Havadan bakınca ekonomi!

İbrahim Kahveci

Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan Sakarya’da “Toplu Açılış Töreninde” şu şekilde konuştu.

“Hani ya her taraf ekonomide çökmüştü, batmıştı. Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm, araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, tırlar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor ama gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiçbiri yok.”

***

Sokak röportajlarında meşhur olan “çıkar cep telefonunu” aklıma geldi. Ama olsun biz yine de olaya bakalım.

Acaba havadan bakınca ekonomi ne durumdaymış...

2002 yılında 8,7 milyon olan araç sayısı şu anda 26 milyona ulaştı. 4,6 milyon olan otomobil sayısı ise 14,1 milyona çıktı. 20 yılda 3 katlık bir artış var.

Peki, 1982-2002 arası 20 yılda ne olmuş? Araba sayısı 1,9 milyondan 8,7 milyona; otomobil sayısı da 811 binden 4,6 milyona çıkmış. Araba sayısı 4,8 kat, otomobil sayısı ise 5,9 kat artış göstermiş.

AK Parti öncesi yıllık ortalama otomobil sayısındaki artış %8,4 iken AK Partili son 20 yılda yıllık ortalama otomobil sayısındaki artış %5,6’da kalmış. 2015 sonrası ise otomobil sayısındaki yıllık ortalama artış %4,6’ya gerilemiş...

***

Hani göster arabanı derler ya... Arabayı gösteriyorsun ama kullanabiliyor musun? 2017 yılında 22,9 milyon araç ile ortalama 25,9 milyon ton yakıt tüketimi gerçekleşmiş. Araç başına aylık yakıt tüketimi yaklaşık 100 kg...

2022 yılı ilk 7 ayda aylık bazda araç başına ortalama yakıt tüketimi 83 kg... Bu oran 2012 dahil (84,6 kg) son 10 yılın en düşük oranı... 2020 yılında dahi araç başına ortalama yakıt tüketimi 86,3 kg...

İyi ama neden trafik dolu?

Bunun bir nedeni de kamu yatırım oranında yatıyor. Yani gerekli yatırımların yapılmamış olmasından.

2000 öncesi kamu yatırım oranı %13 seviyelerinde. Oysa bu oran AK Parti ile tek haneye düşmüş ve son yıllarda yüzde 8,2’lere gerilemiştir. Binali Yıldırım bunu yıllar önce izah etmişti: “Sanıyor musunuz ki devlet yatırım yapıyor” demişti.

***

Ama bunları da bir kenara bırakalım. Diyelim ki araba sayısı arttı ve yollar dolu... Bu durum bir refah göstergesi olabilir mi?

Mesela o arabalar kime çalışıyor? Yani bizler üretip satıyor da olabiliriz ama kazanıyor muyuz? Değersiz TL bu ülkede çalışanları köle ücretine mahkum etmedi mi?

Başkalarının hizmetine çalışmanın bize ne faydası olabilir? Benim refahıma dönmeyen tekeri neyleyim şimdi...

Hadi orayı da geçelim...

İşin asıl meselesi havadan görülmeyen kısmıdır. Yani evlerin içinde yaşananlardır.

Kuru soğan ekmek için kuyruğa kaç kişi giriyor? Evladına yeterli beslenme sağlayabiliyor musun? Hatta evlat sahibi olmayı bile hesap eder duruma mı geldin?

Ben ekonomiyi gösteren en güçlü gösterge olarak evlat sahibi olma gücünde gözlemliyorum:

Bakın 2001 krizi sonrası doğan bebek sayısı 1 milyon 323 binden (2001) 1 milyon 199 bine (2003) düşüyor. Ama sonra AK Parti’nin ilk zamanları güven gelip ekonomi iyileşince doğan bebek sayısı 2003 yılındaki 1 milyon 199 binden 2008 yılında 1 milyon 296 bine kadar yükseliyor.

Kürsel krizle yeniden düşüş yaşansa da 2012-2013 ve 2014 yıllarında yeniden artarak 1 milyon 351 bine çıkıyor.

Burada şu noktayı unutmayalım: 2001 yılında 65,6 milyon olan ülke nüfusunda 1 milyon 323 bin doğum oluyor. 2014 yılında ise 77,7 milyon nüfusta 1 milyon 351 bin doğum oluyor. Canlı bebek doğum sayısı artsa bile genel bir oransal düşüş zaten ekonomik gelişmeye bağlı olarak düşmektedir. Ama mutlak düşüşler ekonomik dalgalanma ile çok sıkı ilişkili.

Ve 2015 ile başlayan çöküş:

2014 yılında 77,7 milyon nüfusta 1 milyon 351 bin bebek doğarken 2021 yılında 84,7 milyon nüfusta 1 milyon 080 bin bebek doğabiliyor.

Çöküşü görebiliyor musunuz? Kadın başına doğum 2,2’den 1,7’ye geriliyor. Bu gerileme 2014 sonrası her yıl yaşanıyor.

***

Bugün Türkiye’de yetersiz beslenmeye dayalı zeka sorunu ve hastalıklar oluşmaya başlamış ise bu sorunlar havadan bakarak görülemez. Hatta seçmen yaşının 1995’de 18’e indirilmesine rağmen seçmen yaşının indirilmesini AK Parti’ye bağlayan gerçek dışı bilgilerle de gerçek sorunlar anlaşılamaz.

Ortada “çıkar cep telefonunu” düşüncesinin bir başka yansımasını görüyoruz.

Havadan bakınca ekonomi iyiymiş...

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (52)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.