Menbiç'te uzlaşı Senatoda fren

Menbiç mutabakatının sahada uygulanmasının üzerinden 24 saat geçmeden Türkiye-ABD ilişkilerinde kriz patlak verdi. ABD senatosu bugün teslim edilmesi beklenen F35’lerin Türkiye’ye satışını engelleyen yasa tasarısını onaylarken, YPG ve Suriye konusunda Ankara’nın tepkisini çeken açıklamalar yapan ‘şahin’ isimlerden David Satterfield da yeni Ankara Büyükelçisi olarak atandı.

Türkiye ile ABD arasında uzun süredir yaşana kriz Menbiç mutabakatını sahada uygulanmaya başlanmasıyla yerini umuda bırakmıştı. Ancak bahar havası uzun sürmedi. ABD Senatosu Türkiye’ye F35’ler dahil bazı stratejik silah sistemlerinin satışını engelleyen yasa tasarısını kabul etti. Bu krizin gölgesinde kalan ikinci adım ise Ankara’ya yeni atanan ‘şahin’ büyükelçi David Satterfield oldu.  ABD Senatosu, Savunma Bakanlığına (Pentagon) 2019 mali yılı için 716 milyar dolarlık bütçe ayrılmasını öngören yasa tasarısını 10’a karşı 85 oyla kabul etti. Tasarının Türkiye ile ilgili bölümünde ise “Ankara’nın Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri almasının iki ülke arasındaki tansiyonu yükselttiği” ve “Amerikalı rahip Andrew Brunson’ın salıverilmesi gerektiği” iddia edildi. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 almasının ABD ile Türkiye arasındaki ortak silah sistemlerini geliştirmeyi olumsuz etkileyebileceği öne sürüldü ve bu adımın NATO’daki ortak çalışabilirliği etkileyebileceği savunuldu.    Tasarıda söz konusu gerekçelerden dolayı F-35 savaş uçağı, Patriot hava savunma sistemleri, Chinook tipi ağır nakliye helikopteri, AH-1 tipi Kobra, H-60 Black Hawk tipi helikopterleri ile F-16 uçaklarının Türkiye’ye satılmasının bloke edilmesi gerektiğini öngören bir bölüm de yer aldı. Bu tasarının yasalaşmasından sonra 60 gün içinde Savunma Bakanının, Dışişleri Bakanı’na danışarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere dair Kongrenin ilgili komitelerine kapsamlı bir rapor sunması istendi ve bu rapor tamamlanmadan Pentagon’un Türkiye’ye Kongrenin onayına tabi herhangi bir dış silah satışına onay veremeyeceği sınırlaması getirildi.

Tasarının onay için ABD Başkanı Donald Trump’ın masasına gelmeden önce Konferans Komitesi olarak bilinen ortak bir komisyonda tek yasa tasarısı haline getirilmesi gerekiyor. Mayıs ayı sonunda Temsilciler Meclisinde kabul edilen bütçe tasarısında da benzer şekilde Türkiye ile ilgili olarak S-400 füze savunma sistemleri ve F-35 savaş uçağı ile ilgili bölümlere yer verilmişti.
İngiliz gazetesi Financial Times ise F-35 yapımcısı Lockheed Martin şirketinin de ilk F-35 uçağını Türkiye’nin öngörüldüğü gibi 21 Haziran’da teslim etmeyi beklediğini söylediğine işaret ediyor. Buna karşın Türk pilotlarının F-35 uçakları konusunda henüz eğitim görmediği ve uçakların “bir yıldan önce” ABD’den ayrılmalarının öngörülmediği için Pentagon’un bir çözüm bulmak için zamanının olacağı vurgulanıyor. Haberde “Ancak müdahale, ABD yetkilileri için bürokratik engeller yaratacak. Onlar da iki NATO müttefiki arasındaki ilişkilerin son aylarda Türkiye’nin 1974 yılındaki Kuzey Kıbrıs’ın işgalinden bu yana en düşük düzeyine indiğini söylüyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

8 AY SONRA BÜYÜKELÇİ ATAMASI: ABD’nin dün ikinci kritik adımı da 2017 ekim’inde görevinden ayrılan John Bass’ın 8 aydır boy duran Büyükelçilik koltuğuna yapılan atama oldu. Büyükelçiliğe Türkiye’nin yakından tandığı ‘şahin’ bir isim olan David Satterfied’in atandı. 64 yaşındaki Satterfield, ABD Dışişleri’nin Suriye dosyasına bakan önemli bir kaç isminden biri. Yine koltuğuna yeni oturan şahin kanattan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya da yakın bir isim olarak biliniyor. Ancak Türkiye, yeni büyükelçiyi asıl olarak Suriye ve YPG konusundaki açıklamalarından tanıyor. Her ne kadar uzmanlar, 40 başkentte büyükelçi yokken Ankara’ya atama yapılıyor olması iyiye işaret etse de Türkiye ABD ilişkilerinin fırtınalı sürecinde böyle şahin bir büyükelçinin atanması bir mesaj olarak yorumlanıyor. Oğul George Bush döneminin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’nın üst düzey danışmanı ve Dışişleri’nin Irak konusundaki özel koordinatörü olarak görev yapan Satterfield, Irak ve Suriye’deki dengeleri iyi bilen bir diplomat. Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan ve Tunus’ta görev yaptı. Satterfield, Ankara’nın yakın takibindeydi. Nedeni ocak ayında Amerikan Senatosu’nun Dışişleri Komisyonu’ndaki oturumda PKK’nın Suriye kolu YPG’lilerin çoğunlukta olduğu Suriye Dmokratik Güçleri’ne sahip çıkması. Satterfield o oturumda, Amerika’nın Suriye’deki varlığıyla ilgili olarak “Hemen çekip gitmeyeceğiz. Bu benim fikrim değil, Başkan’ın stratejik kararı” demişti. Satterfield aynı oturumda  ülkesinin neden Suriye’den çıkmayacağına açıklık getirirken temel sebepleri şöyle sıraladı; ortağımız SDG’yi korumak ve o bölgede tüm Suriye’ye model olacak yeni bir siyasi yapının kurulmasına yardımcı olmak, kritik önemdeki kuzey ve kuzeydoğuya istikrarı getirmek ve yardım yapmak, IŞİD’e karşı savaşan müttefiklerimizi, SDG’yi korumak, Siyasi kurumların, Suriye’nin geri kalanı için model olacak şekilde dönüştürülmesine yardım etmek ve İran’a karşı koymak ve İran’ın Suriye’deki varlığını geliştirmesini engellemek. 

14 ÜLKENİN İMZASI VAR

Türkiye, dünyanın önde gelen silah üreticisi Lockheed Martin tarafından geliştirilen Müşterek Taarruz Programı kapsamındaki beşinci nesil savaş uçağı F-35 Lightning II projesine 2002 yılında dahil oldu. Projeye 14 ülke ortak. Türkiye, F-35 savaş uçaklarının bazı parçalarını tedarik etmesinin yanı sıra filosuna eklemek için bütçesi 10 milyar doları 116 adet uçak sipariş etti. Projenin diğer ortakları Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, İsrail, İtalya, Finlandiya, Japonya, Hollanda, Norveç, İngiltere, ABD ve Güney Kore olarak sıralanıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

ABD askeri Menbiç’te devriye görevini sürdürüyor
Son dakika! Başbakan Yıldırım'dan F-35 açıklaması

Dünya Haberleri