Yıldırım-İmamoğlu tartışması seçimleri etkiler mi?

Elif Çakır

Pazar akşamı gerçekleşen Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu ortak yayını için Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesinde şöyle demişti:

“Tüm Türkiye inşallah tartışmayı izler. İstanbul gibi dünyanın örnek bir şehrini en ideal hangi yönetici yönetebilir, bunu bizzat o akşam ki müzakereden sonra çok daha net bir şekilde değerlendirme fırsatını halkımız bulacak diye inanıyorum ve bunun gerçekten son kırılma noktası olan Pazar günü, bir haftaya da çok ciddi bir ışık verecektir diye inanıyorum. Adayların yapacağı ortak yayının sonuca ciddi etkileri olabilir.” (14 Haziran)

MHP lideri Devlet Bahçeli hariç milyonların nefeslerini tutarak Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlutartışmasına kilitlendiği ve izlediği muhakkak.

Nasıl nefesler tutularak izlenmesin ki?

Sonuçta yirmi beş yıl aradan sonra ilk kez İstanbul seçimlerinde yani yerel seçimler bazında adayların karşı karşıya geldiği bir program gerçekleşti. Bir kez daha hatırlamakta fayda var; ülkemizde siyasi partilerinbelediye başkan adayları en son 1994 yerel seçimlerinde, siyasi parti liderleri ise en son 2002 genel seçimlerinde birlikte televizyon programına çıktılar. İkisinde de jübileyi Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekleştirerek, yayın perdelerini indirdi ve o gün bugündür ne yerel seçimlerde ne de genel seçimlerde siyasetçiler karşı karşıya gelmiyorlardı.

Dolayısıyla Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu ortak yayınına dair beklentiler de programa yüklenen anlam da büyük oldu.

Gelelim Sayın Erdoğan’ın yayın hakkındaki “sonuca ciddi etkileri olabilir, seçmen üzerinde bir kırılma oluşturacaktır” sözüne...

Bu bağlamda gerçekleşen Yıldırım – İmamoğlu yayını Cumhur İttifakı’nın beklentilerini karşılar mı?

Kararsız seçmeni kararlı hale getirir, küskün seçmeni sandığa götürür ya da seçmen kullandığı oyu değiştirir mi?

Gerçekleşen bu tartışma programı ile kararsız seçmeni etkileme, küskün seçmenle barışma ve rakip partiden oy çalma imkanı ve ihtimali vardı elbette.

Bu yayının bunu sağladığını söylemek pek mümkün olmasa da Binali Yıldırım’ın söylediği gibi:

“Yayının ne getirdiği ne götürdüğü konusu İstanbullunun takdiridir. Milletimiz karar verecek ve son sözü söyleyecek.” (17 Haziran)

Meslektaşımız İsmail Küçükkaya’nın hakkını da teslim edelim. Evet, daha iyi bir program gerçekleştirmek mümkündü. Ancak Türkiye’nin bu kadar kutuplaştığı bir ortamda büyük bir risk alarak yaptığı program bundan daha iyi yapılamazdı. O yayın ancak o kadar iyi yapılabilirdi. Çünkü içinde bulunduğumuz ülke koşulları daha ötesini mümkün kılacak gibi değildi.

Bu programa en çok ihtiyacı olan Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım, programı izleyen seçmen kitlesinin üzerinde nasıl bir etki oluşturmuştur mesela? Sayın Yıldırım’dan geriye ne kaldı? O programa dair nasıl ve hangi sözleriyle hatırlanacak?

Benim yayına dair gözlemlerim ve bende bıraktığı hissiyat şöyle oldu:

* 23 Haziran seçimlerinde seçmen tercihlerini etkileyecek en önemli unsur “Biz bu seçime neden gidiyoruz?” sorusu. İstanbul seçimlerinin yenilenmesi Cumhur İttifakı için dezavantaj iken Millet İttifakı için, mağduriyet görüntüsüyle avantaj oluşturan bir durum. Dolayısıyla Sayın Yıldırım’ın özellikle bu soruya iyi hazırlanması gerekiyordu. Yıldırım, bugüne kadar ortaya koydukları söylemin ötesine geçemedi.

* Ekrem İmamoğlu avantajlı oldukları “seçim iptali” konusuna iyi çalışmış olarak gelmişti yayına. Sık sık “demokrasi”, “hukuk”, “adalet” vurguları yaptı.

n AK Parti iktidarının, yatırımcısından vatandaşına birebir dokunan bütün kalkınma projelerinde imzası olan Binali Yıldırım konuşurken “görev adamı”hissiyatıyla konuştu. Yıldırım’ın verilen görevi yapan, atandığı bütün alanlarda başarı sağlayan sağlayacak bir imajı var. Belediye başkanlığı seçimi ise kendi çapında bir siyasi aktör olmayı gerektiriyor. Yani inisiyatif alabilmeyi, birey olarak davranabilmeyi, özgüvenli olmayı elzem kılan özellikler. Yıldırım bu daha çok teknokrat havası verdi ve partiler üstü davranabileceğini gösteremedi. Ben varım, ben yaparım güveni veremeyen bir görüntü sergiledi.

