Prof. Dr. Yaşar Bilgin kimdir aslen nereli kaç yaşında? Turgut Özal ve Demirel'in doktoru Yaşar Bilgin'in hayat hikayesi

Türk-Alman Sağlık Merkezi'nin kuruculuğunu ve başkanlığını yapan Prof. Dr. Yaşar bilgin kimdir, Almanya'ya nasıl gitti? Tıp kariyeri nerede başladı nereye evrildi. Mersinli bir ailenin çocuğu iken babasının kolundan tutup yurt dışına gönderdiği Prof. Dr. Yaşar Bilgin, Turgut Özal, Semra Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Tükeş gibi pekçok ismi hastası olarak kabul etti. Kalp doktorluğu alanında uzman olan Yaşar Bilgin'in başarılarla dolu hayat hikayesine gelin yakından bakalım...

Prof. Dr. Yaşar Bilgin kimdir, Yaşar Bilgin nereli, tıp kariyeri nasıl başladı, Prof. Dr. Yaşar Bilgin'in Almanya'da tıp alanında yaptığı çalışmalar neler, bugün Türk doktorlara ne tavsiyelerde bulunuyor. Yaşar Bilgin, 1950 ylında Mersin'de gözlerini dünyaya açtı. Prof. Dr. Yaşar Bilgin'in hayatı İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimi esnasında Dev-Genç üyesi olup sokaklarda slogan atarken çekilen bir resmini Mersin'de yaşayan babası tesadüfen görünce tamamen değişti. Resmi görünce İstanbul'a gelen babası oğlunu kolundan tuttuğu gibi doğruca Amerika'ya gönderdi. Doktor olmasını istediği oğlunun sokaklarda politize olarak eylemlere katıldığını öğrenen babasının bu adımı Prof. Dr. Yaşar Bilgin'in hayatını kökten değiştirdi. Kaliforniya'da tıp okuyan Yaşar Bilgin, Almanya-Giessen'de felsefe okudu. Giessen Üniversitesi'nde profesör, Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanlığı Hessen'de, Eyalet Başbakanı'nın Danışmanı. Alman Göç ve Uyum Komisyonu Üyesi, Alman-Türk Vatandaşlar Konseyi Başkanlığı gibi görevler yürüttü.

Türkiye'den şapkasını ve ceketini alıp çıkmasının üzerinden 51 yıl geçen Prof. Dr. Yaşar Bilgin, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alpaslan Türkeş, Semra Özal, İsmet Sezgin, Ali Talip Özdemir gibi pekçok tanınmış simayı hastası olarak kabul edip tedaviler uygulamış bir isim.

İŞTE PROF. DR YAŞAR BİLGİN'İN KARİYERİ

Yaşar Bilgin, Almanya'da 1986 ile 1989 yılları tıp eğitimi aldı. Uzmanlık alanı olarak Kalp İmplantasyonu branşını seçti. Almanya'nın Giessen bölgesinde eğitimini tamamlayarak doktor oldu. Daha sonra Amerika'nın Kentucky eyaletinde Louisville sehrinde İç Hastalıkları doktoru olarak ilave eğitim alarak oradan da diplomasını aldı. 1996 yılında Almanya'nın Giessen bölgesinde İç Hastalıkları Merkezi (Zentrum für Innere Medizin), Tıbbi Klinik III (Medizinische Klinik III) ve Justus Liebig Üniversitesi Tıppi Poliklinik (Medizinische Poliklinik der Justus Liebig Universität) hastanelerine oberarzt (servis şefi)olarak atandı.

1991 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Dahiliye dalında resmi olarak tanınan Bilgin, merkezi Almanya'nın Giessen şehrinde bulunan Türk-Alman Sağlık Merkezi'nin de kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. Yaşar Bilgin 1991 yılından beri de Alman vatandaşıdır. Evli ve iki çocuk babası olan Yaşar Bilgin, 2012 senesinde Doç Dr. Yaşar Bilgin “devrim niteliğinde” bir çalışmaya imza attı.

ŞEKER HASTALIĞIYLA MÜCADELEDE DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR ÇALIŞMAYA İMZA ATTI

Şeker hastalığı dünya çapında 450 milyon hasta olmak üzere Türkiye’de toplumun yüzde 25'ni ilgilendiren bir hastalık olarak dikkat çekiyor.

Dr. Bilgin önderliğinde Alman ve Türk Hekimlerden oluşan bir bilimsel çalışma grubu kurulmuşdu. Amaçları insülin iğneleri tarih etmek ve hastaların kendi yağ hücresinde özel beta hücreleri üretmek ve böylece insülin iğnesini devre dışı bırakmaktı. Bu yöntemin sonucunda hastalar vücudu insülini kendi üretebilecekti. Hastanın kendi hücresi olduğu için hiçbir sorun yaşanmayacağı öngörülüyordu. Kısa zaman sonra ilk sonuçlar alındı. Tedavi metodu Alman hastalarda olumlu etki gösterdi.

