“Elinize, dizinize, gözünüze dursun”

Elif Çakır

Başlıktaki sözün kime ait olduğunu biliyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait elbette. Şunu söylemeliyim ki Sayın Erdoğan bu sözleri ilk kez sarf ediyor değil.

***

Birleşmiş Milletler 76’ıncı Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’de olan Cumhurbaşkanı Erdoğan dün sosyal medya hesabından “gençlerle aramıza birilerinin kendi siyasi çıkarları için sürekli ürettiği yalanların girmesine izin vermeyeceğiz” açıklaması yaptı.

Sayın Erdoğan “son 19 yılda adeta bir devrim gerçekleştirdiğimiz eğitim öğretim imkanlarımızı inşallah daha da genişleteceğiz” diyerek bir de grafik yayınladı.

Malum, burası Türkiye, mevzuya doğru bir şekilde vakıf olmayanlar için özetleyelim:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, fahiş ev özel yurt kiraları nedeniyle üniversite öğrencilerinin yaşadıkları mağduriyetleri gündeme getiriyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 20 yıllık devri iktidarında “yurt sorunu” gibi elzem bir meseleyi dahi çözüme kavuşturmadığı gerekçesiyle eleştiriyordu.

Kırklareli’nde muhtarlar ve sivil toplum temsilcileriyle bir araya gelen Sayın Kılıçdaroğlu sorunu ilk olarak şöyle dile getirmişti:

“Üniversiteler açıldı, yurt sorunumuz var. Üniversiteyi kazanıyor, kızımız, oğlumuz. Hepimizde bir sevinç var. Üniversiteye göndereceğiz, ikinci bir sefer dert başlıyor. Bu çocuk nerede kalacak? 20 yıldır yurt sorununu çözmediler. Kırklareli’nden bütün Türkiye’ye sesleniyorum, yirmi yıl değil, bir yıl içinde yurt sorununu çözmezsem siyaseti bırakacağım. Böyle bir şey olamaz, yurt sorunu nedir Allah aşkına.” (16 Eylül)

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir müddet sessiz kaldıktan sonra ABD ziyareti öncesinde öğrenci kredi-bursları hakkında konuştu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun abarttığını, ortada abartılacak bir sorun olmadığını söyledi.

Özetle şunları söyledi:

“Bizim dönemimizde bir milyon yatak kapasiteli, lüks yurtlar yaptık. Bunların yalanlarına inanmak bir defa mümkün değil. Yurt konusunda Türkiye’de bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmadığı yatırımları yaptık. Ortada abartılacak bir sorun yok ki, bir senede bu sorunu bitirecekmiş, hiçbir dönemde olmadığı kadar yoğun şekilde yalan atıyor. Biz göreve başladığımızda üniversite öğrencilerinin bursları 45 liracıktı. Ya elinize dilinize dursun ya. Şu anda bunlar 650 liraya çıktı. Nereden nereye geldi?” (19 Eylül)

Öncelikle şunu hatırlatmalıyım ki bir devlet adamına yakışan üslup değil ama Sayın Erdoğan ilk kez “elinize dizinize dursun” diyor değil.

Bunu defalarca söyledi.

Mesela 30 Aralık 2017 tarihinde AK Parti Sinop İl Kongresi’nde asgari ücretlerin insanca yaşanabilecek bir seviyede olmadığı yönündeki eleştirilere şöyle yanıt vermişti:

“Şimdi asgari ücreti 14,3 artışla 1603 liraya çıkardık. Beyefendiler beğenmiyor. Ya eline diline dursun, nereden nereye?”

Mesela 15 Nisan 2018 tarihinde partisinin İstanbul Maltepe kongresi öncesinde vatandaşlara şöyle seslenmişti:

Üreten ekonomi yok diyenler gözünüze, dizinize dursun. Üreten ekonomi olmasa sen IMF’ye borcu ödeyebilir miydin?”

Peki ama kim “elinize dizinize dursun” der?

Kime “elinize dizinize dursun” denir?
Devleti, ülkeyi yönetenler vatandaşına “şunları yaptım, şunları yaptım, elinize dizinize dursun” der mi?

Soruyu şöyle soralım: Peki devletin bunu söyleme hakkı var mı?

Vatandaşlarına sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak devletin görevidir. Bunlar lütuf değil, vergisi yine vatandaşlarca ödenen “kamu hizmeti”dirler.

