Cumhurbaşkanı Erdoğan neden tasarruf yapmıyor?

Elif Çakır

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Bir kere de sen tasarruf etsen ne olur be kardeşim. Bir kalemde memlekete 500 milyon dolar girer fena mı olur?” diye seslendi.

Sayın Akşener’in bu sözleri sosyal medyada bir hayli ilgi gördü, karşılık buldu.

Nasıl karşılık bulmasın?.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 Ağustos 2019 tarihli konuşmasındaki kendi sözleriyle “bir yanda açlık ve sefaletin bir yanda lüks ve şatafatın” olduğu bir Türkiye tablosu var.

Sayın Erdoğan’ın bu sözlerini hatırlıyorsunuz değil mi?

Beştepe’de düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansı’nda “Bir tarafta açlık ve yoksulluk varken, diğer tarafta lüks ve şatafat varsa burada bir sorun var demektir” demişti. (6 Ağustos 2019)

Gerçi bu sözleri Batı’nın iki yüzlülüğünü, dünyadaki gelir adaletsizliğini anlatmak için söylemişti ama ülkemizin gerçeği tam olarak bu.

Bir yanda Beştepe ve Beştepe’nin lüks ve şatafat içinde yaşayan “mutlu azınlığı” diğer yanda artık bir kuru ekmeği almakta bile zorlanır hale gelen ve sürekli “tasarruf” yapması “şükretmesi” istenen halk.

***

Ülkemizde açlık sınırı 20 bin lirayı aşmış, gıda enflasyonu yüzde 117’nin üzerine çıkmış. Enflasyon TÜİK’e göre bile yüzde 70. Süt paketlerine alarm takılmış durumda. Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcama tutarı yani açlık sınırı 6 bin 319 lira olmuş. Asgari ücret 4 bin 253 lira dört kişilik bir ailenin açlıktan ölmemek için 6 bin 319 liraya ihtiyacı var.

Ama Erdoğan ve iktidarı “tasarruf” edin, “halinize şükredin” diyor.

Açlık sınırına ulaşmak için 2 bin liraya daha ihtiyacı olan dört kişilik bir aile nereden tasarruf yapsın ve halinin neresine şükretsin?

Halkın gerçeği bu, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor ama Beştepe’ye göre halk hala “tasarruf” yapabilecek noktada.

Ve ülkenin halk kesimi bu durumdayken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi maaşına yüzde 40.4 oranında zam yapılmasına ilişkin imzaladığı kanun teklifini TBMM’ye gönderdi. O madde TBMM’den geçmiş olsaydı Sayın Erdoğan’ın maaşı 141 bin 423 TL’ye yükselecekti.

Ama olmadı.

Biliyorsunuz iktidarın her şeye bir izahı var. Nitekim Cumhurbaşkanının maaşına neden yüzde 40.4 zam yapılmasını istediklerini, niyetlerinin nasıl da “halis muhlis” olduğunu “gayet güzel” açıkladılar.

Sayın Erdoğan maaşına zam yapılmasını kendisi için istememiş!

Kimin için istemiş? AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal “Cumhurbaşkanı’nın maaşına zam yapılmazsa 3 bin emekli milletvekili zam alamaz” dedi.

Birkaç gün sonra da Sayın Erdoğan çıktı şöyle dedi:

“Cumhurbaşkanı maaşı üzerinden fırtına kopartanlara bir çift söz söylemek istiyorum. Özellikle Bay Kemal, yandaşı ve taifesine. Bu sözlerim öncelikle onlaradır. CB maaşı aynı zamanda emekli milletvekilleri, eski CB’lere yapılan ödemelerin de göstergesidir. Yol açacağı mağduriyetler sebebiyle maaşımızla ilgili bir tasarrufta bulunmamız mümkün görünmüyordu. Muhalefet işi öyle zıvanadan çıkardı ki bu mihneti daha fazla taşımamız mümkün değildir.”

Muhalefet partilerinin itirazı ve kamuoyunda oluşan tepki üzerine Sayın Erdoğan maaşına zam talebinden şimdilik vazgeçti, ek bütçe kanunundan çıkarıldı.

***

Peki ama Sayın Erdoğan ülke bu haldeyken, vatandaştan “tasarruf” yapmasını isterken kendisi de neden tek bir tasarruf jestinde bulunmuyor? Şimdiye kadar böyle bir jestte bulundu mu?

Ne gibi?... Uçak filosunun bir kısmını satabilir… Külliyenin masraflarını kısalir... Danışmanlar ordusunun sayısını azaltabilir, 4-5 maaş verdirdiği adamlarına “artık yeter” diyebilir…. Yüksek bürokratlarının lüks arabalar saltanatına son verebilir.

Katar’ın hediye ettiği 400 milyon dolarlık uçağı satabilir. Sonuçta o uçak “şahsına değil Türkiye’ye” hediye edilmişti. O zaman halkın derdine birazcık da olsa derman olsun diye satılabilir; 7 milyar eder, az para değil.

