Kızılay Başkanı Kınık: Sağlık malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz

"Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız" uyarısında bulunan Kızılay Başkanı Kınık, "Şu anda tüm yurt dışı uçak operasyonları durdu. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz. Sağlık sektörümüzde milli seferberlik oluşturmak zorundayız" dedi. Kınık ayrıca, kan nakliyle koronavirüs tedavisine başlayacaklarını duyurdu.

Kızılay Başkanı Kerem Kınık, kan nakliyle koronavirüs tedavisine başlanacağını, yoğun bakımdaki hastaların virüsü yenmiş insanlardan alınan örneklerle iyileşebileceğini söyledi. Kınık, "İyileşen hastaya şu mesajı vereceğiz: 'Sen bir kahramansız. Şimdi ağır hastalar için bu kahramanlığını kullan' diyeceğiz" ifadesini kullandı.

Habertürk'ten Esra Boğazlıyan'a açıklamalarda bulunan Kızılay Başkanı Kınık, koronavirüsün Çin'de ortaya çıktığı günden itibaren takipte olduklarını belirterek, bir afet operasyon merkezi oluşturduklarını söyledi. ve kan nakliyle koronavirüs tedavisine başlanacağını açıkladı.

"Bu yaşadığımız korona pandemisi biyolojik afet" diyen Kınık, kan nakliyle koronavirüs tedavisine başlanacağını açıkladı.

Kınık'ın açıklamaları özetle şöyle:

"300 SAHRA HASTANESİ DAHA HAZIRLIYORUZ"

Koronavirüs Türkiye’ye girdiği andan itibaren ne yaptınız? İlk vakanın tespitinin ardından 19 gün geçti. Bu süre içinde sahada ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz?

İlk korona vakası çıktıktan sonra Sağlık Bakanlığı’mız ile ulusal pandemi eylem planı çerçevesinde bazı görevler verdi. Öncelikle vatandaşlarımızın bilinçlendirilmesi göreviydi. İkincisi beslenme ve barınma temelli hazırlanmamız için talimat verdi devletimiz. Yurt dışından Türkiye’ye gelen ve karantinaya alınan vatandaşlarımızın ki 16 bin kişinin 14 gün boyunca bütün yemeklerini karşıladık. Hala da karantina altında tutulanlar var. Tüm öğünlerini ve ihtiyaçlarını 2500 Kızılay çalışanı hizmet verdi.

Türkiye ile Gürcistan arasındaki Sarp Sınır Kapısı'nda, Kovid-19 tedbirleri kapsamında 100 yataklı 4 ayrı sahra hastanesi kurulmaya başlandı. Sınır kapısına 200 metre uzaklıkta kurulan sahra hastanelerinde, sınırdan Türkiye'ye geçen ve koronavirüs şüphesi bulunanlar gözlem altına alınacak.

Bu süre zarfında sınır bölgelerimizde, özellikle İran-Gürcistan sınırlarında karayoluyla Türkiye’ye gelmek durumunda olan vatandaşlarımız için o hat boyunca sahra hastaneleri kurduk. Türkiye içine sokulmadan o noktada karantinada tutulmaları için 150 civarında sahra şişme çadır hastanemizi Sağlık Bakanlığı’na verdik. Şu anda da ülkemizin tek afet çadır üreticisi olan şubat ayının başından beri sahra hastanesi üretimi devam ediyor. 150 sahra hastanesini teslim etmiştik, şimdi 300 sahra hastanesi daha hazırlıyoruz. Günde yaklaşık 5 hastane üretiyoruz. Çadır birimlerimizdeki izinleri de kaldırdık. 2020 zaten kötü başladı. İdlib krizi, göç dalgası, deprem bölgesi. Avrupa’ya göç dalgası başladı. Edirne hattındaki göçmenlere de hizmetlerimiz oldu.

"MASKE FABRİKAMIZ NİSAN SONUNDA ÜRETİME GEÇİYOR"

Önümüzdeki günlerde Türkiye’de de maske ihtiyacı doğabilir. Sizin maske üretiminiz var mı?

Maske üretim kapasitemizi 2. Dünya Savaşı döneminde kimyasal gaz ve silahlara karşı Kızılay’ın kurduğu bir maske fabrikası var. Bu maskelerle ilgili imalat kararını verdik. Nisan’ın sonunda imalat başlayacak. Yüksek kapasiteli bir makine satın aldık ama makinenin Türkiye’ye intikalinin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Hızla yüksek kapasiteli bir maske imalatımız olacak. Ancak bu süre zarfında yüksek nitelikli olan Çin’deki çok büyük bir üreticiyle bağlantı kurarak tedarik ediyoruz. Hızla bir şekilde ihtiyaç duyan sağlık personeline dağıtıyoruz. Sağlık Bakanlığı da yaptı 3 milyon N95 maskesi tedarik etti. İhtiyaç artarsa hem dışardan ithalat hem de içerde üretim kapasitesi oluşturuyoruz.

