'İmar barışı yerine emek barışı şart'

Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve İYİ Parti'nin ekonomi uzmanları; Varlık Fonu’nun Türkiye'nin sırtında büyük bir kambur haline geldiğini, piyasada haksız rekabete neden olduğunu söyleyerek iktidara geldiklerinde fonu kapatacaklarını veya Hazine’ye devredeceklerini söyledi. Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan, partisinin çözüm önerilerini anlatırken 'İmar barışı yerine emek barışı getireceğiz' dedi.

Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan, DEVA Partisi Kurucular Kurulu üyesi iktisatçı Prof. Dr. Ahmet Burçin Yereli, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı, ekonomist Prof. İsmail Tatlıoğlu "Ekonomi Nasıl Kurtulur?" sorusuna cevap verdi.

T24'ün YouTube yayınında soruları yanıtlayan Gelecek Partili Özcan, DEVA Partili Yereli ve İYİ Partili Tatlıoğlu partilerinin ekonomik krizin atlatılmasına yönelik reçetelerini anlattı.

TATLIOĞLU: HUKUKÜN ÜSTÜNLÜĞÜ KALKINMANIN BİSMİLLAHIDIR

Türkiye'nin ekonomik potansiyelini gerektiği gibi değerlendirmediğini vurgulayan İYİ Partili Tatlıoğlu, Türkiye'nin coğrafi konumu itibariyle de şanslı bir ülke olduğunu, etrafındaki ülkelerle birlikte 7 trilyon dolarlık bir ekonominin ve 550 milyonluk bir nüfusun merkezinde olduğunu söylerken Gelecek Partisi lideri Davutoğlu'nun 'sıfır sorun' politikasına da atıfta bulundu. Tatlıoğlu, Davutoğlu'nun sıfır sorun politikası daha sonra AK Parti süreçleri içinde akamete uğradığın belirterek "Bu potansiyel, Türkiye'yi, Avrupa dahil Avrasya coğrafyasının lojistik ve iş merkezi yapabilecek güce sahip" dedi.

’Hukukun üstünlüğü kalkınmanın ‘bismillahıdır' diyen Tatlıoğlu, Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline de ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘’Türkiye 38-40 milyon insanın iş gücünden yaralanmalı ki güçlü bir ülke olsun. Bunun da çözümü beşeri sermayede istihdam yaratmak. Bu çok önemli bir nokta’’ diye konuştu.

Ekonominin ülkenin en temel sorunu olduğunu kaydeden İsmail Tatlıoğlu, "AK Parti'nin yüzde 64'ü temel sorunu ekonomi diyor. MHP'nin yüzde 76'sı temel sorun ekonomi diyor. Gençlerin yüzde 80'i ekonomik nedenlerle yurtdışına gideceğim diyor" dedi. Tatlıoğlu, anaakım medyada konuşulan hiçbir konunun da sokağın gündeminde olmadığını sözlerine ekleyerek vatandaşın en büyük sorununun iş ve aş olduğuna dikkat çekti.

YERELİ: AK PARTİ'NİN SON 9 YILINDA YAPTIKLARINI YAPMAMALIYIZ

AK Parti'nin iktidara geldiği yıllarda da benzer konuların tartışıldığını söyleyen DEVA Partili Burçin Yereli ise krizin ülkeyi erken seçime götürdüğünü belirterek şunlar söyledi:

"Krizin müsebbibi olan her iki parti meclise dahi giremedi. O kriz 3 Kasım 2002 erken genel seçimleriyle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarını beraberinde getirdi."

Pandemi sürecinden hariç Türkiye'de bir fırsat eşitsizliği, denetimsizlik ve yolsuzluk gibi sorunların arttığını da dile getiren Yereli, "18 yıllık AK Parti iktidarını ilk 9 yıl ve ikinci dokuz yıl olarak ikiye ayıralım. İlk 9 yılında özgürlükçü söylemler, otokrasiye karşı baş kaldırı, totaliter yapıyı değiştirme gayretleri, uzlaşmacı iç ve dış siyaset anlayışı, komşularla sıfır sorun anlayışı, AB ile tam üyelik müzakereleri ve sonuç olarak hızlı büyüme, hızlı kalkınma, 3 bin 500 dolarlardan başlayan 13 bin 500 dolarlara kadar çıkan kişi başına milli gelir, ekonomik istikrar ve refah artışı. İkinci 9 yıla baktığımız zaman anayasa değişiklikleri, daha yeni bir otokratik anlayış eğilimleri, otoriterleşme eğilimleri, 28 Şubat dönemini aratacak özgürlük tartışmaları, ülke içinde artan siyasi kamplaşmalar, iktidarın koynundan çıkan bir FETÖ tartışması ve ardından darbe girişimi, komşularla sıcak çatışmalar, AB ile atılan köprüler, parti içi metal yorgunluğu ve buna orta gelir tuzağını da ekledikten sonra bozulan gelir dağılımı, işsizlik, artan borçlar ve üzerine bu yıl gelen pandemi. Ekonomide neler yapmalıyız dediğimizde AK Parti'nin ilk 9 yılından alacağımız dersler var. Neler yapmamalıyız dediğimizde de ikinci 9 yılına bakmamız lazım. Buradan alacağımız farklı dersler var." ifadelerini kullandı.

