2002’de iktidar değiştiren tablo ve 2017

İbrahim Kahveci

Türkiye son olarak 2002 seçimlerinde iktidar değişimi yaşadı. 2001 krizinin ardından yaşanan bu değişim genel olarak ekonomik nedenlere bağlandı. O nedenle nereden nereye geldiğimizin kısa bir karşılaştırmasını yapalım:

Başlamadan önce hemen bir not düşmemiz gerekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bir çok veri hesaplama yöntemini değiştirdi. Hatırlarsanız milli gelir ölçümünde yapılan iki büyük hesap değişikliğini önceki yazılarımızda aktardık. 2006 yılı GSYH’sı 576 milyar liradan, hesap değişimi yüzde 31,6 artırılarak 758 milyar liraya yükseltildi. Yeni seri 10 yıl geçmeden tekrar değiştirildi. 2015 GSYH’sı bu kez yüzde 19,8 artırılarak, 1 trilyon 953 milyar liradan 2 trilyon 339 milyar liraya yükseltildi.

Bildiğiniz gibi hesap revizyonları ile gelirler sadece kağıt üzerinde değişiyor. Yoksa 2006 yılında insanlara; “Sizin geliriniz 5.776 dolar değil, aslında 7.600 dolar” diyerek, aradaki 1.825 dolar elden verilmiyor.

Cumartesi günü KARAR Gazetesinde iki hesap değişimi olmasaydı GSYH’mızın 2017 yılında 851 milyar dolar yerine 540 milyar dolar olacağını açıklamıştım. Tabii ki, 540 milyar dolarlık sonuç bile en iyimser tahminle ortaya çıkan sonuçtu.

***

Şimdi gelelim işsizliğe.

İşsizlik oranı da aslında hesap yöntemi değişimi ile revize edildi. Aşağıda revize öncesi (E- eski) ve revize sonrası (R-revize) serileri görebilirsiniz.

2005 yılında işsizlik oranı %10,6 seviyesindeydi. Oysa hesaplama yöntemindeki değişim ile yine 2005 yılı işsizlik oranı %9,5’e düşürüldü. Böylece kağıt üzerinde işsizlik oranımız 1,1 puan azalmış oldu.

İşte bu gözle baktığımızda revize edilmemiş eski hesap yönteminde 2002 yılı işsizlik oranı %10,8 görülüyor. 2005 yılındaki farkı (1,1 puan) çıkarırsak 2002 yılı işsizlik oranının yüzde 9,7’e yakın olduğunu söyleyebiliriz.

Ve şimdi... 2017 yılında işsizlik oranımız (Revize edilerek düşürülmüş) yüzde 10,9. Buna göre aynı hesap yöntemi ile 2002 yılında iktidar değiştiren yüzde 9,7’lik işsizlik oranından 1,2 puan daha yükseğe çıkmış oluyoruz.

İktidar değiştiren 2002 yılı işsizlik oranı şu anda çok daha yükseklerde seyrediyor.

ANKARA’NIN ZENGİNLİĞİ

Önce bir not daha düşelim: 2003-2017 yılları arasında Türkiye’ye 591 milyar dolar kaynağı belli ve 40 milyar dolarda kaynağı belli olmayan yabancı para gelmiştir. Yani biz son 15 yılda dışarıdan çoğu borç olmak üzere 630 milyar dolar para aldık.

Gelelim devletin vergi toplama işine...

2002 yılında 60,4 milyar lirası vergi olmak üzere, merkezi yönetim 79,4 milyar lira Milletten gelir topladı. İlk GSYH verilerine göre Ankara’nın geliri ekonominin %28,6’sı demekti.

2017 yılında ise 536 milyar lirası vergi olmak üzere merkezi yönetim 630,3 milyar lira Milletten gelir topladı. Bu vergi-gelirin iki kez kağıt üzerinde artırılmış GSYH’ya oranı %20,3 etmektedir. Ama eğer GSYH hiç revize edilmeseydi, Ankara’nın geliri ekonominin %32,0’si olacaktı. Hatta 1998 bazlı GSYH hesabında bile Ankara’nın topladığı para GSYH’nın yüzde 22,7’sinden yüzde 24,3’üne çıkmış görülüyor.

2002’den 2017’ye ne değişti?

İşsizlik oranı arttı (%9,7’den %10,9’a)

ama Ankara’nın vergileri de arttı. (%28,6’dan %32,0’ye)

Millet daha çok işsiz kaldı, daha çok vergi ödedi.

İşte o nedenle yıllardır diyorum ki: Ankara yeni ekonomik modelde kendini düşünmek yerine Milleti düşünmek zorunda. Milletin gelirini artırmaya odaklı yeni bir ekonomik model yazılmak zorunda.

Hem işsizlik oranı artmış, hem de vergi yükü artmış bir toplum bu yükü daha ne kadar taşıyabilir!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (42)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.