***

Ülke böylesi bir darboğazdan geçerken Erdoğan ve iktidarı nelerden tasarruf edebilir diye CHP’nin, Gelecek Partisinin ve DEVA Partisinin ekonomi kurmaylarına sordum…Beştepe’nin tasarruf yapması gerektiği konusunda muhalefet partilerinin ekonomi kurmayları hemfikir. Verdikleri yanıtları paylaşıyorum.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü ekonomist Faik Öztrak kendisine sorduğum soruya şu yanıtı verdi:

“Saray’ın yaptığı israflar içinde Erdoğan’ın maaşıyla ilgili yapılan düzenleme çerez bile sayılmaz. Saray tasarrufa başlayacaksa, en başta örtülü ödenekten başlamalıdır. Bu yılın ilk beş ayında, örtülü ödenekten hesapsız kitapsız harcanan para, geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katlanmış. 1 milyar 764 milyon liraya çıkmış.

Yetmez, Erdoğan’ın uçan saray filoları var. Bu uçaklardan makamın gerektirdiği bir tanesini, iki tanesini tutarsınız, gerisini satarsınız. Sadece uçan saraylar değil, yürüyen saraylar, yazlık saraylar, kışlık saraylar… “itibardan tasarruf olmaz” diyerek, israfı itibar yaptılar. Bu da yetmez, ucu bucağı görünmeyen araç saltanatına mutlaka bir son verilmelidir.

Yine tasarruf mu edeceksiniz. O zaman kamu kurumlarını plazalarda, gökdelenlerde kiracı yapmayacaksınız. Bir avuç yandaşı abat etmek için milleti berbat etmeyeceksiniz.

Bunları yapmadıktan sonra, Erdoğan’ın ‘Maaş zammı istemiyorum’ demesi, göz boyamaya yönelik kozmetik bir karardan başka bir şey değildir.”

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota’ya Katar’ın Türkiye’ye hediye ettiği uçak satılsa Türkiye’nin hangi derdine derman olur diye sordum, şöyle dedi:

“Katar Emirinin Türkiye Cumhuriyetine hediye ettiği Boeing 747-8 uçağının fiyatının 400 Milyon usd civarı olduğu düşünülüyor. 400 Milyon Usd yani 6.7 Milyar TL ile ne yapılabilir?

500.000 muhtaç aileye bu yılsonuna kadar ayda 2.000 TL yardım yapılabilir.

Bu yıl ilk kez Üniversiteye başlayacak 250.000 ihtiyaç sahibi Üniversite öğrencisine 1 yıl boyunca ayda 2.000 TL burs verilebilir. 1 milyon yoksul haneye Aralık-Mart ayı arasında ayda 250 TL elektrik, üstüne 500 TL doğalgaz ve ilaveten 1000 TL erzak desteği verilebilir.

Tüm kayıtlı çiftçilerimize 3.500 TL gübre veya ilaç hibesi verilebilir.

Kabul alabilen 4.000 parlak gencimize Dünyada ilk yüze girmiş Üniversitelerde yüksek lisans yaptırılıp, tüm barınma masrafları karşılanabilir.”

DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakçı Cumhurbaşkanı Erdoğan “tasarruf yapmalı mı” sorumu şöyle cevapladı:

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın ek bütçede kendi maaşında öngörülen artışı geri çekmesi olumlu bir adımdır. Ancak bu yeterli değildir. Dar ve sabit gelirlilerin harcamalarını ciddi oranda kıstığı, zaruri harcamalarını bile yapmakta zorlandığı bir ortamda Cumhurbaşkanı’nın bütçesinde daha fazla tasarrufa gitmesi ve örnek olması gerekir. 2022 yılında personel giderleri hariç Cumhurbaşkanlığı ödeneği 3,4 milyar TL’dir. Sayın Cumhurbaşkanı bu kadar ağır kriz yaşanan bir dönemde bütçesinde en az bir milyar liraya yakın bir tasarrufa giderek örnek olduğunu gösterebilir. Sağlanan bu tasarruf beş yüz bin aileye iki bin lira destek olarak kullanılabilir. Sayıştay 2020 yılı raporuna dayanarak bir hesap yapıldığında Cumhurbaşkanlığı’na kayıtlı taşıtlar hesabının güncel değerinin 2,5 milyar lira civarında olduğu görülmektedir. Buradan sağlanacak bir milyar TL tasarrufla ilave 500 bin aileye daha iki bin lira destek sağlanabilir. Bu rakamlar ülkede yaşanan derin yoksulluğu giderme noktasında küçük ve önemsiz görülebilir. Ancak bunun sembolik önemi çok daha büyüktür.

Öte yandan Cumhurbaşkanlığı envanterinde açıklandığı kadarıyla kayıtlı sekiz makam uçağı var. Cumhurbaşkanlığı filosundaki en küçük uçağın fiyatına en az 10 tane yangın söndürme uçağı alınabiliyor. Geniş gövdeli uçağın fiyatına en az 50 tane yangın söndürme uçağı alınabilir.”

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (26)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.