İşçi mi köle mi?

İbrahim Kahveci

Son bir yılda (Haziran 2021-2022) çalışan sayısı 2 milyon 182 bin kişi artmış: Buna göre toplam istihdam artış oranı %7,5.

İstihdam artışının 640 bini ise son bir ayda gerçekleşmiş. Fakat son 1 ayda artan istihdamın 680 bini erkeklerden geliyor (yani kadın istihdamı 40 bin düşmüş) . Ama son 1 yılda istihdam artışının 1 milyon 174 bini erkeklerden. Son bir ayda kadın istihdamı düşmesine rağmen son bir yılda kadın istihdamı 1 milyon 9 bin artışta seyrediyor.

Bunu şu şekilde ifade edelim: Son 1 yılda erkek istihdam artış oranı %5,8’de kalırken kadın istihdam artış oranı %11,2’ye çıkmış.

TÜİK verilerinde bu tür çarpıklıklara sıkça rastlıyoruz.

Ama bir başka ilginç nokta şurada: İş-Kur kayıtlarına göre haziran ayı itibari ile son 1 yılda işsiz sayısı 617 bin kişi artarak 3 milyon 568 bin kişiye ulaşmış. Dikkat edin, işsiz sayısı azalmamış tersine artış göstermiş.

Ama TÜİK verilerine göre son 1 yılda istihdam sayısı 2 milyon 182 bin kişi artarken işsiz sayısında da 16 bin kişilik azalma olmuş. İstihdam artışı 2 milyonu geçerken işsiz sayısı neden çok düşmedi? İşgücüne katılım oranı arttığı için... 15+ yaş nüfus artışı 980 bin olmasına rağmen işgücü 2 milyon 166 bin kişi arttı.

Umut artışı işgücüne katılımı da artırdı.

TÜİK’de istihdam sayısı 2 milyon 182 bin kişi artarken İş-Kur’da işsiz sayısı nasıl ve neden 617 bin kişi artıyor?

***

Bu arada bir başka çarpıklığı daha verelim: Son 1 yılda toplam istihdam artış oranı %7,5 ya... Genç istihdam artış oranı %10,6 ila daha yüksek.

Ama bir farklı nokta daha var: Son 1 yılda toplamda kadın istihdam artış oranı %11,2 olurken gençlerde kadın istihdam artış oranı sadece %5,0 olmuş.

Gençler iş bulmuş ama erkeklerde daha çok iş bulmuş. Gençlerde kadın istihdamı ise çok gerilerde kalmış.

Acaba nitelikli kadın istihdamında mı bir sorun var? Veya iş bulmak ve çalışmak niteliksiz işlerde mi yoğunlaşıyor?

İşverenler işçi mi arıyor yoksa KÖLE mi arıyorlar?

Çünkü SGK verileri 2022 Mayıs ayında ortalama brüt ücretin 8.167 TL olduğunu bunun da net ücret karşılığının 6.423 TL olduğunu gösteriyor.

Mayıs ayında açlık sınırının 6.018 TL olduğunu hatırladığımızda ülkemizde çalışma hayatının açlıkla eşit hale geldiğini gösteriyor.

Bakın şu notu düşelim: Geçen yıl mayıs ayında açlık sınırı 2.830 TL iken SGK kayıtlarına göre ortalama brüt ücret 5.710 TL seviyesindeydi. Oysa bu yıl mayıs ayında açlık sınırı 6.018 TL ve ortalama brüt ücret 8.167 TL.

Açlık sınır ile ortalama ücret farkı %102’den %36’ya düştü.

BİLANÇOLARIN GÖSTERDİĞİ

Halka açık şirketlerin yılın ilk yarı sonuçları açıklanıyor. Şirketlerin karlarında adeta patlama var.

Nerede ise her sektörde yer alan her şirketin bilançosu inanılmaz şekilde geliyor. Kar kalemlerinde ister faaliyetten olsun isterse faaliyet dışından olsun hepsi inanılmaz sonuçlar veriyor.

Enerjiden perakendeye veya sanayiye her yerde bunu görüyoruz.

Ama detaylara baktığımızda bir fark daha var: Faaliyet giderlerinde personelde müthiş tasarruf edilmiş.

Aynı personele maaş verirken elini tutan şirketler satışlarda zamları gayet iyi yapmış.

Elbette burada asıl suçlu şirketler değil... Ortamı bu hale getiren ve riskleri artıran makro yönetim. Risk artışı fiyat artışlarını da ayrıca tetiklemiş.

Oysa kendini riskten koruyamayan ve hem ücrette hem de tüketimde büyük mağduriyet yaşayan tek kesim olmuş: ÇALIŞANLAR...

Ne demişler.... Siz bilirsiniz.

Köle bile bu kadar ucuz olamazdı...

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (25)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.