Bir uzay destanı

Akif Beki

Stanley Kubrick, sinema dehası. Kült filmi "2001: Bir Uzay Destanı"nı çekip gösterime soktuğunda, 1968'di.

İlk insan, 1965'te uzaya çıkmıştı.

Ama Ay'a, filmdeki gibi ayak basan ilk insan Neil Armstrong. Kendisi için küçük, insanlık için dev adımlar atmasına daha bir yıl vardı.

Bugünlerde ikidarı, ilk vatandaşımızı uzay istasyonuna gönderme heyecanı sardı. Kısmetse 2023'te başarılacak bir hedef.

2023 hedefleri arasında, ilk uzay aracımızın Ay'a sert inişi de planlanıyor.

TÜBİTAK töreni için liseli gençlerle buluşmasındaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vaatleri kös dinleyen muhalefete şöyle çıkıştı:

"Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Fatma'mız, Ahmet'imiz var."

Şu iddiasını da haykırdı:

"Biz uzay yarışında olacağız. Hem de en ön safta yer alacağız..."

Muhalefet çatlasa da patlasa da Erdoğan, uzaya gitmekte kararlı, sözleri bunu ortaya koyuyor.

Fazla vakit de kalmadı. Şunun şurasında seneye bu vakitler, içimizden yaşı tutan bir şanslı, astronot kıyafetlerini giyip yola düşecek.

Peşi sıra yerli milli bir mekiğimiz de Ay'a fırlatılacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, şimdiden müjdeledi: "Uzaya gidecek vatandaşımız, gençlerimize rol model olacak".

Fakat hazırlıklarda bir eksiğimiz yok mu?

Erdoğan, milli uzay hamlemizi anlatırken gençlere ne öğütlüyordu:

"Batı'nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil."

Gerçi bilge lider Aliya İzzetbegoviç'in Batı'yla ilgili tanıklığı, Erdoğan'dan biraz farklı.

"Açık konuştuğum için bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz. Ama acı gerçekler, ilaç olabilir. Batı, çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. Sorumlu ve dakik" diyordu.

Fakat ahlaksızlıktan ne anladığınıza göre de değişir. Çıplaklık, cinsel serbestlikse başka...

Her neyse...Eksiğimiz derken Batı'dan ilmen mi, ahlaken mi geri kaldığımız değil zaten maksadım.

Eksiğimiz, tatlı heyecanını yaşadığımız uzay yolculuğumuzun henüz bir bilim kurgu filminin bile çekilmemiş olması.

Yahu ne bekliyor sinemacılarımız, tam zamanı işte!

Yine...

Marshall McLuhan, haberleşme uyduları ve İnternet devrimiyle dünyanın küresel bir köye döneceğini öngördüğünde, 'teşhircilik' bu kadar yaygınlaşmamıştı daha.

O da Neil Armstrong'un Ay'a intikalinden önceydi.

Avrupa'da çekilen bir haber videosunun, okyanusu geçip Amerika'da yayınlanması ve TV'den izlenebilmesi, 3 hafta sürüyordu.

Nerede şimdi Bebek sahili, Ümraniye metrosu, E-5 otoyol kenarındaki cinsel ahlaksızlığın anında her telefon ekranına düşme hızı!

Açık havada etrafa aldırmıyor gibi çektirilmiş, sosyal medyada sesten hızlı yayılan çırılçıplak poz veya cinsel eylem görüntülerinin aynı güne denk gelmesi de manidar. Planlasan üst üste çakışmaz, hepsi aynı günü buldu. Milletin ayarlarıyla oynamak için organize etsen, daha senkronize olmaz.

"Haza çürük, haza sürtük bunlar, çok doğru" deyip dolmuşa atlar, uzay yolculuğuna öyle çıkarsın.

Gelin görün ki milli uzay devriminin, dünyamızı nasıl bir köye dönüştüreceğini öngörecek iletişim guruları da henüz yok ortada.

Geleceğin Marshall McLuhanları, ne güne duruyor!

Uzay maceramız başlamadan, bari bilim kurgusunu yazacak bir romancımız da mı boy göstermeyecek!

Yunan söylencesinde heykeltıraş Pygmalion, seveceği "iffetli" güzeli fildişinden yontar, dileği gerçekleşir ve canlanan heykeliyle evlenir.

İspanyol efsanesinde zampara Don Juan, ayarttığı kızın öfkeli babasını öldürür. Fakat heykeli canlanan babanın düello davetinden kaçamaz ve canıyla öder.

İtalyan Pinokyo Masalı'nda da marangoz ustasının dilediği olur, tahtadan kuklası Pinokyo canlanır ve gerçek bir çocuğa dönüşmek ister, yalan söylediğindeyse burnu uzayacaktır.

Aklınıza gelenin başınıza gelmesine, çok isterseniz beklenti ve dileklerinizin gerçekleşmesine, sizle ilgili beklentilerden de onları karşılayacak şekilde etkilenmenize "Pygmalion Etkisi" deniyor.

"Pinokyo Sendromu" da var literatürde.

Taştan olanları dahi dönüştüren, metamorfoza uğratan bir etki bu.

Kehanetin kendi kendini gerçekleştirmesi bile dillendirilmesiyle başlar.

Yetkililerce söyleniyor olması, iyi. Ama filminin çekilmesi, kitabının yazılması da uzay hedeflerinin tutması için güçlü bir dilek yerine geçecektir.

Şarkımız İbo'dan: "Sen varsan her şey tamam."

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (72)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.