AİHM Başkanı Türkiye’yi eleştirecek mi?

Elif Çakır

Tam adıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano, Adalet Bakanlığı’nın daveti üzerine yargı makamlarıyla ve ülkemiz yetkilileriyle görüşmek üzere dün Türkiye’ye geldi.

Önce Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve AYM Başkanı ile görüşen Spano, Adalet Akademisinde “insan hakları hukuku” dersi verdi. Ve bu satırlar yazılırken televizyonlarda, “14.00’de Beştepe’de başlayan AİHM Başkanı Spano ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeleri halen devam ediyor” alt yazısı geçiyordu.

2013 yılından bu yana AİHM’de görev yapan Spano, 2020 Mayıs ayında AİHM Başkanlığına seçildi. İzlandalı. İyi bir hukukçu. Onu özel kılan bir başka niteliği ise AİHM tarihinin en genç başkanı olması.

***

AİHM Başkanı’nın ülkemize ziyareti ne anlama geliyor?

Aslında çok büyük bir anlamı yok. Olağan bir ziyaret. Çünkü AİHM Başkanları ya yeni başkan seçildikten hemen sonra ya da daha sonrasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelere böylesi nezaket ziyaretleri yapıyorlar.

Ancak çok haklı olarak, ağır hukuk ihlallerinin yaşandığı ülkelerde doğal olarak bu tür rutin ziyaretlere olağanüstü anlamlar yüklenebiliyor.

Nitekim bizim ülkemizde de böyle oldu. AİHM Başkanı’nın olağan bir ziyareti olağanüstü bir dikkat çekti.

Dolayısıyla Spano’nun ülkemizde yaşanan ağır hukuk sorunlarıyla ilgili bir şey söyleyip söylemeyeceği merak konusu.

Eğer bir şey söyleyecekse bunu bugün İstanbul Üniversitesi’nde alacağı fahri doktora töreninde yapacağı konuşmada dile getirebilir.

Çünkü kamuya açık olarak tek burada konuşmuş olacak.

Doğrusunu söylemek gerekirse ben de bugün merakla ve dikkatle Spano’nun ne söyleyeceğini bekliyorum.

Çünkü genelde AİHM Başkanları, ülkelere yaptıkları bu tür nezaket ziyaretlerinde politik yorumlara yol açacak konuşmalar yapmaktan kaçınıyorlar. Fakat ciddi durumlarda da uyarı konuşmaları yapmaktan çekinmiyorlar.

Ancak…

Önce bir parantez açalım: Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararına rağmen hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan Prof. Dr. Mehmet Altan’ın www.gazeteduvar.com için kaleme aldığı “AİHM Başkanı Sayın Robert Spano’ya açık mektup” başlıklı yazısını okumanızı isterim.

Parantezi kapatalım.

***

Evet ancak, diyelim ki AİHM Başkanı Spano, 6 Eylül’de ülkemizden ayrılırken, ülkemizde yaşanan adalet sorunları, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı için, yaşanan hak ihlalleri ve mahkemelerin bir uçtan başka bir uca savrulan kararları için tek kelime etmemiş olsun…

Türkiye’yi yargı bağımsızlığı ve hukuk devletinden uzaklaştığı için uyarmamış, ikaz etmemiş olsun…

Yani AİHM Başkanı Robert Spano geldiği gibi gitmiş olsun ülkemizden…

Hükümet yetkilileri, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, HSK bunu başarı mı saymış olacak?

AİHM Başkanı bir eleştiri yapmadan ülkemizden ayrıldı diye yargımız bağımsız, tarafsız mı sayılacak?

Mahkemelerimiz adil kararlar mı veriyor olacak?

Yüzde yetmiş oranındaki yargıya güvensizlik düzelmiş mi olacak?

Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karnesi pekiyilerle, artılarla dolmuş mu sayılacak?

Sonuçta AİHM Başkanı “Türkiye hukuk devleti ilkesinin güçlenmesi anlamında önemli reformlara imza atıyor. Türkiye içinde alınan önemler ve yapılan yargı reformları sayesinde birçok sorununu kendi içinde çözebiliyor. Türkiye çok önemli gelişmeler kaydediyor” gibi ülkemize övgü cümleleri de sarf etmeden ayrılacak ülkemizden.

Tırnak içine aldığım bu sözler bizim ülkemiz için söylendi. Türkiye geçmişte bu tür övgü dolu cümleler duydu.

Evet bu sözler, Sadullah Ergin’in adalet bakanlığı döneminde Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’a ait. (13.11.2013)

AİHM Başkanı Spano nezaket ziyareti olduğu için belki Türkiye’yi eleştirmeden ayrılacak ülkemizden ama Türkiye’yi övmeyecekte. Oysa AİHM eski Başkanı Dean Spielmann 25 Ocak 2013 tarihinde ülkemizi överek “Türkiye 15 yıl öncesine göre daha iyi bir durumda” demişti.

***

Evet diyelim ki Spona hiçbir eleştiri yapmadan ülkemizden ayrılsa bile AİHM’nin verdiği ve mahkemelerimizce uygulamayan “hak ihlali var” kararları orada duruyor.

Sonuçta Türkiye’nin AİHM kararlarında durumun çok da parlak olmadığı ortada.

Birkaç örnek verecek olursak…

AİHM Osman Kavala davasında sadece “hak ihlali” kararıyla yetinmedi, çok nadir bir uygulama ile Türkiye’de “siyasetin yargıya müdahale ettiğini” açıkça kararına yazdı.

AİHM Mehmet Altan, Ahmet Altan, AYM üyesi Alparslan Altan hakkında “hak ihlalleri” verdi. Türkiye’yi tazminata mahkum etti.

AİHM HDP eski eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “hak ihlali” kararı verdi.

İktidar yetkilileri, istediği kadar AİHM’nin verdiği “hak ihlalleri” kararları için “Bu kararlar bizi bağlamıyor” desin.

Bağlıyor.

Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olduğu müddetçe de bağlayıcı olmaya devam edecektir.

Bağlamadığı her geçen gün de ülkemiz aleyhine olacaktır.

Onlarca başvuru ve itiraz dosyaları da AİHM’de sıra bekliyor.

Şimdi bütün bu dosyalar böyle iken, AİHM’in Türkiye hakkında verdiği “hak ihlali” kararları ortada iken…

AİHM Başkanı Spano hiçbir eleştiri yapmadan ülkemizden gidince bu sorunlar ortadan kalkmış olmayacak. Elbette Türkiye’nin hukuk sorunu, yargı bağımsızlığı sorunu, hukuk devletindeki ciddi eksiklikler sorunu nihayetinde ülkemizin kendi sorunudur. Bunlar evrensel standartlara göre çözüm yoluna konulduğunda kazanan ülkemiz oldu olmaya da devam edecek.

Bunun örneği 2010’lu yıllara kadar Türkiye’nin yükselen prestiji ve güçlenen ekonomisidir. 2010’lu yılların ardından Türkiye’de artan hukuk ihlallerinin faturası ise yaşamakta olduğumuz krizdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.