‘Fatih’in Edebiyat Durakları’ ‘yolumuzu’ aydınlatacak

Fatih Belediyesi’nin 20-26 Kasım tarihleri arasında düzenlediği ‘Edebiyat Günleri’ kapsamında Fatih Belediyesi Kültür Yayınları Turgay Anar imzasıyla çok değerli bir kitap yayımladı. Kitap, genç kuşakları Fatih’in maddi/manevi kültür mirasıyla buluşturmayı amaçlıyor.

ÖMER HATUNOĞLU

‘Hafıza ve Miras: Fatih’in Edebiyat Durakları’ adını taşıyan eser izlediği yedi farklı güzergâhla aynı zamanda bir gezi rehberi özelliği de taşıyor. 336 sayfalık oldukça hacimli bu eser renkli ve siyah beyaz görsellerle de desteklenmiş. Aynı zamanda güzergâhlardaki mekânların edebiyatla; şair, yazar ve eser içerikleriyle olan ilişkisi ele alınmış. Bu açıdan eser sadece bir gezi rehberi olmanın ötesinde bir araştırma, inceleme özelliği de taşıyor.

Turgay Anar

Eserde, Tanzimat’tan bu yana yoğun değişimlerin yaşandığı suriçinin serencamını takip etmek mümkün. Örneğin 1926’da Beyazıt Meydanı’na bir havuz yapılır. Hatta bu havuz Sait Faik’in ‘Havuz Başı’ öyküsüne konu olur. O dönemde masraflı oluşundan dolayı çokça eleştirilen havuz bugün bulunmamaktadır. Havuz başı aynı zamanda bir buluşma yeridir. Eserde sadece Beyazıt Meydanı bile camisiyle, tarihi üniversite kapısıyla ve sahaflar çarşısıyla başlı başına bir tarih olarak karşımıza çıkmakta.

Eserde yedi güzergâh seçilmiş. Sırasıyla: 1. Şehzadebaşı-Vezneciler Güzergâhı 2. Beyazıt Meydanı ve Çevresi 3. Aksaray ve Çevresi 4. Süleymaniye-Şehzadebaşı-Vezneciler- Sarıgüzel-Atikali- Yavuz Selim- Draman Güzergâhı 5. Gedikpaşa-Divanyolu- Nuruosmaniye- Mahmutpaşa- Çemberlitaş- Sultanahmet Meydanı Güzergâhı 6. Babıali- Sirkeci-Cibali Güzergâhı 7. Haseki- Kocamustafapaşa Yedikule Güzergâhı.

Aslında edebiyatı ve edebiyatçıları mekânlarla birlikte ele almak öğreticilik açısından oldukça kıymetli bir yol ve yöntem. Lise, üniversite öğrencileri ve biz edebiyat meraklıları için bulunmaz bir imkân sunan eser okurların oldukça işine yarayacak bir kültür hazinesinin kapılarını aralamakla birlikte aynı zamanda İstanbul’u gezerken bize yol gösterecek bir rehber de olacak.

Bu eser bizi hem yakın tarihe götürecek hem mekânların zamanla nasıl değiştiğini gösterecek hem de edebiyat tarihinde yer alan yazar ve şairlerin nerelerde, kimlerle, neleri konuştuğunu ortaya koyacak. Bu bağlamda zihnimizdeki yarım yamalak sahneler daha da netleşecek, taşlar yerine oturacak, bağlantılar daha net kurulacak ve tarih neredeyse tarih olmaktan çıkıp Tanpınar’ın “Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında” şeklinde ifade ettiği yeni bir boyut kazanacak. Bu bağlamda eser genç kuşaklar için yol göstermekle birlikte kültürel bellek, kültür tarihi, sosyoloji ve edebiyat tarihi çalışmaları için de kaynaklık edecek. Büyük bir kültür hazinesine giden yolu aydınlatacak bu eser için şimdiden iyi okumalar…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Kültür Sanat Haberleri