Okul ve hastane açmakla, sağlık sistemini daha iyi bir hale getirmekle devlet vatandaşına lütfetmiş olmaz, görevini yapmış olur. Bir ülkede ihtiyaca cevap verecek kadar üniversite de yurt da yapmak üniversiteye giden gençlerine barınma yerleri sağlamak devletin görevidir.

Dolayısıyla bir devlet vatandaşına “şu kadar hizmet ettim, elinize dizinize dursun” demez, diyemez.

Devlet vatandaşları için, vatandaşlarının ihtiyaçları için vardır, vatandaşına bakmak, korumak, kollamak devletin en asli görevidir. Çünkü vatandaşlar da devlet yolunu yapsın, ulaşımını sağlasın, okul yapsın, hastane yapsın, en iyi sağlık sistemini oluştursun, eğitim imkanı sağlasın, hizmet etsin diye vergi verir.

Devlet dediğin vatandaşına bahane üretmez, çözüm üretir.

***

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “elinize dizinize dursun, ortada abartılacak bir sorun yok” sözleri ailelerin ve yurt sorunu yaşayan gençlerin tepkisini çekti.

İzmir’de Ankara’da İstanbul’da öğrenciler parklarda kurdukları çadırlar ile kira- pansiyon ve yurt fiyatlarını protesto etmeye başladılar. Erdoğan’ın “abartacak bir sorun yok” ve “45 liracık olan bursları biz 650 liraya çıkardık” sözleri anne babaların da haklı olarak tepkisini çekti.

İşte kamuoyunda oluşan bu tepkileri yatıştırmak için olmalı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’den gençlere “aramıza birilerinin ürettiği yalanların girmesine izin vermeyeceğiz” diyerek seslenme ihtiyacı hissetti. Ve yurtların bulunduğu il ve ilçeleri, yurt yatak kapasitelerini, yurt yatak tiplerini, beslenme yardımlarını ve burs verilen öğrencilerin sayılarını 2001 -2021 yıllarını gösteren bir grafikle paylaştı.

Şimdi bu durumda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olmayan bir “yurt ve burs” sorunundan mı bahsetmiş oluyor? Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarında kontenjan yetersizliği yok mu?

Konut kiralarındaki artış ve özel yurtların pahalılığı nedeniyle eğitimlerini yarıda bırakma ihtimaliyle yüz yüze gelen binlerce genç yok mu?

Bunlar “üretilmiş” sorun mu? 650 lira burs öğrencilerin geçinmesine yetiyor mu? Kaldı bu Erdoğan’ın “45 liracıktı, biz 650 liraya çıkardık” dediği burs devletin öğrencilere verdiği borç, hibe, lütuf da değil.

***

Ayrıca kimse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 20 yılda yurt sorunuyla ilgili hiçbir şey yapmadı diye eleştirmiyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve iktidarına üniversite öğrencilerine burs vermiyor eleştirisi de yöneltmiyor.

İktidar, hayat pahalılığı nedeniyle 650 liranın üniversite öğrencilerinin derdine derman olmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

İktidar, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtların yetersizliği nedeniyle eleştiriliyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a diyor ki: Üniversiteyi kazanan gençler, KYK’ya başvurmuşlar ama kontenjanların yetersizliği yüzünden kendilerine yer bulamamışlar, kiralar pahalı, özel yurtların ücretleri fahiş, bu gençler neden yurt sorunuyla karşı karşıyalar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor ve 19 yılda yaptıkları icraatları anlatıyor, “biz iktidara geldiğimizde” diyor, “bir milyon şöyle lüks, böyle konforlu yatak kapasiteli yurt yaptık” diyor “gençlerle aramıza üretilen yalanların girmesine izin vermeyeceğiz” diyor.

Sayın Erdoğan’a AK Parti iktidara geldiğinde öğrenci burslarının “45 liracık” olduğu söylemesini tavsiye edenler kimler? Bu aklı kimler veriyor Erdoğan’a?

Öyle ya Cumhurbaşkanı Erdoğan “biz iktidara geldiğimizde üniversite bursları 45 liracıktı” dediğinde, anında en basitiyle “45 liracık” ile o zaman bir buçuk çeyrek altın alındığını, bugün 650 liranın bir çeyrek altın etmediği gerçeğinin ortaya konulacağını bilmiyor olamaz değil mi?

Dahası Erdoğan gençlerle arasına giren sorunun gerçekte ne olduğunu bilmiyor da olamaz değil mi?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (74)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.