Sabancı Vakfı'nın açıklamasına göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izin ve katkılarıyla devam eden, vakıf tarafından desteklenen kazı çalışmaları, 30. yılında tarihin sırlarını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Aybek başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında birbiriyle bağlantılı dört anıtsal yapı ortaya çıkarıldı.
İzmir'de bu yıl temmuzda başlayan kazı çalışmalarında daha önce antik kentte hiçbir izi olmayan dört sarnıç, 7 metrelik toprak dolgusunun altında bulundu. Geç Roma Dönemi'nde kentin su ihtiyacını karşılamak için kullanıldığı düşünülen sarnıçların neredeyse tamamen korunmuş durumda bulunması döneme dair önemli bilgi, bulgu ve tarihi eserlerin ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıyor.
Metropolis halkının aşağı kentteki su kaynaklarına alternatif olarak kentin en yüksek merkezi olan akropolise bu sarnıçları inşa etmesinin temel nedenlerinden biri özellikle Bizans Çağı'ndaki savunma gereksiniminden kaynaklanıyor. Kente gerçekleştirilecek olası bir saldırı ya da kuşatma esnasında güçlü surlarla çevrili akropolisteki sarnıçlar halkın su ihtiyacını uzun süre karşılayacağı için kuşatmaya direnmek adına hayati bir önem taşıyor.
Metropolis akropolisinde bulunan dört sarnıcın 600 ton su kapasitesine sahip olduğu tahmin ediliyor. Halkın günlük su tüketimi, tarımsal faaliyetler ve kamu yapılarının su ihtiyacı hesaba katıldığında yan yana dört sarnıcın inşa edilme gereksinimi daha iyi anlaşılıyor. MS 12. ve 13. yüzyıllarda Metropolis kent halkının, sarnıçları çöplük olarak kullanmaya başladığı arkeolojik kazılarda tespit edilen çok sayıda yemek artığı, hayvan kemiği ve seramik parçalarından anlaşılıyor. Bu alandaki en yoğun buluntular bitkisel ve hayvansal bezemelere sahip sırlı seramikler olarak öne çıkıyor.
Sarnıçta tespit edilen hayvan kemikleri üzerinde yapılan incelemeler ise büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarının yoğun olarak tüketildiğini gösteriyor. Sarnıç zeminine atılmış halde bulunan ve sarnıçların inşasından önce Helenistik döneme ait olduğu belirlenen mermer mimari parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Bu parçalar arasında dikdörtgen bir sunak ve onurlandırma yazıtı parçası olduğu tespit edildi.
Sarnıçta tespit edilen hayvan kemikleri üzerinde yapılan incelemeler ise büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarının yoğun olarak tüketildiğini gösteriyor. Sarnıç zeminine atılmış halde bulunan ve sarnıçların inşasından önce Helenistik döneme ait olduğu belirlenen mermer mimari parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Bu parçalar arasında dikdörtgen bir sunak ve onurlandırma yazıtı parçası olduğu tespit edildi.
Kazılar sırasında elde ettikleri her yeni bulguyla tarihe ışık tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Safkan, şu açıklamalarda bulundu: Metropolis'te bu yılki kazılarda ortaya çıkan yan yana inşa edilmiş dört sarnıç, kentin su ihtiyacı, beslenme şekli, günlük yaşamda kullandıkları nesneler ve savunma stratejileri alanında önemli bilgileri günümüze taşıyor. Sabancı Vakfı olarak desteklediğimiz bu kazı çalışmalarıyla her yıl antik kent insanının yaşamına ve bilgeliğine ayna tutmanın heyecanını yaşıyoruz.