Sosyal medya yasası nerede pişiyor?

Akif Beki

Hemen öne atlayıp “Meclis” demeden önce bir daha düşünmenizi öneririm.

Ne demiş ecdat, “çok bilen çok yanılır.”

“Bunu bilmeyecek ne var, tabii ki Meclis” cevabı, kağıt üstünde doğru. Ama uygulamada kazın ayağı pek öyle değil.

Yasalar, yasama organından başka bir yerde hazırlanmayacaktı. Cumhurbaşkanlığı sisteminin vaadiydi.

Erdoğan, 1 Ekim 2017’deki Meclis açılışında, “Yeni sistemle; yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkilerin netleştirileceği”ni ilan etmişti.

Yeni sistemin, Meclis’i nasıl güçlendireceğini, Cumhurbaşkanı şöyle anlatmıştı:

“Ülkemizdeki mevcut sistemin en önemli zaafı, bu ilişkilerin birbirine karışıyor olmasıydı. Yasamanın, yürütme organı yani Meclis’te çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partisinin veya koalisyon partilerinin tahakkümü altında bulunduğu eleştirisi, böylece ortadan kalkmaktadır.

Bilindiği gibi yeni sistemde, yürütme erkini temsil eden Cumhurbaşkanı’nın bütçe kanunu dışında Meclis’e kanun teklifi veya tasarısı sunma imkânı bulunmuyor. Yasama yetkisi, tamamen milletvekillerimizin uhdesine bırakılıyor.”

Cumhurbaşkanlığı sitesinde duran o konuşmanın başlığı:

“Yeni Sistemle, Yasama Yetkisi Tamamen Milletvekillerimizin Uhdesine Bırakılıyor”.

Fakat sistemin, verdiği sözü tuttuğuna güvenen de çok yanılır.

Abu Dabi dönüşü uçakta, Cumhurbaşkanı’na sosyal medya düzenlemesi soruldu.

Cumhurbaşkanı da nerede, kimlerce, nasıl hazırlandığını şu şekilde ortaya koydu:

“Geldiğimiz nokta, dezenformasyonla daha etkin mücadele etmek adına yeni kanuni düzenlemeler yapmayı zaruri kıldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız teknik çalışmalarını tamamladı. Ardından da Meclis’te AK Parti Grubumuz bu çalışmayı tekâmül ettirmek üzere çalıştı.

Ortaya çıkan metin üzerinde Fuat Oktay Bey’in başkanlığında arkadaşlarımız toplantılar gerçekleştirdi.

İçişleri Bakanı’mız, Adalet Bakanı’mız, İletişim Başkanı’mız ve ilgili kurum kuruluşlarımızın yöneticileri de çalışma toplantılarında yer aldı. Son toplantıyı da inşallah pazartesi günü gerçekleştirecekler.

Çalışmalarda sona gelindi diyebiliriz. Ardından bu süreç Meclis’e geçecek ve orada tamamlanacak.”

Doğrusunu en yetkili ağızdan duydunuz, uygulamada durum işte budur.

Gerçi yasası henüz çıkmadı, çıkınca zaten önleyecek. Ama biz, yalan ve dezenformasyona şimdiden itibar etmeyelim, bunlarla mücadelesinde iktidara yardımcı olalım.

İYİ PARTİ'YLE SAADET İSTENMİYORMUŞ MEĞER

Zannediliyordu ki iktidar, iki muhalefet partisini kendi yanına çekmeye çalışıyor.

Durduk yere de çıkmamıştı, böyle zannedilmeye başlanmasının nedenleri vardı.

Akşener’e, “eve dön” çağrısı yapılmıştı. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti’nin yerinin Cumhur İttifakı olduğunu söylemişti.

Erdoğan’ın, “yerli ve milli” olarak değerlendirdiği İYİ Parti’yi, Millet İttifakından koparmak istediği sanılmıştı.

Aynı zan, Saadet Partisi için de fazlasıyla geçerliydi.

Cumhurbaşkanı, Karamollaoğlu’nu ikna edemeyince, Oğuzhan Asiltürk’le yakınlaşmayı denemişti. Saadet’i bu yolla kazanma çabaları, Asiltürk’ün vefatına dek sürmüştü.

Meğer göründüğü gibi değilmiş. Spekülasyonların aslı astarı yokmuş.

Bırakın İYİ Parti’yle Saadet’in peşinde koşmayı...Koşa koşa ‘gelelim, size katılalım’ deseler bile AK Parti, zinhar saflarına kabul etmezmiş.

Abu Dabi’den dönüş uçağında soruldu:

“İleride 6 muhalefet partisinden Cumhur İttifakı ile birlikte olmak isteyenlere kapınız açık mı?”

Erdoğan, kesin bir dille reddetti:

“Haşa. Öyle bir şey olur mu! Böyle bir şeye benim kendi tabanım da müsaade etmez.”

Allah’tan soruldu da Cumhurbaşkanı, spekülasyonlara bir nihayet verdi. Yoksa “yalan yanlış” bilmeye devam edecektik.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (30)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.