Siber saldırı suçlamaları Putin’e kadar uzandı

ABD’nin Rusya’ya yönelik siber saldırı suçlamaları Putin’e kadar uzandı. Ancak FBI, CIA ve NSA tarafından hazırlanan rapor, müstakbel Başkan Trump’ı ikna etmedi. Somut kanıt içermeyen rapor için Obama’nın, Trump’ın işini zorlaştırmak istediği yorumları yapılıyor.

Rusya, ABD başkanlık seçimlerine siber saldırılar yoluyla müdahale etti mi? Bu, 8 Kasım’dan bu yana ABD’de en çok sorulan sorulardan biri. Zira Obama yönetimi, görev süresinin sonuna yaklaşırken Rusya’nın yaptığını iddia ettiği siber saldırıları karşılıksız bırakmak istemiyor. Bu konuda son hamle, ülkenin en büyük üç istihbarat kuruluşundan geldi. Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından hazırlanan ortak raporda, Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin bizzat suçlandı. Müstakbel Başkan Donald Trump’a özel bir brifingle aktarılan ve daha sonra kamuoyuna da açıklanan “Son ABD Seçimlerinde Rus Eylemlerini ve Niyetlerini Değerlendirme Arka Planı: Analitik Süreç ve Siber Saldırı Nitelemesi” başlıklı 25 sayfalık raporda şu ifadeler yer alıyor:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2016 ABD başkanlık seçimlerini etkileme emri verdiğini değerlendiriyoruz. Rusya’nın amacı ABD’nin demokratik sürecine olan kamu inancını sarsmak, Clinton’ı kötülemek ve onun muhtemel başkanlık şansına zarar vermekti.”

Başkanlık seçimlerine müdahale gerekçesiyle Rusya’yı ilk kez geçen ekim ayında resmi olarak suçlayan ABD hükümeti, Moskova’nın siber saldırılar ve yalan haberler yoluyla seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığına inanıyor. Clinton’a ait e-postaların hack’lenerek Wikileaks sitesine servis edilmesinin ardında Rusya’nın olduğu düşünülüyor. Ayrıca seçim sürecinde Clinton’ın itibarını zedelemeye yönelik birçok haberin sosyal medyadan yayıldığı ve bunun arkasında Rusya’ya bağlı ‘trol’ olarak adlandırılan unsurların yanısıra RT ve Sputnik gibi medya kuruluşlarının olduğu öne sürülüyor.

FBI daha önce de Rusya’nın siber örgütlenme şemasının yer aldığı bir rapor hazırlamıştı. Ancak Obama yönetiminin bu raporlarında somut bir kanıt yer almıyor. Moskova’nın, Trump’ın kazanmasını tercih ettiği belirtilen raporda konuyla ilgili istihbarat kurumlarının ayrıntılı bilgi ve analizleri bulunmuyor. Raporda saldırının başarılı olup olmadığına dair bir açıklama da yok. New York Times gazetesi de raporun kanıttan ziyade propaganda içerikli olduğunu belirtiyor. Bu nedenle Amerikan medyasında, raporların Obama’nın Trump’ın işini zorlaştırmak için yaptığı bir hamle olduğu yorumları yer alıyor. Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini savunan Trump ve Putin, birbirlerine birçok kez sıcak mesajlar vermişti.

Müstakbel Başkan Trump da istihbarat yetkililerinin kendisine verdiği brifingin ardından “Rusya’nın seçimlere müdahale etmediği” yönündeki düşüncesini değiştirmedi. İlk kez geçen Temmuz ayında Demokrat Parti tarafından gündeme getirilen “Rusya bağlantılı siber saldırı” iddiaları kamuoyunda uzunca süre tartışılmıştı. ABD İç Güvenlik Bakanlığı ile Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, Demokrat Parti kurumlarının ve seçim kampanyalarının siber saldırıya uğramasıyla ilgili olarak 7 Ekim 2016’da Rusya’yı resmen suçlayan bir açıklama yapmıştı. ABD Başkanı Obama, konuyla ilgili soruşturmanın 20 Ocak’a kadar tamamlanması talimatını vermiş, Trump da iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve “Kendi başarısına gölge düşürülmeye çalışıldığını” savunmuştu. Geçen hafta siber saldırılar gerekçesiyle 35 Rus diplomat ABD’den sınırdışı edilmişti. Rusya, karara misilleme yapmayacağını duyurmuştu.