* İstanbul gibi bir marka şehrin adayının partiler üstü davranabilmesi gerekir. Görevden alınan Kadir Topbaş tam da böyle bir isimdi ve AK Parti için bu büyük avantajı sağlıyordu.

* Sayın Yıldırım programa gergin Sayın İmamoğlu ise heyecanlı başladı. Program ilerlediğinde Yıldırım’ın gergin görüntüsünün yerini tedirginlik aldı.

* İmamoğlu her ne kadar arada espriler yapsa ve program boyunca mütebessim davransa da aşırı temkinli görünüyordu. Aşırı temkinli halini bırakmış olsaydı programda programı kendi lehinedaha da avantajlı hale getirebilirdi. Örneğin rakibine sorduğu “gönül belediyeciliği afişini neden astınız o saatlerde” sorusuna Yıldırım’ın verdiği “çünkü 25 belediyeyi kazandık” cevabına “Sizin resminiz ne geziyordu?” cevabı verebilirdi.

* Her iki adaya da “FETÖ” bağlantılarının var olup olmadığı soruldu. Ekrem İmamoğlu da Binali Yıldırım da bu soruya daha sahici cevaplar verebilirlerdi. Sonuçta Ekrem İmamoğlu “Ben FETÖ’yü görmedim bilmedim tanımadım” dediğinde AK Partili taraftarlar sosyal medyada “Samanyolu televizyonlu İmamoğlu” görüntülerini dolaşıma soktular. Binalı Yıldırım’ın “yok yok” cevabının akabinde bu kez saniyeler içerisinde CHP taraftarları sosyal medyada “FETÖ organizasyonlarındaki Yıldırım” görüntülerini dolaşıma soktular.

Oysa...

Bunun yerine her iki tarafta daha makul, sahici cevaplar vermeleri mümkündü. Ne İmamoğlu’nun geçmiş dönemde program yaptığı dönemler kusurlu ve o programları yapmak, konuk olmak İmamoğlu’nu FETÖ’yle iltisaklı yapar ne de FETÖ’nün cemaat olarak bilindiği dönemlerde ki organizasyonlarına katılmak, cenaze namazlarına gitmek Yıldırım’ı FETÖ’cü yapar... Yıldırım da İmamoğlu da buna makul cevap veremediler. Çünkü böylesi bir ortamda sanırım makul cevap vermek mümkün de değil.

* Sayın Yıldırım “Vakıflara 308 milyon lira verildiğini açıklayan Sayıştay Raporu” konusuna hazırlıklı gitmeliydi. Bu kadar önemli bir konu da milyonların önünde “Sayıştay Raporunu” okumadığını söyledi. (Sayıştayın 2017 tarihli raporu)

* Mesela İzmir belediye seçimlerinde AK Parti’nin bugüne kadar İzmir’de aldığı en büyük oyu aldığını söyledi. Sosyal medyada anında tepki verilen konulardan biri de buydu. Oysa ki 2014 yerel seçimlerinde Yıldırım yüzde 35.92 oy alırken 31 Mart seçimlerinde Nihat Zeybekçi’nin oy oranı yüzde 38.66. En azından AK Parti’nin tek başına girdiği seçim şerhi düşebilirdi.

* Doğruya doğru Ekrem İmamoğlu özgüvenli bir profil çizerken Binali Yıldırım kaygılı, endişeli ve özgüvensiz bir profil ortaya koydu.

Oysa ki Binali Yıldırım çıkıp özgüvenli bir şekilde “Bu şehri ben yöneteceğim” demiş olsaydı, “25 yıldır biz yönettik evet şu şu sorunlarda bizim dönemimizde oluştu ancak ben bunları çözeceğim. Partizanlık yapmayacağım, şeffaf bir yönetim oluşturacağım” deseydi... Buna benzer birkaç söz...

Ve Anadolu Ajansı’nın yaptığını kesin söylem ile kınamış olsaydı... Avantaj sağlayabilirdi.

Bu programın kendi lehlerine bir artı sağlamayacağı ortada... Ancak bunun ötesinde bir kazanım oldu. Uzun yıllardan beridir tek bir kanaldan haber alan, muhalif birisini izlediği televizyon kanalında göremeyenler ilk defa bu programla birlikte muhalif partinin siyasetçisini ekranlarında gördüler, dinlediler... Düne kadar “teröristlikle, hainlikle” suçlanan “CHP’nin adayı” diyerek ismi yok sayılan Ekrem İmamoğlu’nu dinleme ve ne dediğini duyma fırsatı oldu. Aynı şey Binali Yıldırım için de geçerli.

Sadece bu bile yeterli...

Orman ve Su İşleri eski Bakanı AK Parti milletvekili Veysel Eroğlu da yayını izlediyse Ekrem İmamoğlu’nun ismini öğrenmiş olabilir mesela... Sonuçta rakip partiyi sandıkta yenmek istiyorsan önce iyi tanımak gerekiyor değil mi? Haksız mıyım?

Şunu da takdirle belirtmek lazım: İki aday da, alıştığımız öfkeli siyaset tazının dışında, medeni, saygılı bir tartışma örneği ortaya koydular; tebrik etmek ve devamını dilemek lazım.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (123)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.