Devredilemez çünkü…

Figen Çalıkuşu

Üç yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi sırasında Türk istihbaratının elde ettiği ses kayıtlarını dinlediğini, çok korkunç olduğunu, bir adli tıp uzmanı albayın bulunduğunu, kesip biçme işlerini iyi bilirim dediğini duyduğunu, bu vahşet karşısında içinin kötü olduğunu, bu kayıtları CIA’ye ve ABD Kongresi’ne dinlettiklerini, Amerika’nın sessizliğini anlamadığını, her şeyin açığa çıkmasını istediklerini söylüyor ve soruyordu: “vahşet var, cinayet var, niye gizliyorsunuz”

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Nisan’da “canavarca his ile adam öldürme” suçundan açılan ve devam eden davanın Suudi Arabistan’a devrine karar verdi.

Evet vahşet vardı, cinayet vardı, her şey açığa çıksın isteniyordu…

Olmadı…

Zaman değişti, istekler değişti.

Anayasa ile kendisini bağlı görmeyen, Anayasa Mahkemesi’ni haddini aşmakla itham eden Adalet Bakanı şimdi kendisinin “onay” verdiği devir kararının “kanuna uygun” olduğunu söylüyor, ne hoş…

Madem kanun hatırlandı, hadi kanunlara bakalım…

TCK’nın 8. maddesi der ki; “Türkiye’de işlenen suçlar hakkında, Türk kanunları uygulanır.”

Bu yasa maddesi “devletin yargılama yetkisini” düzenler.

Yargı yetkisi, devletin egemenliğinin bir yönü ya da tezahürü olarak kabul edilir.

Bir diğer kanun 2016 yılında yürürlüğe giren 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’dur.

Bu kanuna göre dava devretmek mümkün. Ama koşulları var.

Bir devletten talepte bulunurken, uluslararası hukuk kurallarına göre kabul edilmiş sözleşmelere, ikili antlaşmalara, karşılıklılık ilkesine (mütekabiliyet) ve teamüllere uygun hareket edilmelidir.

Aksi takdirde adlî iş birliği taleplerinin yerine getirilmesi mümkün değildir.

Sıra ile bakalım:

-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imza ettiğimiz uluslararası bir sözleşme olup, iç hukuk hükmündedir.

Ölüm cezası AİHS’ne göre insan hakları ihlalidir.

Suudi Arabistan’da cinayet suçunun cezası ölümdür.

Buna göre AİHS, Kaşıkçı davasının devrine engeldir.

-Taraflar arasında ikili anlaşma var ise 6706 sayılı kanuna göre devir zorunludur.

Suudi Arabistan ile Türkiye arasında ikili anlaşma yoktur. Davanın devri zorunlu ve gerekli değildir.

-İkili anlaşma yok ise yerleşik hal almış “mütekabiliyet” esasına göre dava devri yapılabilir.

“Mütekabiliyet” ilkesinin özünü, karşılıklı eşdeğer uygulama teşkil eder. Burada adli iş birliğine yönelik bir uygulama aranır.

İki ülke arasında yakın zamana kadar bırakın “adli”sini, hiçbir konuda iş birliğini yoktu.

Türkiye, Suudi Arabistan’ı 15 Temmuz Darbesinin finansörü olmakla suçluyordu.

Kaşıkçı cinayetinin ses kayıtları, sadece ABD’ye değil neredeyse tüm dünyaya dinletildi.

Daha da önemlisi Adalet Bakanlığı’nın Cezai Konularda İş Birliği Rehberi bulunuyor. Bu rehberde üç ülke için uyarı var. Bu ülkelerden bir tanesi de Suudi Arabistan.

Suudi Arabistan’da bulunan vatandaşlarımızın ifadesinin alınması istendiğinde, evrakta konu olan suç Suudi Arabistan kanununa göre de suç ise vatandaşımız hakkında yargılama yapıldığı hatta ceza dahi verildiği için adli iş birliğine yönelik yazı yazılmaması isteniyor. Mutlaka Bakanlıktan görüş alınması gerektiği uyarısı yapılıyor.

Bu durumda;

1-Devlete egemenlik hakkını devreden millete, devletin egemenlik hakkına dâhil yargılama yetkisinden nasıl ve neyin karşılığında vazgeçildiği açıklanmalıdır.

Karşılık nedir?

2-Yasa gereği dava devir edilirken tüm deliller de gönderilir.

Ses kayıtları da Suudilere teslim edildi mi?

3-Ülke içinde konsolosluklar hep dinlenir mi?

4-15 kişilik bir ekibin İstanbul’a özel uçak ile indiği, ekipte kimler olduğu, konsolosluk içinde neler yaptığını bilindiği halde neden bu kişilerin ülkeden çıkmasına izin verildi?

5-Uluslararası arena bir pazar yeri mi? Pazarın efendisi kim?

Erdoğan, “Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz, bir de bunları yok mu edeceksiniz. Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir” diyordu.

Evet, bu millet enayi değil.

Sandık zamanı, kendisini enayi yerine koyanlardan da hesap sormasını şimdiye kadar hep bildi.

Bundan sonra da bilecektir…

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (13)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.