HİLLARY ŞİMDİ DE BELEDİYEYE TALİP

ABD’de 8 Kasım’daki başkanlık seçimlerini Donald Trump’a kaybeden Hillary Clinton’ın, New York kentinin belediye başkanlığı için adaylığını koyabileceği öne sürüldü. New York Daily News gazetesinin, Clinton’a yakın ismini açıklamayan bir kaynağa dayandırdığı habere göre, eski Dışişleri Bakanı, bu yıl sonunda yapılacak olan seçimlerde aday olmaya hazırlanıyor. Kaynak, Clinton’ın bu şekilde New York Belediye Başkanı Bill de Blasio’dan da intikam almak isteyeceğini belirtti. De Blasio, seçim sürecine Clinton’ın kampanya müdürü olarak başlamasına rağmen, nisan ayında Clinton’ı desteklemekten vazgeçtiğini duyurmuş, ekimde ise yeniden desteklemeye başladığını açıklamıştı. Clinton, Trump’tan yaklaşık üç milyon oy daha fazla almış, ancak Amerikan seçim sistemi çerçevesinde daha fazla eyalette en çok oyu alan Trump, seçiciler kurulunda çoğunluğu kazanmıştı.

RUS ORDUSUNUN RUMUZU ‘GUCCİFER’

Üçlü istihbarat raporu, müstakbel Başkan Trump’ı ve kamuoyunu etkileyecek kanıtlar sunmasa da bazı bulgulara yer veriyor. 25 sayfalık rapora bakıldığında, Clinton aleyhine yayılan haberler veya Demokrat Parti de dahil çeşitli kuruluşların hack’lenmesiyle ilgili açık kaynakların incelenmesinden hareket edildiği görülüyor. Örneğin Rusya tarafından yayıldığı iddia edilen yalan haberlerin, anketlerde Clinton önde gitmeye başlayınca, onun muhtemel başkanlığını hedef alacak şekilde değiştiği vurgulanıyor. Ayrıca “Guccifer 2.0” adlı bilgisayar korsanının, Rus askeri istihbarat birimi GRU tarafından kullanıldığı iddia ediliyor. DC Leaks ve Wikileaks sitelerinin de Ruslar tarafından siber saldırılarla ele geçirilen belgelerin yayılması amacıyla kullanıldığı belirtiliyor. Raporda, “Rusya’nın Trump’ı desteklediği ve Clinton’ı itibarsızlaştırmaya çalıştığı” şeklindeki değerlendirmenin CIA ve FBI tarafından ‘yüksek güvenle’, NSA tarafındansa ‘ortaderecede güvenle’ yapıldığı vurgulanıyor.

TRUMP: DEMOKRATLAR HACK’LENDİKLERİ İÇİN HATALI

Hack iddialarını öteden beri fazla ciddiye almayan Donald Trump’ın fikrini, son üçlü istihbarat raporu da değiştirmedi. Rapor, müstakbel başkana New York’taki Trump Tower’da yapılan iki saatlik bir toplantıyla sunuldu. Trump, toplantının ardından yaptığı yaptığı açıklamada “Birçok ülke ABD’nin bilgisayar altyapısına sızmaya çalışıyor. Ancak seçim sonuçlarına kesinlikle bir etkisi olmamıştır. Oy kullanma makinelerine de herhangi bir şekilde müdahale olmamıştır” dedi. Sosyal medya üzerinden de konuya ilişkin açıklamalar yapan Trump, raporun kendisine gösterilmeden önce NBC televizyonunun eline geçmesini eleştirdi, sorumlu olanlar hakkında soruşturma açılması çağrısında bulundu. Ayrıca Trump, Demokrat Parti’nin hack’lenmesinde de suçu partiye atarak ““Demokratik Ulusal Komite’nin berbat ihmalkarlığı hack’in gerçekleşmesini sağladı. Cumhuriyetçi Ulusal Komite’nin savunması güçlü! Hack’in tartışılmasının tek nedeni, Demokratların kaybettikleri için utanç içinde olması!” yorumunda bulundu.

‘NÜKLEERİ KAPATIN DA DONALD PATLATMASIN’

ABD’de 20 Ocak’ta başkanlık koltuğunu devralacak Donald Trump’ın nükleer silahlarla ilgili sansasyonel açıklamaları, bilim insanlarını korkuttu. Ploughshares Fund adlı kuruluş, başlattığı imza kampanyasında Başkan Barack Obama’nın, nükleer alarm seviyesini düşürmesini talep etti. Bildiride nükleer silahların her an ateşlenebilecek durumda olmasının, Trump yönetiminde büyük bir felaket tehdidi olduğu savunuldu. “Biz 140 karakter yazana kadar Trump 140 nükleer silahı ateşleyebilir” denilen bildiriyi 60 bin kişi imzaladı. Trump, sık sık ABD’nin nükleer silah kapasitesinin artırılması gerektiğini belirtiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

ABD'de yargılanan Türk hacker Ercan Fındıkoğlu 8 yıl hapis ceza
Rusya Başbakanı Medvedev, Obama yönetimini anlattı
‘Siber Kızıl Ordu’ Avrupa seferinde

Dünya Haberleri