O ne laftı yarab öyle!

Akif Beki

‘Seçildikleri partiden istifa edenler, ahlak gereği milletvekilliğinden de istifa etmelidir’ derken ve milletvekili transferini zorlaştıracak bir yasal düzenleme getireceklerini söylerken AK Parti, transfersiz de durmuyordu. Her hafta grup toplantısında CHP, İYİ Parti ya da Saadet’ten seçilmiş bir belediye başkanını, ne yapıp ne edip törenle saflarına katıyorlardı.

İlkeli ve tutarlı siyasetin o güne kadarki en yüksek zirvesiydi, daha yukarısına çıkılamamıştı.

Siyasi tarihimize geçecek bu başarı, ancak başka bir rekorla unutturulabilirdi.

2 yıl sonra o rekoru yine AK Parti kırdı. Orduda FETÖ cuntasına yer açılırken AK Parti’nin alet edildiği Ergenekon kumpasıyla önce hapse, sonra da CHP’den Meclis’e giren eski teğmen Mehmet Ali Çelebi’yi, törenle kendine transfer etti.

Everestvari bir dürüstlük abidesi dikmek gibiydi, son noktaydı, bu artık aşılamazdı.

Ama bu kez bir batında, her biri diğerini aşan üç rekor birden kırılmıştı. Birinciliği hangisine vereceğinizi şaşırıyordunuz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; kürsüde Çelebi’ye çocuk sayısını sormuş, ‘bir’ cevabını alınca az bulmuştu. Burası standart.

Rekordan rekora koşan, devamındaki diyaloglar...

Çelebi, yanlarındaki eşini göstererek kariyer yapmaktan daha fazlasına sıra gelmediğini belirtiyordu.

Erdoğan ise bir kadının asıl kariyerinin çocuk yapmak olduğundan giriyor, eşine dönerek yaşının geçip geçmediğini kurcalıyor ve ulusalcı Çelebi’yi kalbinden yakalayacak şu son vuruştan çıkıyordu:

“Sayıları artırmak lazım... Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var.”

Perde, herhalde daha önce hiç böyle yıkılıp viran edilmemiştir.

“2022 Türkiye’sinde Cumhurbaşkanı, kadının işinin çocuk yapmak olduğunu söylerse bu kolay unutulmaz” deseniz... Hem de herkesin önünde kadının yaşını sormasının hatırı kalıyor.

“O daha mı unutulmaz” deseniz; turpun büyüğü arkadan başını uzatıyor bu kez, hatırı ne olacak! “Çok çocuk yapan PKK’ lafı hangi toplum kesimineydi” sorusu, öyle böyle değil. Unutulur mu?

Ama birbiriyle yarışan bu unutulmazlar; geçmişin unutulacak gibi olmayan nelerini unutturuyor, farkında mısınız!

Ne o pragmatizm ne bu oportünizm ne de şu popülizm... ‘Ötesi yok’ sanılanların en kralının bile pabucu atıldı şimdi dama.

Eskilerden örnek vermek istedim fakat nafile, aklıma dahi gelmiyor bakın.

Ne dense boş...

“Siyasette dün dündür, bugün bugün”, “tekkeye mürit aramıyoruz, siyaset yapıyoruz” anlayışının bu son rekorlarını aratmasın, unutturacak yeni rekorlar kırdırmasın Allah!

‘SEDAT PEKER YASASI’ MI YANİ?

Dezenformasyon yasasının, bir sansür yasası olmadığını anlatmakla görevli Ak Partililer, dillerinin altında ne saklıyor?

Ağızlarındaki baklayı çıkarmıyorlar. Ama anlattıklarına bakınca tam diyemedikleri, adını koyamadıkları bir şey olduğu anlaşılıyor.

Mahir Ünal “önümüze 29. madde sürülüyor. Burada sansür nerede! Haber verme amacını aşmayan paylaşım, suç kapsamında değil” diye çıkışıyor.

Ve şöyle üsteliyor: “Biz burada dezenformasyonu tartışıyoruz. Dezenformasyon, tek başına yalan söylemek, karalamak değildir.”

Yine Ahmet Özdemir, “bu suçun muhatabı basın mensubu olamaz” cümleleri kuruyor.

Hiçbir gazetecinin, halkı galeyana getirecek bir yalanı bile bile haber yapmayacağına inandığından. Ancak “farz edelim ki böyle bir haber yaptı, TCK 218’de özel hüküm var: Basın mensuplarının fikir açıklaması, ceza kapsamında değildir” diyor.

Bilerek halkı yanıltsa, bir yalanı yaysa bile gazeteciye karşı işletilmeyecekse... Yalan haber ve karalayıcı yayınları kapsamayacaksa... Velev ki asılsız, yanlış veya çarpıtma olsun; gazetecinin haberini paylaşmak ve yaymak da suç sayılmayacak demektir.

Dezenformasyona girmesi için başka şartlar aranacak, doğrulanmamış bir bilgi olması yetmeyecek...

Gerçi Amerikan Dışişleri, bize anlatılanların kendisinin dezenformasyon çıktığını iddia ediyor. Ama ABD’lilerle AB yetkililerine de böyle sunmuşlar güya düzenlemeyi.

Kime karşı, neye tedbir öyleyse bu düzenleme? Sedat Peker’e önlem mi, seçim üzeri olası ifşaları yayılamasın diye mi?

Tamamı söylenemeyen şeyin ne olduğunu, zaman gösterecek.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (40)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.