Fenerbahçe kazanır, Mesut kazandırdı, İrfan kazandırdı. Kaybeder, Pereira kaybettirdi.
Üçlü savunma çıkar, Szalai neden yok? Dörtlü savunma çıkar, Ferdi sağ bek oynar mı? Serdar Dursun ilk geldiğinde, yedek forvet olur, diğer hafta Serdar neden ilk 11’de yok?
Pereira ile bu iş olmaz yürümez, peki kim olur? Ben bilmem derler. Galatasaray maçından önce gitsin, Beşiktaş’ı yense bile gitsin, ocak ayında Bilic hazır, x hoca 16:20 uçağıyla İstanbul’da, son haber hoca Brezilya takımı ile anlaştı. Umarım doğrudur.
Türkiye’ye geldiğinden itibaren hocaya sorulan en çok sorular. 1) Tazminatınız var mı? 2) Üçlü savunma ne kadar daha sürecek. 3) Mesut Özil ile aranız bozuk mu?
Fenerbahçe’nin her maç sonunda, hocası gitsin yorumu yapılır mı? Oyunu konuşan, takım ne yapmış ya da ne etmiş diyen biri yok. Biz futbol ailesi olarak ne istiyoruz, bilen var mı? Sorunumuz burada başlıyor. Bu ülkeye Manciniler, Del Bosqueler, Aragonesler geldi. Ne öğrendik? Hiçbir şey. Eleştirerek yolladık.
Günümüzde gelişen ülke takımlarının başında kim var? Almanya, Portekiz. Sana ne lazım? Sistem oyun. Sen bu insanlara şans veriyor musun? Hayır! Stefan Kuntz, Milli Takım’da bir sistem açmaya çalışıyor. İki maç kaybetsin yandı. Pereira maç içinde notlar alıyor, reçete yazamaz diyorlar. Konu Fenerbahçe olunca bilen de söylüyor, bilmeyen de, PR’ı çok olan bir takım. Yanlış anlaşılmasın hocanın hataları yok mu, tabii ki var, farklı kadro seçimlerinden dolayı, bazı inatlarından dolayı.
Bugün Pep Guardiola gelsin, Vitor’dan üç kat daha fazla eleştirilir. Sorunumuz farklı ne istediğini bilen yok. Yapmamız gereken ilk olarak ülkeye oyun kültürü getirebilmek, takım olabilmek, yönetici olabilmek ve çalışmak.
Yoksa hayal dünyamızda takımlarımızı büyük olarak görmekle kalırız. Sonuç olarak, mantara bağlanan gündemin açılması bakımdan, hocayı hızlıca gönderip, aynı çark içinde dönen diğer hocanın getirilmesi. Bunu en iyi yapan kişi takımın başında iken…