Temel hak ve özgürlüklerin, tarafsız ve bağımsız bir yargının ve istikrarlı bir yatırım ortamı yaratmanın ekonomideki sorunların çözümü için olmazsa olmaz olduğuna işaret eden Yereli, Varlık Fonu’nu kapatacaklarını belirtti. Yereli, ülkenin dışarıdan bakıldığında bir ‘rant ekonomisi’ olarak görüldüğünü, kamu-özel işbirliği projelerinin de şeffaf olmadığını söyledi. ‘’Ben hiç kullanmadığım köprülere vergilerimle kaynak aktarıyorum. Köprüyü hiç kullanmayan insan parasını ödüyor. Bunlara proje bazında çözüm üretmek zorundayız. Bu sözleşmeler öyle veya böyle ortaya çıkacak. Bunlar denetime tabi tutulmak zorunda’’ diyen Yereli, partisinin iktidara geldiğinde öncelik vereceği konuların başında kamu yatırımlarının denetimi olacağını ifade etti.

ÖZCAN: ALLAH İNSANI İDDİASINDAN SINAR!

Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemini eleştiren Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan ise hukuk, demokrasi ve şeffaflık vurgusu yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı: "Sayın Cumhurbaşkanı'nın çok sık kullandığı, muhalefete yönelik bazı cümleler vardır, herkesin diline pelesenk olmuş. 'Bunlar sabah başka, akşam başka konuşurlar' der mesela muhalefet için çok sık. 'Bunlara üç koyun verseniz güdemez' der. Allah insanı iddiasından sınar. Sayın Cumhurbaşkanı özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi ile birlikte kendi iddialarından defalarca sınanmaktadır. Keyfi müdahale yapmayacaksınız. Fiyat kontrolü gibi ilkel mekanizmaları yeniden hayata geçirmeyeceksiniz. Oyunu oynarken kuralı değiştirmeyeceksiniz. Kurumsal özerkliğe, kurumlara, kurallara onlara gerektirdiği itibarı yeniden teslim edeceksiniz."

YÜZDE 10 VİYANA 16 MİLYON BANGLADEŞ STANDARTLARINDA

Gelir dağılımındaki adaletsizliğe de dikkat çeken Serkan Özcan, "Nüfusun yüzde 10'luk en zengin kesimi Viyana standartlarında, en alttaki yüzde 20 yani yaklaşık 16 milyon insan Bangladeş standartlarında yaşıyorsa o ülkede asgari ücret ile ilgili politika önermek, Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile ilgili programlar ve önerilerde bulunmak, kamu maliyesinde sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarının artaacağını söylemek popülizm değildir." şeklinde konuştu.

Serkan Özcan, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin siyasi iktidarın tercihlerinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini söyledi. Ekonomiye dair çözüm önerilerini dile getiren Özcan, "Güvenin olmadığı, paranın itibarının olmadığı, demokrasinin sorgulandığı bir ülkede ekonomi politikaları ile yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur’’ dedi.

Özcan, kamu-özel işbirliği projeleri, Varlık Fonu, İşsizlik Fonu, Kıdem Tazminatı Fonu ve yakın zamanda gündeme gelen Bireysel Emeklilik Sistemi fonu başlıklarının gelecekte çok konuşulacak meseleler olacağını söyledi. Kamu-özel işbirliği projelerinin maliyetlerinin denetlenemediğini ve şeffaf olmadığını belirten Özcan, ‘’154 milyara ulaşmış verilen taahhütler. Bu taahhütler verilirken vatandaşa haber vermeden yapamazsınız. Yapılan projelere kaç milyar dolarla başlandığı, sözleşme tadilatlarıyla maliyetin nereden nereye geldiğini gizleyemezsiniz’’ ifadesini kullandı.

İstanbul-İzmir Otoyolu projesi üzerinden sözünü ettiği proje maliyetlerine örnek veren Özcan, ‘’6 milyarlık İstanbul-İzmir Otoyolu projesinin maliyeti, sözleşme tadilatları ile 11 milyar dolara çıktı. Projenin kendisi kadar tadilat olur mu? Bunun hesabı sorulacak’’ dedi.

"ASGARİ ÜCRETTEN GELİR VERGİSİNİ KALDIRACAĞIZ"

Gelecek Partisi'nin ekonomiye yönelik çözüm önerilerini aktaran Serkan Özcan, Türkiye'nin ekonomide hedeflemesi gereken şeylerin sürdürülebilir büyüme, fiyat ve finansal istikrar, tam istihdam, mali disiplin ve küresel entegrasyon olduğunu ifade etti. Özcan, sözlerine şöyle devam etti: "Kamu politikaları bunlara ek olarak neleri öncelemeli? Yoksulluk ve gelir adaletsizliği ile ilgili problemlerin çözülmesini önermelidir. Örnek olsun diye söyleyeyim: Biz asgari ücretten gelir vergisinin kaldırılmasını öneriyoruz Gelecek Partisi olarak. Kayıt dışı işsizlik ile mücadele için imar barışı yerine emek barışı yapalım. Kayıt dışı işçileri sistemin içine sokmak için bir barış projesi gerçekleştirelim diyoruz. Temel sağlık hizmetlerinden ve temel eğitimden bütün vatandaşların eşit bir biçimde sağlayacak bir kamu politikası öneriyoruz. Çiftçinin, esnafın, KOBİ'nin ekonomik büyümeden pay almasını istiyoruz."

"TÜRKİYE'NİN ASIL İHTİYACI KIRSAL DÖNÜŞÜM"

Partisinin tarım politikalarına değinen Gelecek Partili Özcan, kentsel dönüşümün adı itibariyle kulağa hoş gelse de Türkiye'nin asıl ihtiyacının kırsal dönüşüm olduğunu söyledi. İnsanların yeniden tarıma dönebilmesi için ve tarımda üretimin artırılabilmesi için teşvik edildiği ve devlet tarafından doğrudan hibelerle desteklendiği bir politikanın hayata geçirileceğini belirterek bu yönde yeni bir mekanizma kuracaklarını sözlerine ekledi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

AK Parti teklif sundu: Kıdem tazminatı kaldırılıyor

Ekonomi Haberleri