Hiroşima olayı fotoğrafları | Hiroşima'ya atılan atom bombası etkileri neler?

Hiroşima olayı fotoğrafları haberimizde. Hiroşima'ya atılan atom bombası etkileri neler? Japonya'nın Hiroşima şehrine hangi ülke atom bombası atmıştır? 6 Ağustos 1945 tarihinde gerçekleşen saldırıda onbinlerce insan hayatını kaybetmişti. Bu katliamdan bir çok fotoğraf ise hafızalardan silinmeyecek şekilde akıllarda yer edinmiştir. Sizler için derlediğimiz haberimizden Hiroşima olayının fotoğraflarını ve atom bombasının etkileri hakkındaki bilgileri paylaşıyoruz.

Hiroşima olayı fotoğrafları günümüzde hala yürekleri sızlatıyor. Japonya'nın Hiroşima kentine 6 Ağustos 1945 yılında Amerika Birleşik Devlertleri (ABD) tarafından yapılan nükleer saldırının etkilerinin ise bazı uzmanlar tarafından devam ettiği söyleniyor. Peki Hiroşima'ya atılan atom bombasının etkileri neler oldu? Hiroşima saldırısnda kaç kişi öldü? Dünya Savaşında meydana gelen bu katliamın fotoğraflarını ve olayın tüm detaylarını haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. İşte Hirroşima'dan fotoğraflar.

HİROŞİMA HAKKINDA BİLGİLER

Hiroşima (Japonca: 広島市 Hiroshima-shi), Japonya'nın Hiroşima prefektörlüğünün merkezi ve Chūgoku bölgesinin en büyük şehridir. Şehrin adı Japonca'da "geniş ada" anlamına gelmektedir. Yüzölçümü 905.01 km² olan şehrin nüfusu Ocak 2010 tarihi itibarı ile 1,173,980'dir. Hiroşima, Dünya tarihine nükleer saldırıya maruz kalan ilk şehir olarak geçmiştir.

Enola Gay bir B-29 Superfortress modeli bombardıman uçağına verilen isimdir. Pilotu ise Paul Tibbets'tır. 6 Ağustos 1945'te ilk atom bombası bu uçaktan Hiroşima şehrine atılmıştır.

HİROŞİMA BOMBARDIMANI

Japonya 8 Aralık 1941'den beri Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri ile savaştaydı. 26 Temmuz 1945 günü, ABD Başkanı Truman, Japonya’nın koşulsuz teslim olmasını isteyen Potsdam Deklarasyonu’nu yayınladı. Hiroşima’ya atom bombası atılmadan iki hafta önce, New Mexico Alamogordo’da ABD, atom bombasının ilk denemesini yapmıştı.

6 Ağustos 1945'te B-29 bombardıman uçağından atılan atom bombasının ardından 30 saniye sonra çekilen fotoğraf.

Japonya ültimatomu reddedince, Truman nükleer saldırı emrini verdi. 6 Ağustos 1945'te yerel saatle 08:15'de Amerika Birleşik Devletleri "Enola Gay" adlı bir B-29 bombardıman uçağından bıraktığı little boy (küçük çocuk) isimli atom bombasıyla ilk anda 70 bin kişilik katliamı gerçekleştirdi. Sonrasında radyasyon hastalıkları sebebiyle ölenlerle birlikte bu sayı 90 bini geçti. Bazı bilimadamları ve çevrelere göre bu bombanın etkileri halen sürmektedir.

Bugün bile Hiroşima'da yaşanan bu yıkım ve katliam her yıl 6 Ağustos'da tüm dünyada ve Hiroşima'da yer alan Hiroşima Barış Anıt Parkı'nda milyonlarca kişi tarafından anılmaktadır.

6 Ağustos 2005 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Muhammed El Baradey, Hiroşima ve Nagazaki kentlerine 60 yıl önce Amerika'nın attığı atom bombasının yaptığı yıkımın, insan hayatı için nükleer silahların ortadan kaldırılması gerektiğini gösterdiğini söyledi.

El Baradey, Avusturya'nın başkenti Viyana'da, Amerika'nın Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atmasının 60. yıldönümü için düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada, "zamanın, dünyanın nükleer silahların ne kadar yıkıcı olduğunu unutmasına izin vermemesi gerektiğini" ifade etti.

Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombasının, bu tür silahların yayılmasının ve kullanılmasının neden önüne geçilmesi gerektiğini daima hatırlatması gerektiğini belirten Baradey, nükleer silahsızlanmanın, dünya ve insan ömrü için çok önemli olduğunu kaydetti.

SAVAŞ SONRASINDA HİROŞİMA

Hiroşima, savaş sonrasında yeniden inşa edilmiştir ve 6 Ağustos 1949 tarihinde şehrin belediye başkanı Shinzo Hamai'nin girişimiyle Japon hükümeti tarafından barış şehri ilan edilmiştir. Hiroşima Barış Anıtı Parkı, 1 Nisan 1954 tarihinde açılmıştır. Hiroşima Barış Anıtı, 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Hiroşima, 1 Nisan 1980 tarihinde belirlenmiş şehir statüsü almıştır.

HİROŞİMAYA ATILAN ATOM BOMBASININ ETKİLERİ

1) Ani Etkiler (Patlamadan sonra ilk 1 dakika içerisinde meydana gelir) -Işık, -Isı, -Ani Nükleer Radyasyon -Basınç (Blast) -Elektromanyetik Pals

2) Kalıntı Etkiler (Radyoaktif Serpinti) Radyoaktif serpinti bomba patladıktan 30-60 dakika sonra başlar. Nükleer infilakın bütün etkilerini 100 kabul edersek, bu etkilerden: -%35'i Isı (Işık ile birlikte gelmektedir). -%5i Ani Nükleer Radyasyon -%45'i Basınç (Blast) -%15'i Kalıntı Etki (Radyoaktif Serpinti) olarak karşımıza çıkmaktadır.

ANİ ETKİLER

1. Işık Nükleer şimşek adı da verilen bu ışık güneşten birkaç defa parlak olduğu için pırıl pırıl güneşli bir günde bile bir nükleer infilakı rahatça haber verebilecek niteliktedir. Ancak, muayyen-mesafeler için çıplak göze, direk ulaştığı takdirde 15-45 dakika süren geçici bir körlüğe sebep olmaktadır. Nükleer şimşekten korunmak için saydam olmayan her çeşit ekrandan istifade edebiliriz. Bu ekran, ince bir kâğıt bile olabilir. (Işığın öldürme gücü olmadığından % hesabında ayrıca yer verilmemiştir).

2. Isı Nükleer ısı radyasyonları, nükleer şimşeğin beraberinde gelmektedir. Bu sebeple belirli bir uzaklıkta ve açıkta bulunan şahıslar için çok tehlikeli olurlar. Isı radyasyonlarının özellikleri: -Devamlıdır, -Çok süratlidir, -Çevre, ısısını ani olarak yükselttiğinden geniş çapta yangınlara sebep olur, -Mesafe ile azalır, -Nüfus hassası yoktur şeklinde özetlenebilir. Bu özelliklere göre ısı radyasyonları incelenirse görülür ki ışık hızındadırlar ve silahın kudreti ile değişen bir devamlılıkları vardır. Ancak infilak yerinden uzaklaştıkça şiddetini kaybetmekte ve saydam olmayan bir hail (ekran) tarafından hailin tutuşma ve yanma kabiliyeti ile ters orantılı olarak durdurulabilmekte ya da şiddeti azaltılabilmektedir. Yine bu yüzden belirli çevrelerde çok şiddetli (yanma kabiliyetinde olan her şeyin tutuştuğu) ve yine belirli çevrelerde çabuk tutuşan maddelerin çıkardığı yangınlar görülmektedir.

3. Ani Nükleer Radyasyon Öldürme kudretinde olan bir etki de ani nükleer radyasyondur. Bu etkilerden söz edilince hemen akla gelen en önemli tehlikeler; alfa ve beta partikülleri ile nötronlar ve gama ışınlarıdır. Bunlardan:

a) Alfa Zerreleri 2 nötron, 2 protonu olan pozitif elektrik yüklü partiküllerdir. Menzilleri birkaç santimetre içinde olup nüfuz hassasları yoktur.

b) Beta Zerreleri Negatif elektrik yüklü ve çok küçük kitlesi olan bir iyondur. Menzili 4-5 metre kadar olup nüfuz kabiliyeti bulunmamaktadır.

c) Nötronlar Elektrik yükü olmayan fakat atom çekirdeklerinden fırladıklarında radyoaktif olmaya müsait cisimlerin atomlarını parçalayıp onları suni olarak radyoaktif hale getiren zerrelerdir. Büyük tehlike yaratacak kabiliyettedirler fakat menzilleri 100 metreden biraz fazladır.

d) Gama Işınları ve Gama Işınlarının Özellikleri Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar halinde intişar eden bu etkinin hem uzun menzilli ve kitlesiz oluşu, hem de engel tanımayan bir nüfuz kabiliyeti bulunuşu tehlikeyi çoğaltmaktadır. Bu sebeple Ani Nükleer Radyasyon denince hemen "Gama Işınları" akla gelir.

