Karatay ‘beyaz alarm’ verdi

Prof. Dr. Canan Karatay yeni kitabı ‘Gerçek Tıbbın 10 Şifresi’nde genetik ve iyileşemez denilen hastalıkların nasıl tedavi edileceğini anlatıyor. Karatay, tansiyonu yükseltenin tuz değil şeker olduğunu belirterek “Fransız İhtilali’nin bile en büyük sebebi halkı tuzsuz bırakmaktı. Tuz içinde 84 minerali barındıran bir kaynak” diyor.

İNCİ DÖNDAŞ/İSTANBUL

“Ekmek yemeyin, hasta olmayın”, “Yağ yiyerek zayıflayın” diyerek beslenme konusunda birçok ezberi bozan Prof. Dr. Canan Karatay, bu kez kaya tuzu yenilmesini öneriyor. Karatay “Vücutta tuz eksilince tüm organizma alt üst oluyor, aslında birçok hastalık aşırı tuzsuz beslenmeyle gelişiyor” diye konuşuyor.

Dün ‘Gerçek Tıbbın 10 Şifresi’ adlı kitabının tanıtımını Sultanahmet’te bir otelde basın toplantısıyla gerçekleştiren Karatay, kitabında genetik veya iyileşmez denilen hastalıkların nasıl tedavi edileceğini anlatıyor. Bilimsel yüzlerce referans göstererek hastalıkların nasıl tedavi edilebileceğini sıralıyor. KARAR’a konuşan Karatay 1990 yılından sonra kronik dejeneratif hastalıkların patladığını belirterek bunların genetik olmadığını söylüyor. Fabrikadan çıkan gıdaların vücutta enflamasyona yani yangıya neden olduğunu ve bunun da hastalıklara yol açtığını kaydeden Karatay, kitabında enflamasyonun nasıl önleneceğini, başlamışsa nasıl durdurulacağını anlattığını kaydediyor.

Karatay “Kitabımda kronik inflamasyon, insülin direnci, obezite, diyabet, hipertansiyon, depresyon, unutkanlık, kronik artrit, eklem ve kas ağrıları, polikistik over, fibrokistik meme, fibromiyalji, kanser ve tüm kronik dejeneratif hastalıklarından korunup iyileşmek için 10 şifre veriyorum” diyor. Kitabında ayrıntılarıyla anlattığı bu 10 şifreyi kısaca şöyle sıralıyor.

1 ) Başta diyabet olmak üzere tüm kronik dejeneratif hastalıklar iyileşebilir: ‘Genetik’ ve ‘iyileşmez’ masalını unutun! İlaca mahkum olmuş, ‘Ölene kadar bu ilaçları içeceksin’ diye beyinleri yıkanmış diyabet hastalarının ve diğer kronik dejeneratif hastalıklardan muzdarip insanların, bu hastalıkların kalıcı olarak tedavi edilebileceğini ve ilaçlardan kurtulabileceğini bilmek en insani hakları.

2 ) Vücutta sinsi sinsi başlayan hastalıkların temel nedeni kronik inflamasyondur: Kan şekeri ve insülin hormonu kanda uzun süre yüksek seyrederse mikropsuz kronik yangın başlar! Önemli olan bu yangını başlatmamaktır. Eğer başlamışsa da temeline inip yangını söndürmek gerekir. Yangını başlatan ise şekerdir. Kesinlikle şeker yemeyin.

3 ) İnsülini zıplatırsan yanarsın: Kronik hastalıkların temelinde birçok noktada kan şekeri ve insülin hormonu karşımıza çıkıyor. Bunlar kanda uzun süre yüksek seyrederken daha da zıplatılınca işte o zaman canımızı yakıyor! Trigliseridleriniz yükselebiliyor, leptin ve insülin direnci ortaya çıkabiliyor. Tiroit hormonları dengeyi kaybedebiliyor ve riskler gün geçtikçe artarak farklı hastalıklarla, ağrı ve sancılarla karşımıza çıkıyor.

4 ) Düşük glisemik gıdalarla beslenin: İyileşmenin yolu kan şekerini düşürüp, insülin direncini kırmaktan geçiyor. Bunun için de düşük glisemik indeksli sağlıklı gıdalarla beslenmek gerekiyor. Yani sağlıklı proteinler, yağlar ve karbonhidratlarla…

5 ) Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri tamamlayın: Organizmanın temel ihtiyacı olan B vitaminleri ve C  vitaminleri, çinko ve iyot gibi mineraller hayati önem arz ediyor.

6 ) Sinsi kimyasal katkılar sinsice hasta eder, uyanık olun: İyodür, bromür, klorür ve florür arasındaki farkları ve vücuda etkilerini iyi bilip anlamak gerekiyor.

7 ) Magnezyumsuz hayat olmaz: Magnezyumun önemi göz ardı edildi uzun yıllardır ama enerjimiz, sinir sistemimiz, migren hastaları, böbrekler, diyabetliler ve gebeler için magnezyum çok çok önemli!

8 ) Ekmekte glüten ve lektin tehlikesi var: Modern cüce buğday hayatımıza girdiği günden itibaren kronik inflamasyon ve sebep olduğu kronik dejeneratif hastalıklar inanılmaz derecede artış gösterdi. Bağırsaklarda yaşanan sorunlar ve buna bağlı hastalıklar da… Çünkü aşırı ekmek tüketimiyle yüksek oranda glütene ve lektine maruz kalınıyor.

9 ) İstikbal bağırsaklardadır: Mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin yüzde 90’ı bağırsaklarımızdaki dost bakteriler tarafından üretiliyor. Sağlıklı bakterileri artırmanın yolu prebiyotik ve probiyotik yemekten geçiyor. Prebiyotikler lahana, karnabahar, turp, soğan, sarımsak. Doğal ev yoğurdu, ev yapımı sirke, turşu, şirden mayalı peynir gibi doğal probiyotikler sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmaz olarak hayati önem arz ediyor. K2 ve D vitamininin yanı sıra Coenzym Q-10 da.

10 ) Kaya tuzsuz kalma: Çok şaşıracaksınız şimdi yine ama tansiyonu yükselten şeker! İnsülin direncinin başlamış olmasından dolayıdır. Vücutta tuz eksilince tüm organizma altüst oluyor, birçok hastalık aşırı tuzsuz beslenmeyle gelişiyor. Kristal kaya tuzu doğal haliyle 84 minerali dengeli olarak barındırıyor. İlk kez söylüyorum, Fransız İhtilali’nin en büyük sebebi halkı tuzsuz bırakmaktı. Krallar ve aristokratlar hakiki tuzu elinde tutup yüksek fiyata satmak için halka vermedi. Halk yiyeceklerini bütün yıl muhafaza etmek için doğal kaya tuzu kullanıyordu. Halk için altından daha kıymetliydi. Bir de 10 bin yıl önce Çin’deki tabletlerde kristal kaya tuzunun sağlığa faydaları anlatılıyor. 10 bin yıl önceki lafı şimdi söylüyorum. Dünyada tansiyon yüksekliği ve kalp hastalığından ölüm oranlarının en düşük olduğu bilinen Japonya, Fransa, Norveç ve Güney Kore gibi ülkelerde aşırı miktarda tuz tüketilmektedir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Canan Karatay'a para cezası
Canan Karatay: Kelle paça ye, botoksa ihtiyacın kalmaz
Canan Karatay sokağı da ikiye böldü

Hayat Haberleri