Kudüs zaferi

BM Genel Kurulu’ndaki Kudüs oylaması öncesinde Trump’ın tehditlerini Netanyahu’nun pişkin sözleri izledi: ‘Kudüs başkentimiz, oylamayı tanımıyoruz.’ Ancak Genel Kurul’daki Filistin oylamalarının tarihi, ABD ve İsrail’in birkaç ülke dışında destek bulamadığını gösteriyor.

HABER MERKEZİ / İSTANBUL

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ettiği kararı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na taşındı. Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin veto hakkını kullanmasının ardından gelen Genel Kurul hamlesi öncesinde, Trump üye ülkelere ABD’nin yaptığı yardımlara işaret ederek aleyhte oy veren ülkelere yaptırımları kesme tehdidinde bulunmuştu. ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley ise üye ülkelere gönderdiği e-postada ‘her bir oyu tek tek nok edeceklerini’ söylemişti. Washington’dan gelen bu tehditlerin ardından, İsrail de BM’ye rest çekti. BM’yi ‘yalanlar evi’ olarak tanımlayan Başbakan Benjamin Netanyahu, “İsrail devleti bu oylamayı tamamen reddediyor. Kudüs bizim başkentimiz ve buradaki inşamıza devam edeceğiz. Yabancı elçilikler ABD’nin öncülüğünde Kudüs’e taşınacak. Bu olacak!” dedi. İsrail’in BM Temsilcisi Danny Danon ise “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu bilmek için uluslararası kuruluşların onayına ihtiyacımız yok” ifadesini kullandı.

Ancak 1967 yılından bugüne kadar BM Genel Kurulu’nda yapılan Filistin konulu oylamalar, ABD ve İsrail’in dünyadan destek bulamadığını gösteriyor. BM tarihinde şimdiye kadar Filistin’in işgaline ilişkin İsrail’e karşı yapılan Genel Kurul karar tasarısı oylamalarında 193 üyenin ezici çoğunluğu Filistin’e destek verdi. ABD ve İsrail ise ancak birkaç küçük ada devletinin desteğini alabildi. Kasım 2009’da BM Genel Kurulu, İsrail’in Gazze’ye yönelik yaptığı askeri operasyonda orantısız güç kullanması nedeniyle savaş suçu işlemekle itham edildiği Goldstone Raporu ile ilgili Arap ülkelerinin hazırladığı tasarıyı kabul etti. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 114 ülke raporun kabulü için “evet” oyu kullanırken, başta İsrail ve Amerika olmak üzere 18 devlet tasarıya “hayır” dedi.

BM Genel Kurulu’nun 23 Kasım 2015’teki 3. Komitesi’nde ezici çoğunlukla kabul edilen başka bir karar tasarısında da İsrail’den Filistin topraklarındaki işgale son vermesi istendi. BM Genel Kurulunun insan haklarından sorumlu 3. komitesi, Filistin topraklarındaki işgalin sona erdirilmesini talep eden ve Filistin halkı ile dayanışma içinde olunduğunu vurgulayan karar tasarısını görüştü. Tasarının oylamasında 193 üyeden 170’i lehte oy kullandı. Aralarında ABD, İsrail ve bazı küçük ada devletlerinin yer aldığı 6 ülke ise ret oyu verdi. Tasarıda Filistin topraklarında 1967’den beri süren işgalin acilen sonlandırılmasının önemi vurgulandı, Filistin halkının kendi geleceğini tayin etme hakkı olduğu ifade edildi. Soruna kapsamlı ve kalıcı çözüm bulunması istenen tasarıda, Filistin halkı ile dayanışma için de BM kurumları ve üyelerine çağrıda bulunuldu.

BM’nin 2015 yılında yapılan 70. Genel Kurulu’nda Filistin ile ilgili 18 karar tasarısı oylamasının tamamında 71 ülke, ABD’nin aleyhinde oy kullandı. Kanada ve İsrail de tüm Genel Kurul karar tasarısı oylamalarında ABD’nin yanında yer aldı. Fransa, Almanya, İngiltere ve Çekya, Genel Kurul oylamalarında ABD ile sadece bir kez aynı tarafta yer alsa da 12 kez aleyhte oy kullandı, 5 kez ise çekimser kaldı. Geçen yıl gerçekleştirilen Genel Kurulda ise ABD’nin İsrail’e ilişkin olarak “Hayır” dediği 18 oylamada, İsrail, Kanada ve Palau da aynı tavrı gösterdi. Almanya ve İngiltere gibi Avrupa’nın büyük güçleri 17 oylamada ABD karşıtı tavır ortaya koydu.

KÖRFEZ RENGİNİ BELLİ ETTİ: FİLİSTİN TALİ BİR MESELE!

Körfez ülkeleriyle İsrail arasındaki yakınlaşma, BM’deki Kudüs oylamasına da yansıdı. Kudüs’ün statüsü hakkındaki toplantıya saatler kala, Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife Twitter’dan bir mesaj yayımladı. Halife, mesajında “Teo-faşist İslam Cumhuriyeti (İran) tehlikesine karşı birlikte savaştığımız bir dönemde ABD ile tali bir mesele için kavga çıkarmanın hiç bir faydası yok” ifadelerini kullandı. Bu mesaj, Körfez ülkelerinin son dönemdeki tutumunun en net ifadesi oldu. İran’ı ortak düşman ilan eden ve İsrail’le yakınlaşan Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri, Trump’ın Kudüs kararına en ‘ılımlı’ tepkiyi gösteren Müslüman ülkeler olmuştu. Geçen haftalarda Bahreyn’den bir heyet, İsrail’e ziyaret gerçekleştirmişti. Arap ve İsrail basınında, Körfez’in Filistinlilere ABD tarafından dayatılacak bir çözüm planı üzerinde çalıştığı haberleri yer almıştı.

İŞGALİN YILMAZ SAVUNUCUSU AMERİKA

ABD bugüne kadar işgalci güç İsrail’in çıkarlarını korumak için Filistin’le ilgili gündeme alınan 28 karar tasarısını veto etti. ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) veto hakkına sahip daimi üyesi olarak bugüne dek Ortadoğu’da İsrail çıkarlarını desteklemek üzere, konseyin gündemine aldığı en az 38 karar tasarısını veto etti. Bu karar tasarılarının en az 28’i doğrudan İsrail’in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki duruma ilişkin kınama ve uyarı tekliflerinden oluştu. Washington yönetimi, BMGK’nın 1946 yılından bu yana aldığı tüm kararlarda veto yetkisini en fazla bu meselede kullandı. Filistinlilere yönelik hak ihlalleri, Kudüs’ün durumu, Cenevre Sözleşmesi’ne uyulması çağrısı gibi konularda BMGK gündemine getirilen tasarılar, ABD’nin vetosuna takıldı. 2016’da ise dönemin ABD Başkanı Barack Obama, BMGK’da İsrail’in işgalini kınayan bir tasarıda çekimser oy kullanılmasını sağlamış, tasarı böylece kabul edilmişti.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

İhale karşılığı hayat kadını
Dünya basınında Kudüs kararı: Trump’ın tehditleri işe yaramadı
BM'deki Kudüs oylamasında evet ve hayır oyu veren ülkeler

Dünya Haberleri