Gama Işınlarının Özellikleri -Devamlıdır, -Çok süratlidir, -Hissedilmez, -Büyük bir nüfuz hassası vardır, -Kısa bir süre için tesirlidir, -Öldürücüdür, -Cansızlara etkisi yoktur.

Şu halde gama ışınları bir dakika ya da biraz fazla devamlılığı olan, ışık hızında intişar eden, duyu organları ile varlığını anlamak mümkün olmayan ve hücreleri iyonize ederek insanı hasta edip öldürebilen bir tehlikedir. Bunlardan daha önemlisi bu ışınları hiçbir engelin tamamen durdurma imkanı sağlayamamasıdır. Önemli özelliği kısa bir süre için etkili oluşudur ve cansızlara etkisi olmadığından herhangi bir yan etkisi söz konusu değildir. Örneğin: Gama ışını etkisinde kalmış gerek su, gerek çiğ ve pişmiş gıda maddelerinin içilip yenilmesinden bir zarar doğmayacağı gibi maden, taş ve toprak gibi diğer maddeler de ayrıca bir tehlike teşkil etmezler.

Burada korunma yönünden en çok üzerinde durulması gereken, özellikle gama ışınlarının nüfuz kabiliyetidir Hailler (engeller), yoğunluklarına göre gama ışınlarını durdurma yeteneğine sahiptir. Yoğunluğu en çok olan madde, en fazla yarı kalınlık veren maddedir. Bildiğimiz maddelerin yoğunluklarına göre hangi kalınlıkların yarı kalınlık sayılabileceğini şöyle sıralayabiliriz.

4. Basınç (Blast) Ateş topundan yayılan yoğun ısının genişleyerek havayı itmesi sureti ile meydana gelen basınç etkisi, infilak yerindeki boşluğu dışarıdan soğuk havanın hücum etmesi yüzünden iki yönlü olarak görülür. İlk tesir sırasında tamamen yıkılmayan binaların, emme safhası da denilen ikinci safhada yıkılmaları bu sebeptendir. Genel etki tablosunda %45 olarak gösterilen basınç etkisinin özellikleri: -Devamlıdır, -Yavaş seyreder (Ses hızından), -Endirekt yangınlar çıkarır, -Bina ve köprüleri yıkar.

Bu özellikleri biraz açarsak korunma bakımından bazı faydalı sonuçlar elde etmek mümkün olur. Silahların kudretine göre devamlılık süresi değişen etki, diğer etkiler gibi ışık hızında değil, ses hızında etrafa yayılmaktadır (340 m/s). Bu yavaş gidiş, bilhassa açıkta bulunanların diğer tesirlerinden zarar görmemeleri halinde basınçtan korunma için zaman kazanmalarını mümkün kılar. Nükleer şimşek kendileri için bir ikaz vazifesi görecek ve bu şahıslar korunacak bir yer tedarik edebileceklerdir. Bina ve köprüleri yıkar diye kısaca ifade edilmesinin sebebi büyük bir yıkma ve parçalama gücünün varlığını anlatmaktır. O kadar ki 20 KT.luk bombanın killi toprak sathında infilakı halinde 90 metre yarıçapında ve 12 metre derinliğinde bir kuyu (krater) açabildiği söylenirse basınç gücünün azameti kolayca anlaşılacaktır. Hele bu silah 10 MT.luk ise bu kraterin derinliği 51, yarıçapı 660 metre olacaktır. Böyle bir basıncın harap edeceği binalarda birçok elektrik kontağı, havagazı patlaması ve daha çok mevcut ateşin dağılması sonucunda sayısız yangın başlangıçları da görülecektir. Bu yangınlar endirekt yangınlar diye adlandırılmışlardır.

5. Elektromanyetik Pals Elektromanyetik pals, elektronik devreler kullanan modern cihazları bozmak, istenmeyen sinyal çıkarmasına neden olmak suretiyle malzeme hasarına neden olur.

