Hızlı karar almanın bayram sürprizleri

Akif Beki

Emekliye maaş zammına gelince hızlı karar alınamadığını, alınan kararın da aylarca beklemeye değmediğini biliyoruz.

En lâzım olduğu yerde, depreme müdahalede geç kalındığını da bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan kabul etmişti.

2018'de geçtiğimiz tek başlılık sisteminin en büyük vaadi, hızlı karar almaktı.

Ama hızlı karar alma sistemi, hız gerektiren yerlerde hızlanamıyor. Tekleyip tutukluk yapıyor.

Hız gerektirmeyen yerlerdeyse hızını alamadığını, Cumhuriyet'in 100. Yılı kutlamalarında yine gördük.

100 yıldır günü belliyken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın ertesi günü okullar, bir son dakika süpriziyle geceden tatil edildi.

Yüzyıllık planlar yapma iddiasındaysanız hızlı karar alma sistemi, size uygun değil demektir. Baksanıza, 24 saat sonrasını öngörüp ona göre hazırlık yapmanıza bile imkan tanımıyor.

Ağırdan alınacak, yavaşlanacak yerde hızlanan bir karar sistemimiz var. Başka örnekleri de yaşanıyor.

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına hazırlık için Boğaz Köprüsü'nün, belli gün ve saatlerde trafiğe kapataılacağı duyuruldu. İstanbul'da hayatı etkileyecek bir karardı. Ama son gün, kapatmaktan vazgeçildi. Kapatmadan da provaların yapılabildiği, bunun gerekmediği anlaşılmış.

Ya da İstanbul Valiliğinin, 28 Ekim'deki resepsiyonunu alın. Cumhuriyet'in 100. Yılı kutlanacak. Ve 29 Ekim'e günler kala, son hafta davetiyeler gönderiliyor. Cumhurbaşkanlığındaki resepsiyon belirsizliği, ancak netleşebildiğinden mi? Son anda İstanbul Valiliğinin üstüne mi kaldı?

Valilik; hızlı karar alarak bitmemiş bir inşaat alanında, Tersane İstanbul'un şantiyesinde apar topar bir bayramlaşma hazırlamıştı sanki.

Resepsiyon salonuna giden tozlu toprak yola, Türkiye Yüzyılı panoları konmuştu. Cumhuriyet'in 100. Yılı ise altlarda küçük kalıyordu. Cumhuriyetsiz Cumhuriyet kutlaması gibi bir tuhaflıktı.

Vali Davut Gül ne yapsın! İyi niyetle yetiştirmeye, en iyisini yapmaya çalıştığı anlaşılıyordu.

Fakat 100 yıldır belli olan bir kutlamayla ilgili temel kararlar, son dakikaya bırakılınca ne çıkacaktı?

Türkiye Yüzyılı öne çıkarılırken geriden gelen, sadece Cumhuriyet değildi. Atatürk de sonlarda kutlamalara dahil edildi.

29 Ekim akşamı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Vahdettin Köşkü'ndeki konuşmasına kadar Atatürk adı, mümkün mertebe anılmadı. Cumhuriyet, 100 yıl önce kendi kendine kurulmuş sanırdınız.

Anmamak, kasten tercih edilmediyse hızlı karar alma sisteminin getirdiği unutkanlık eserlerinden biri o da.

Köprüyü kapatmama ve okulları tatil etme fikirleriyle Gazze mitinginin niye arife gününe konduğunu açıklama gereği gibi, Atatürk'ün kuruculuğu da sonradan hatırlandı. Muhtemel ki, hatırlatan da milletin sahiplenmesi oldu. Halk ilgisi, muazzamdı.

Evden çarçabuk çıkarken cüzdanı unutmaya benzetebilirsiniz. Ayaküstü, alelacele kararlar, asıl amacı bile unutturabiliyor.

Hatta Türkiye Yüzyılı'nın, 28 Mayıs seçim gecesinde başlatıldığı dahi akılda kalmamış...

Erdoğan, "Başlasın Türkiye Yüzyılı" komutuyla başlatmıştı. Fakat Vahdettin Köşkü'ndeki konuşmasının bitiminde sunucu ses, Türkiye Yüzyılı'nı tekrar başlattı. "Sayın Cumhurbaşkanımız, gösterileri ve Türkiye Yüzyılı'nı başlatacaktır" anonsuyla hem de.

Karışıklığı düşünebiliyor musunuz? Bu durumda 1. yıl dönümü ne zaman kutlanacak? Gelecek 28 Mayıs'ta mı, yoksa 29 Ekim'de mi?

Türkiye Yüzyılı'yla Cumhuriyet'in kuruluşunu birbirine karıştıran bir acelecilikten söz ediyoruz.

Benden duymuş olmayın ama bu hız, Türkiye'yi, bir yüzyıl taşımaz. Mümkünatı yok.

İSRAİL'E LAF ÇOK YAPTIRIM YOK

Bloomberg'in haberi göre; 1 milyon varil Azerbaycan petrolü, bir hafta önce Ceyhan'dan İsrail'e sevk edildi.

Bunun üstüne sorulacak soruyu, en fazla şu kadar inceltebildim:

Katledilenler Gazzeliler, hedef sırasında İran'la Rusya var, İsrail'le ilişkilerimiz ve Ceyhan'dan petrol sevkiyatıysa aynen devam ediyor ama asıl hedef Türkiye'deki seçimler; öyle mi?

İlk inceltme denemem de şöyleydi:

İsrail'in Gazze katliamına tepki için toplanıp İsrail'den daha çok Batı'ya tepki gösterir; Gazzeliler ölürken ve İran'la Rusya dururken asıl mağdurun, hedefin siz olduğunu söyler ama İsrail'le ilişki düzeyinizi bile düşürmez ve seçimde size verilmeyen oylardan bahsederseniz meseleniz yanlış anlaşılmaz mı?

Buyurun sıra sizde. Bakalım daha çok inceltebilecek misiniz?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (49)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.