"İYİLEŞEN HASTALARIN KAN PLAZMALARINI HASTALARA NAKLEDİYORUZ"

Plazma tedavisinden bahsediyorsunuz sanırım. Koronayla mücadele eden birçok ülkede gündemde. İyileşen korona hastalarının kanlarındaki plazmanın yani oluşmuş antikorun yeni hastalara nakli. Peki Türkiye’de bu mümkün olabilecek mi? Sağlık Bakanlığı’yla, Bilim Kurulu’yla çalışmanız var mı?

Hacettepe Üniversitesi, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’yla 3’lü bir çalışma yürütüyorduk. Sağlık Bakanımızla irtibat kurduk. Bilim Kurulu da Sağlık Bakanımız da onay verdiler projenin ilerletilmesi için. Aslında bu 50 yıldır hekimlerin bildiği bir yöntem.

Hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş, kanında da 2 haftadır virüs bulunmayan gönüllü bağışçılarımızı alıyoruz ve plazmalarını alıyoruz. Sıvı kısmını alıp diğer kısmını geri veriyoruz. Plazmada ne var? İmmunglobolin dediğimiz antikorlar var. Bu immunglobilinler, yoğun bakıma alınmış, solunum sıkıntısına girmiş, durumu kötüye giden riski yükselmiş vatandaşlarımız için onu uçurumun kenarından çekip alabilecek bir tedavi edici özelliği var.

Önümüzdeki günlerde, ilk grup hastalarımız iyileşmeye başladı. Bu hastalarımızla temas kuracağız. Gönüllü olacak vatandaşlarımızın plazlamalarını alıp sofistike bir lojistik sistemle. Çünkü bunlar saatler içinde yoğun bakımlarda durumları kötüleşen insanlara yetiştirilmesi gerekiyor. Ülke genelinde 20’ye yakın noktamızda plazma farez dediğimiz aferez cihacımız var. 100 civarında cihazımız var. Bazı üniversite ve eğitim hastalerimizde de bu cihazdan bulunuyor. İyileşen hastaya şu mesajı vereceğiz: 'Sen bir kahramansız. Hastalandın ama iyileştin. Hadi şimdi ağır hastalar için bu kahramanlığını kullan' diyeceğiz.

"GÜNDE 4 BİN KORONA TESTİ YAPACAK CİHAZLARIMIZI SAĞLIK BAKANLIĞI'NA VERDİK"

Tam da bu merak ediliyor. Kızılay’ın birçok mobil araçları var, bu testleri yapabilecek donanımı var. Bu altyapı korona testi tespitinde kullanılamaz mı diye?

İlk vaka çıktığı anda Sağlık Bakanlığı’na bu altyapı sistemimizin kullanılmasını teklif ettik. Bir taraftan bizim kan hizmetleri için ihtiyaçlarımız devam ediyor ama acil ameliyatlar hariç operasyonlar ertelenince günlük 9 binden 4 bin ünite kana ihtiyaca düşünce günde 4 bin korona testi yapabilecek bu cihazlarımızı Sağlık Bakanlığı’na teslim ettik. Bizim cihazlarımız ama Sağlık Bakanlığı işletiyor.

"SAĞLIK SEKTÖRÜNDE DIŞA BAĞIMLIYIZ, MALZEMEMİZ BİTERSE SIKINTI YAŞARIZ"

En çok merak edilen şey yoğun bakımların durumu? Ventilatör cihazları çok önemli. Sizin bu noktada bir tedarik çalışmanız var mı? Bütün büyük ekonomili ülkeler bile ventilatör sorunu yaşıyor.

Tedarik noktasında firmalarla görüşüyoruz. Kendimizin bu cihazları üretmesi noktasında bir planımız yok ama bizim alanımıza giren örneğin kan torbaları, kan laboratuar kitleri, kişisel koruyucu maske, çadır hastane gibi ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili yatırım çalışmalarımızı yaptık. Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız. Şu anda tüm yurt dışı uçak operasyonlarını durdurdu. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz. Sağlık sektörümüzde milli seferberlik oluşturmak zorundayız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Koronavirüs Haberleri