KALINTI ETKİLERİ (Radyoaktif Serpinti)

Gelecekteki savaşların tehlikelerinden belki en büyüğü olan nükleer silahların, yurt ölçüsünde karış karış, taş taş korunulması gereken tek etkisi müteakip tehlikedir. Bu tehlike "Kalıntı Etkileri" veya "Radyoaktif Serpinti" diye de adlandırılabilir. Bu tehlikenin meydana gelebilmesi için nükleer bombanın yere veya yere yakın infilak ettirilmesi şarttır. Örneğin; İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirleri üzerine atılan 20'şer kilotonluk atom bombaları 305 metre (1000 feet) yükseklikte patladıkları için havada infilak sayılır. Zira 20 kilotonluk bomba için serpinti hasıl edebilecek en fazla yükseklik 180 metredir.

Verilen örnekten çıkarılan sonuç şudur; Nükleer silahlar kudretlerine (ateş topu yarıçaplarına) göre değişen belirli bir yüksekliğin üzerinde infilak ederse radyoaktif serpinti tehlikesi meydana getirmezler. İşte her silah için başka olan bu yüksekliğe Kritik Yükseklik denir. Bu yükseklikten başlamak üzere daha aşağıya inildikçe serpinti tehlikesi artacak ve satıhtaki infilakta en çok olacaktır. Bunun sebebi satıh infilaklarında arz sathında bulunan taş, toprak, sıva, tuğla gibi maddelerle kalay, nikel, demir, bakır, alüminyum ve daha akla gelebilecek her çeşit maddelerin veya toprak içindeki filizlerin en fazla parçalanabilmesi ve en fazla nötron etkisine maruz kalarak en fazla radyoaktif hale gelebilmesidir. Radyoaktif hale gelen bu parça ve zerreler kısmen ateş topu içinde eriyerek hatta buharlaşarak atomik bulutu teşkil edecekler ve atmosfer dahilinde (mümkün olursa troposferin bittiği yere yani 30000 metreye kadar) yükseleceklerdir. İşte ateş topu ile birlikte yükselen bu parça ve zerrelerin yerçekimine uyarak yeniden arz sathına dökülmesi olayına Radyoaktif Serpinti=Fall-Out diyoruz. Kalıntı tehlike, yersıfır noktası ve dolayları için elbette yalnız radyoaktif serpintiden ibaret değildir. İnfilak yerinde meydana gelen çukur (krater) ve çukurun etrafında radyoaktif hale gelmiş, fakat ağırlıkları ya da yerden kopmamaları yüzünden yükselememiş o kadar çok şey vardır ki sadece bunların varlığı bile o bölgeyi yaşanmaz durumda saymak için kafidir, yükselenlerin de en ağır olanları yine yersıfır dolaylarına serpilecek, üstelik burada alfa ve beta tehlikesi ile fisyona iştirak etmeyen ya da fisyon artığı sayılacak kritik maddelerin tehlikesi de en yüksek düzeyde bulunacaktır (Niga bölgesi).

Daha hafif olan radyoaktif toz ve zerreler, atomik bulutun çıkabildiği yükseklikte rüzgarların şiddeti ve yönüne göre bir taraftan sürüklenecek, bir taraftan da dökülmeye devam edeceklerdir. Bu sürükleniş ve dökülüş sebebiyle arz sathında teşekkül edecek serpinti sathının şekli yaklaşık olarak kenarları çok girintili çıkıntılı basık bir elipse veya puro sigarasına benzeyecektir. Bu sahanın 10 megatonluk bir hidrojen bombasına göre teorik eni, boyu hakkında fikir edinmek gerekirse; Yüksekte esen rüzgarların müsait olması halinde eni 80, boyu 1600 kilometreye, müsait olmaması halinde eni 160 ve boyu 800 kilometreye ulaşacaktır denebilir. Böyle bir saha içinde birçok şehir ve kasaba bulunacağı gibi sayısız köy, çiftlik, mandıra, sınai ya da iktisadi tesis, bağ, bahçe, tarla bulunacak ve işte bizim asıl problemimiz buralarda oturan ve çalışanların korunması olacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Hiroşima'da atom bombasının yıkamadığı binalara kepçe değecek
Hiroşima felaketi sanal gerçeklikle yeniden canlandırıldı
Japonlar Hiroşima'da denek olarak kullanıldı

Dünya Haberleri