Krediyle kalkınan krediyle batar

Mehmet Ali Verçin

Soru: İktisadi faaliyetleri yani yatırım ve tüketim harcamalarını artırmak için ne yapmalı?

Cevap: Kredileri artırmalı.

Soru: Kalkınmayı sağlayacak sağlık ve eğitim altyapılarını geliştirmek ve diğer kamu yatırımlarını gerçekleştirmek için ne yapmalı?

Cevap: Kamunun aldığı kredileri artırmalı.

Soru: İşsizliği azaltmak için ne yapmalı?

Cevap: Kredileri artırmalı.

Soru: Bütçe gelirlerini artırmak için ne yapmalı?

Cevap: Kredileri artırmalı.

Kredinin ekonomi üzerindeki bu etkilerini anlayan Ak Parti, varlığını, kredilerle sürdürüyor dense yeridir.
2002 yılsonunda, Türk bankalarının verdiği krediler toplamı 29,5 Milyar dolardı; Kasım 2022 sonu itibarıyla verilen krediler toplam 391 Milyar doları aştı. İlaveten, reel sektörün yurtdışından aldığı kredi borçları 100 Milyar dolar civarında.

Yani Türkiye’de yatırım ve tüketim harcamaları ile gelirdeki artışların temelinde verilen/alınan bu çok yüksek krediler yatıyor.

Kredi artışları, dünyanın her yerinde vatandaşlara iyi hissettirir ve bu “yapay ferahlık” son tahlilde hükümetlerin işine yarar.

Kredileri yani iktisadi faaliyetleri artırmanın en kısa ve kesin yöntemi kredi verme şartlarını gevşetmektir; bu gevşek tedbirlerin başında da faiz oranları yer alır.

Fakat enflasyonun yükselme eğiliminde olduğu bir dönemde, faizleri düşürmek enflasyonu çığırından çıkaracağı için, Hükümet, uzun süre, faizleri enflasyon oranının altına indirmeye cesaret edemedi.

Sonunda, geçen yıl Eylül ayında %19,50 olan TCMB gösterge faiz oranları peyderpey düşürülerek %9’a indirildi; enflasyon oranlarıysa, ters orantılı bir şekilde %19,6’dan %85,5’e yükseldi.

Sınırlı da olsa bir durgunluk ihtimalinden korkan hükümet, bilerek ve isteyerek enflasyonu tercih etmiş.
Fakat aşırı miktarda artan krediler, sadece enflasyon ve döviz kurlarının artırmakla kalmadı; mesela hem konut fiyat ve kiralarını artırdı hem de yeni konut yatırımlarını çok azalttı.

Enflasyonun yükselmesi ardışık ve engellenemeyen başarısızlıklar oluşturdu.
Hükümet enflasyonun yükselmiş olmasından az da olsa kaygı duyuyor ve bir şeyler yapmak istiyor.

MİKRO YÖNETİM BAŞLIYOR

Mesela, Hükümet, kur artışlarını durdurmak için Kur Korumalı Mevduat (KKM) ürününü piyasaya sürdü. Gerçekten de KKM, kredi ve mevduat faizlerin düşürüldüğü bir ortamda, faiz oranları artmış gibi bir etki oluşturdu. Yani dövize, altına veya mala gidebilecek birikimlerin önemli bir kısmı mevduata dönüştü.
İlaveten, bazı kredi türlerini azaltmak için TCMB, bankalara yönelik zorlama ve tehditler içeren makro ihtiyati tedbirleri devreye soktu vs.

Fakat Hükümet, kredi ve mevduat faizlerinin yükselmesine, durgunluk ihtimaline binaen razı olamadı ve sonuçta enflasyonla mücadelede başarısız kaldı ve kalacak.

Eğer kredi verme şartları gevşetilmese ve mevduat faiz oranları baskı altına alınmasaydı, KKM ve makro ihtiyati tedbirler sayesinde, enflasyon, kesin olarak düşecekti.

Hükümetin bu ikircikli ve güven vermeyen politikaları, TL bulup döviz, altın ve gayrimenkul almayanları, mal alımlarına yönlendirdi çünkü ÜFE’nin yıllık enflasyonu %157 yi bile aştı.

Soru: Bir ekonominin başına gelebilecek en büyük felaket nedir?

Cevap: Bütün dünyada ve tarihin her döneminde Enflasyondur.

Soru: Enflasyon nasıl düşürülebilir?

Cevap: Kredi hacminin düşürülmesiyle.

Soru: Kredilerin azalması iktisadi faaliyetleri düşürmez mi, işsizliği artırmaz mı, daralmaya sebep olmaz mı?

Cevap: Olur.

Soru: Faizleri arttırmadan kredi hacmi azaltılırsa, yine enflasyon düşer mi?

Cevap: Evet düşer. Fakat başka ve çözülmesi daha zor bazı arızalar ortaya çıkar.

İktisadi faaliyetleri canlandırmanın en etkili yolu kredileri artırmaktır, bu doğru; fakat aynı zamanda kredilerdeki aşırı artış enflasyonu da artırır.

Sürdürülebilir büyümenin anahtarı, kıvamında ve isabetli kredi politikalarıdır.

Hükümet Türkiye ekonomisini bir felakete, yani yüksek enflasyona bilerek ve isteyerek sürüklediğini itiraf etmiştir; çıktığı yoldan döneceğine dair de en küçük bir umut yok.

Türk halkı, seçimlerde her zaman en doğru kararı veremiyor ve bazen bölünüyor olabilir fakat yanlış tercihlerde de ittifak etmiyor.

Kredi artışlarının azı karar çoğu zarar ve fazlası felakettir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.