Beşiktaş’ın çeyrek yüzyıl sonra elde ettiği üstü üste şampiyonluk başarısının altını çizmeyi sürdüreceğim. Çünkü bu durum, önümüzdeki dönem için büyük bir fırsat alanı sunuyor. Artık Beşiktaş yönetimi ve camiası Gordon Milne dönemindeki üst üste 3 şampiyonluk başarısını aşmayı hedeflemelidir.
Mustafa Denizli Beşiktaş’ı şampiyon yapan ilk Türk teknik direktördü. Beşiktaş tarihi için önemli bir dönüm noktasıydı bence. Şenol Güneş Beşiktaş’ı üstü üste şampiyon yapan ilk Türk teknik direktör oldu. Belki abartılı gibi görünebilir, ama üst üste 4 şampiyonluk hedefini koymanın tam sırasıdır.
Gereken imkanlar sağlanırsa, Şenol Güneş’in bunu başaracağına eminim. Sezon boyunca yazılarımda üst üste şampiyonluğu hep temel öncelik olarak belirttim. Avrupa’yı da önemsedim, ama ilk hedef kadar değil. Gelecek sezon da tutumum farklı olmaz. Yanlış anlaşılmasın: “Avrupa’yı önemsemeyelim” demiyorum, orada olabildiğince ileriye gitmeye çalışmalıyız.
Ama temel öncelik yine şampiyonluk olmalı. Avrupa serüveni lig performansına sekte vurmamalı. Beşiktaş Şenol Güneş’le 3. şampiyonluğu elde ederse, Milne dönemini aşmak ciddi bir ihtimal haline gelir. Bu ihtimal gerçekleşirse mutlaka Avrupa’da başarı da gelir, ondan hiç kuşkum yok.
AKILCI TRANSFER ŞART
“Avrupa serüveni lig performansına sekte vurmamalı” derken de çok yalın bir şeye işaret ediyorum: Her iki kulvarı da rahatlıkla sürdürebilecek kalitede ve derinlikte bir kadroya. Elbette Beşiktaş’ın yüz yüze olduğu kimi mali kısıtların farkındayım. Yönetimden mucize beklemiyorum.
Tek dileğim Şenol Güneş’in önceliklerini gözeten, akılcı ve mevcut kadroyu güçlendirecek bir transfer politikası izlenmesi. Takımın sezon performansına ve transfer gereken mevkilere ilişkin düşüncelerimi ilerleyen haftalarda yazacağım. Şimdilik sadece birkaç örnek vermek istiyorum:
Sezon başı M. Gomez ve Sosa gitti. Aboubakar ve Talisca geldi. Şenol Güneş yeni bir oyun anlayışı benimseyerek, ortaya çıkabilecek dengesizliğin üstesinden geldi. Bireysel oyuncu gelişiminde sıradışı bir beceriye sahip olması da cabası. Bir diğer örnek: Devre arası transferlerden sonra, takımda kanat forveti olarak sadece Quaresma ve Babel kaldı. Cenk Tosun ve Aboubakar’a zaman zaman kanat forveti görevini verdi Şenol Hoca.
“Her iki kulvarı da rahatlıkla sürdürebilecek kalitede ve derinlikte kadro”dan kastım belli herhalde: Mevcut kadro yapısının mümkün olduğunca korunması ve yukarıdakilere benzer kısıtların yaşanmamasını sağlayacak alternatiflerin takıma kazandırılması. Bu gerçekleşirse, Beşiktaş gelecek sezon da kendisiyle yarışır sadece.