Irak ve Suriye’de ‘küçük Armageddon’lar

Suriye ve Irak’ta IŞİD’in elindeki toprak parçaları azaldıkça, “IŞİD’den sonra ne olacak?” sorusunun nasıl cevap bulacağı da daha açık hale gelmeye başlıyor. Halihazırda beş farklı bölgede yaşanan çok taraflı gerilimlerin sonucu, IŞİD sonrası kalıcı düzenin ilk adımı olacak.

Suriye’de altı buçuk yıldır devam eden iç savaş ve 2003’teki Amerikan işgalinden bu yana Irak’ta yaşanan istikrarsızlık, IŞİD başta olmak üzere radikal örgütlerin bu iki ülkede geniş toprak parçalarını ele geçirmesi sonucunu doğurdu. Haziran 2014’te Musul’u ele geçirerek sözde hilafet ilan eden IŞİD, özellikle son iki yılda uluslararası koalisyonun desteğiyle ele geçirdiği toprakların büyük çoğunluğunu kaybetti. Bu dönemde bölgedeki gelişmeleri takip eden herkesin en çok sorduğu soru ise “Peki IŞİD’den sonra ne olacak?” sorusuydu. Şimdi IŞİD, Irak-Suriye sınırındaki dar bir toprak parçasında sıkışmış durumda. Rakka operasyonu sona yaklaşırken, Deyrizor’un da büyük bölümünü PKK-PYD ve Esad rejimi ele geçirmiş durumda. Bu, IŞİD’in elinde büyük bir şehrin kalmadığı anlamına geliyor. En güçlü döneminde bile geçici olacağı öngörülen IŞİD’in aradan çekilmeye başlamasıyla beraber, kalıcı aktörler arasındaki çıkar çatışmaları daha da günyüzüne çıkmış durumda. Halihazırda beş farklı bölgede yaşanan gerilimlerin sonucu, büyük ölçüde “IŞİD’den sonra ne olacak?” sorusunun yanıtını verecek. Bu durum, Hristiyanlık’ta ‘Armageddon’ diye adlandırılan son büyük savaşın habercisi gibi görünüyor. Ancak Suriye ve Irak’ta bir değil, beş Armageddon var.

1- TÜRKİYE'NİN SINIR KAYGISI

Suriye’nin Türkiye’ye komşu vilayetlerinden İdlib, El Kaide etkisindeki Heyet Tahrir Şam, Afrin ise PKK-PYD kontrolünde bulunuyor. Türkiye, terörün bu bölgelerden temizlenmesi konusunda yürütülen çabalarda başı çekiyor. Geçen haftalarda Rusya, İran ve Türkiye arasında bu konuda  müzakereler yapıldığı haberleri basına yansımıştı. Karar, Türkiye’nin sınır bölgesine 20 bin asker gönderdiğini ortaya çıkarmıştı. İdlib’in El Kaide’den temizlenmesinin ardından Afrin’e yönelik operasyonun başlayacağı öne sürülmüştü.

2- İSRAİL'İN İŞGAL PLANI

Suriye’nin Golan Tepeleri’ni 1969’dan bu yana işgal altında bulunduran İsrail Suriye’deki savaşı yakından izliyor. Son aylarda Esad güçleri ve müttefiklerine yönelik hava saldırılarını yoğunlaştıran İsrail’in asıl kaygısı ise İran’ın bölgedeki gücünün artması. Lübnan Hizbullahı ve İran destekli onbinlerce milis, Suriye’nin dört bir yanında faaliyet gösteriyor. İsrail ise buna karşı önlem olarak Golan Tepeleri’ndeki işgali büyütmeyi hedefliyor. Geçen haftalarda İsrail basınında yer alan haberlerde, Tel Aviv yönetiminin, İran destekli güçlerin Golan Tepeleri’nden 45 kilometre uzakta tutulması konusunda Rusya’ya talepte bulunduğu, ancak Moskova’nın bunu reddettiği öne sürülmüştü. İran destekli gruplar, Golan Tepeleri’nde İsrail’le savaşmak için bir örgüt kurmuştu.

3- SURİYE'DE PETROL YARIŞI

Suriye’deki çatışmaların en sıcak bölgesi, son haftalar itibariyle Deyrizor vilayeti. Deyrizor, Suriye’nin petrol ve doğalgaz kaynaklarının yüzde 75’ini barındırıyor. Burada Rusya destekli Esad rejimi Fırat Nehri’nin batısından, ABD destekli PKK-PYD ise doğudan ilerliyor. PKK-PYD’nin, bölgede önemli petrol sahalarını ele geçirdiği belirtiliyor. Ancak Esad rejiminin, petrol sahalarına hakim olmak için PKK-PYD ile çatışmaktan çekinmeyeceği ifade ediliyor. Bu da Rus ve Amerikan güçlerinin doğrudan karşı karşıya gelme ihtimalini doğuruyor. Her iki ülke de müttefiklerine verdikleri hava desteğinin yanısıra sahada özel kuvvetlerini bulunduruyor. Geçen hafta Deyrizor’daki PKK-PYD noktalarına yapılan hava saldırıları, gerilimi yükseltmişti.

4- IRAK'IN KADERİ NE OLACAK?

Irak’ta 2003’teki Amerikan işgalinin ardından yapılan yeni anayasada, aralarında Türkmenlerin yaşadığı Kerkük’ün de bulunduğu birçok yer Bağdat’taki merkezi hükümet ve IKBY arasında ‘tartışmalı bölge’ ilan edilmişti. 2014’te bu bölgeleri işgal eden IŞİD’in gerilemesiyle, tartışmalı bölgelere IKBY unsurları hakim oldu. IKBY’de yapılan bağımsızlık referandumu ise işleri daha da karmaşık hale getirmiş durumda. Bu bölgenin kaderi, Türkiye ve İran’ı da yakından ilgilendiriyor. Özellikle IKBY’yi yöneten KDP’nin İran Kürtleri arasında etkili olması, Tahran’ın endişelerini artırıyor.

5- TAHRAN-BAĞDAT GERİLİMİ

Irak üzerinde İran’ın etkisinin büyük olduğu biliniyor. Ancak son aylarda yaşanan gelişmeler, Bağdat’ın bu etkiyi sınırlamaya yönelik bir politika izlemeye başladığını gösteriyor. Özellikle Iraklı Şii lider Sadr ve Başbakan İbadi’nin Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaretler bunun önemli bir göstergesi oldu. Öte yandan Irak hükümetinin, Suriye sınırına yakın bölgede IŞİD’e Esad rejimiyle eş zamanlı operasyon düzenlememesinin İran’da rahatsızlık yarattığı biliniyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Petrol kavgasının bedelini çocuklar ödüyor

Detay Haber Haberleri