Mahcup olmamak değil, mağlup olmamak önemli!

Bekir Fuat

Modern çağın insanı tuhaf bir hayat sürüyor.

Kimsenin görmediğini düşündüğü an her şeyi yapabilir mesela.

Gaddarlık, barbarlık, hak hukuk tanımazlık…

Modern çağın insanı tuhaf. Gerçekleştirmeyi düşündüğü hedefler için her şeyi araçsallaştırabilir.

Hedefe ulaşmak için her yol mübah olabilir.

***

Modern çağın insanı utanmıyor. Utanmanın “arkaik” bir duygu olduğunu düşünüyor. Eskiden yapıldığında insan içine çıkılamayacak eylemler şimdi “medeni cesaret” olarak sunuluyor…

Dünya kocaman bir pazar. Her şeyin alınıp satıldığı, en yüksek fiyatı verenin elinde kaldığı bir pazar… “Utanmak” bu pazarın handikabı… Utandığın an satış yapamazsın; pazarlayamazsın hiç bir şeyi. Sadece fizyolojik bir refleks olarak tanımlanıyor bu utanma/kızarma hali.

Bu durumu anlamlandırmaya, bunun adına “mahcubiyet” demeye kalkmak “ilkellik” olarak nitelendiriliyor.

Daha çok kazanmaya, daha çok başarılı olmaya, daha çok şan şöhrete ulaşmaya çalışan insanda mahcubiyet duygusunu aramak hayaldir artık.

Şimdilerde mahcup olmamak değil, mağlup olmamak önemli…

***

Muhterem Fethi Gemuhluoğlu bir toplantıda “Dostluk” üzerine konuşur. Konuşmasının bir yerinde şöyle söyler:

“Beyefendiler, günahlarınız bile şevk içinde olsun, eğer günah işleyecekseniz. Şevki seçiniz. Aşkı seçiniz. Ben aşksız insanlar görüyorum. Huzur içinde uyuyorlar, gidiyorlar, gülüyorlar, vitrinlere bakıyorlar, hâlâ büyük büyük pazarlıklar peşindeler, hâlâ büyük büyük ihalelere giriyorlar. Türkiye’nin içinde bulunduğu felaketi idrak etmiyorlar, huzur içindeler. Onun için onlara küsüm, onlara kırgınım. Onun için, kırgınlıkta bir feyz buluyorum.”

***

Kalplerimiz duyarsızlaştı, hırslarımız büyüdü.

Kalp kriz yeridir artık, muhabbet yeri değil.

***

Birbirimize yaklaşırken yüzlerce hesap taşıyoruz. Kariyerimiz, kazancımız, menfaatlerimiz ilişkilerimizde birinci sırayı alıyor.

Mutsuz, sevgisiz insanların yaşadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz.

Muhabbetsiz bir dünyada yaşamak korkutmuyor kimseyi.

Senin ve benim mevsimleri yaşayacağımız bir alan, hürmeti belli edeceğimiz bir mertebe, beraber erişeceğimiz bir ruh makamı var mı?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.