Sultan 1. Ahmet tarafından 1616 yılında mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya Ayasofya’nın karşısında yaptırılan Sultanahmet Camisi, kentin en çok turist çeken mekanları arasında ön sıralarda yer alıyor.
121
Osmanlı sultanları ve ailesi tarafından yaptırılan ve ”Sultan camileri” anlamına gelen selatin camilerinin 6′ncısı olan Sultanahmet Camisi, İznik çinileriyle bezeli olduğu için Avrupalılar tarafından ”Mavi Cami (Blue Mosque)” olarak adlandırılıyor.
221
İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan Sultanahmet Camisi, Mimar Sinan sonrası klasik mimarinin en büyük ve en önemli eseri olarak biliniyor.
321
Caminin yapımı 1616′da tamamlanırken, yapımı 1620 yılına kadar süren külliyenin diğer binalarının, dağınık bir düzenlemeyle yerleştirildiği görülüyor.
421
Binalar, tüm alana hakim ve dış avlu içinde yer alan cami ve hünkar kasrı çevresinde işlevlerine göre dini, eğitim yapıları ve sosyal tesisleri olarak gruplandırıldı.
521
Büyük çaplı bir prestij projesi olarak yapılan Sultanahmet Camisi ve külliyesinde Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa, klasik geleneğin denenmemiş detaylarını kullanarak devletin siyasi gidişine paralel olarak mimaride büyük bir atılım gerçekleştirdi.
621
İznik çinileriyle bezenmesi, yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate şayan en önemli yanı olarak öne çıkıyor.
721
Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezeli olan ve çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılması, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye götürüyor.
821
Sultanahmet Camisi, aynı zamanda Türkiye’nin 6 minareli tek selatin camisi olma özelliğini de taşıyor.
921
Caminin 6 minaresi olmasına ilişkin aktarılan bir efsane şöyle: ”Dönemin padişahı I. Ahmet, minareleri altından yaptırmak istemiştir ancak kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış işiterek ‘altın’ sözcüğünü ”altı” yaparak camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir.”
1021
Toplam 260 pencereyle aydınlatılan caminin ibadethane bölümü 64×72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı ise 23,5 metredir.
1121
Avlunun batı girişinde, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Bu kordon, avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmamak için eğmesini gerektiriyordu.
1221
Bu durum da padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylem olarak kabul ediliyordu.
1321
Vakıflar Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Sultan Ahmet Evvel Vakfına kayıtlı olan cami, büyük bir külliyenin ana yapısını oluşturuyor.
1421
Plan şeması itibarıyla Şehzade Camisi’ne benzeyen camide, merkezi kubbeyi dört yönden dört yarım kubbe destekliyor.
1521
Kareye yakın dikdörtgen planlı eserin içi zengin İznik çinileri ile kaplı bulunuyor.
1621
Sultanahmet Camisi hakkında AA Muhabirine bilgi veren sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Semavi Eyice, Mimar Sinan’dan sonra yetişen ve onun üslubunu devam ettiren Arnavut asıllı Sedefkar Mehmet Ağa’nın eseri Sultanahmet Camisi’nin, çok zengin bir mimarisi olduğunu söyledi.
1721
Külliye şeklinde yapılan caminin zaman içinde bazı bölümlerinin yıkıldığını dile getiren Prof. Dr. Eyice, ”Sultanahmet Camisi’nin 6 minaresi var. Bu özellik başka camide yok” dedi.
1821
Prof. Dr. Eyice, külliyenin Darüşşifası yani hastanesi olduğunu, Sıbyan mekteplerinden ise birinin yıkıldığını, diğerinin durduğunu kaydetti.
1921
Sultanahmet Camisi’nin arkasında ”Arasta” tabir edilen ve yangın geçirdiği için yıllarca kullanılmadıktan sonra restore edilen çarşının giriş çıkışlarındaki sebillerin içlerinin çinilerle kaplı olduğunu, ancak o çinilerin birileri tarafından kırılıp götürüldüğünü anlatan Prof. Dr. Eyice, şunları söyledi:
2021
Çocuk yaşta padişah olan ve genç yaşta da ölen Sultan 1. Ahmet’in caminin yapımında ilk vurduğu kazma, bugün Topkapı Sarayı’nda hala saklanır.”