Yaşar Bilgin bu çalışmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Damar sertliği biliyorsunuz ki bir kronik hastalık. Sigara, kolesterol, şeker hastalıklarından etkileniyor. Türkler, Almanlara göre 10 yaş daha erken bu hastalıklara yakalanıyorlardı. Bunun en büyük sebebi de vatandaşlarımızda iyi dediğimiz HDL denen kolesterolün az olmasıydı. Bu, daha çok damardaki kolesterollerin cidara yapışmasını engelleyen bir kolesterol tipi. Türk vatandaşları sağlıklı beslenmediklerinde, daha doğrusu çok et ve aşırı yağlı yiyerek besleniyorlarsa HDL’leri (hayırlı kolesterol) de az olduğundan damar sertliği olma ihtimali artıyor. Bunu ortaya çıkardık. Bu tedaviyi gündeme getirdik." şeklinde konuştu.

"PANKREAS İÇİNDEKİ İNSÜLİN DIŞARI ÇIKARILIYOR"

Prof. Dr. Yaşar Bilgin, tedavi süreciyle ilgili yaptığı açıklamanın devamında, "Türklerde şeker hastalıkları Almanlara göre iki üç kat daha fazla teşhis ediliyordu. Bilhassa yaşlılarda Tip2 denilen şeker hastalığı gerçekten çok fazla. Biz üniversite hastanemizde bununla yıllarca insüline ihtiyaç duyan şeker hastalarına farklı bir tedavi uyguladık. Kadavradan alınan pankreas içindeki insülini meydana getiren hücreler dışarı çıkartılıyor, temizleniyor ve hastaya aktarılıyordu. Bu aktarılan hücreler de hastada insülini meydana getiriyordu. Böylece hastanın pankreası yeniden insülin üretmeye başlıyordu. Bu proje uzun yıllar uygulandı, hala da uygulayan üniversiteler var.

Ama şimdi benzer bir çalışma kök hücreden yararlanılarak yapılıyor. Oradan alınan hücreleri, kimyasal bir süreçle insülin yapan hücre haline dönüştürülebiliyoruz. Bu yeni bir proje, henüz deneme safhasında diyebiliriz. Eğer bu bilimsel çalışma başarılı olursa ileriki tarihlerde insüline ihtiyacı olan hastalarda kendi vücudundan alınan hücreler değiştirilip hastaya uygun hücre haline dönüşüp aktarılacak. Bu da çok büyük bilimsel bir başarı diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"ALMANYA'DA ÇOK BÜYÜK PARALAR HAYAL ETMEYİN"

Prof. Dr. Yaşar Bilgin, Türkiye'de kariyerlerini bırakarak Almanya'ya gitmek isteyen doktorlara sürecin nasıl ilediğine dair bilgiler verdi. 10 yıl önce Almanya'nın tıp diplmasını kabul edip onay verdiğini söyleyen Yaşar Bilgin, artık Türkiye'den tıp diplomasıyla gelenlerin Almanya'da ayrıca bir uzamanlık sınavına tabi tutulduğunu zor bir prosedürün uygulandığına vurgu yaptı. Bilgin belli düzeyde Almanca bilgisinin de arandığını ifade ederek, Almanya'ya çok büyük para kazanma hayaliyle gelinmemesini söyledi. Bilgin, "Hemen baştan söyleyeyim, çok gelmek isteyen hatta beni de arayanlar var. Özellikle gençler büyük bir ümitle Almanya’ya gelmek istiyorlar. Ama bunun prosedürü çok zor… Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar Alman devleti Türkiye'nin diplomasını tasdik edip kabul ediyordu. Buraya gelen bir doktor arkadaşımız çalışabiliyordu.

Özel izin alması gerekmiyordu. Şimdi ise uygulama değişti, Türkiye'den gelen doktorlar imtihana tabi tutuluyorlar ve belli düzeyde Almanca bilmek şart koşuluyor. Özellikle uzman olmuş belli bir düzeye gelmiş doktorlar için yepyeni bir hayat başlamak zorunda. Almanca öğrenmek gerekiyor, imtihana girmek gerekiyor. Mülakatta karşınıza belki sizden daha genç profesör veya doktorlardan oluşan üç kişilik bir heyet oturuyor. Belli bir yaştan sonra böyle bir imtihan oldukça zor bir durum. Bunun dışında Almanya'da da gerçekten doktorların maaşları o kadar yüksek değil. Bunu da söylemek lazım. Bugün uzman doktorun hastanede aldığı net gelir yaklaşık 5-6 bin Euro’nun altında kalabiliyor. Çok büyük kazançlar hayal etmemek lazım. Türkiye'de uzmanlık imtihanını kazanamayanlar genç doktorlar gelmek istiyor, uzmanlık yapmak istiyorlar, bu çok doğal ama prosedür zor. Yine de hiç kimse bunu bir hayal olarak görmesin. Sadece zor bir prosedür var, tabii ki gelen gelebilir ama kolay değil…" şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Karar Biyografi Haberleri