda hızlandı. WMO’ya göre, 2023 ila 2027 yılları arasında sıcaklık artışı 1850-1900 dönemine göre 1,1 ila 1,8 derece arasında daha yüksek olacak.

Gelecek 5 yıldan en az birinin, dünyadaki en sıcak yıl ve 2023-2027’nin bir bütün olarak en sıcak yıllar olma ihtimali yüzde 98 iken, bu yıllar arasında 1,5 derece limitini aşma olasılığı da yüzde 66 olarak hesaplandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Ekonomi Haberleri