Sürüklenen Türkiye ekonomisi

Mehmet Ali Verçin
Daha önce bir kaç kez boğulmak üzereyken IMF tarafından kurtarılan; bugün de, hangi denizde boğulma tehlikesine maruz kalacağı önceden bilinen ve uzun bir nehirde sürüklenen Türkiye ekonomisinin, denize ne zaman ve hangi şartlarda ulaşacağını öngörmeye çalışıyoruz.
 
Daha önceki yazımızda Türkiye’nin en önemli sorununun dış borç ve ödemelerinde yaşayabileceği bir kriz olduğunu ve “böyle giderse” ekonominin 2021’in sonuna gelmeden bir “tıkanma”yla karşı karşıya kalabileceğini, başlıca veri ve rakamları irdeleyerek iddia etmiştik.

Fakat hiç kimsenin yabancısı olmadığı bazı ek önlemlere “kerhen” de olsa razı olacaktır, ekonomi yönetimi.

ÖNLEMLER/TAVİZLER

1) Faizlerin yükseltilmesine rıza gösterilecektir. Mesela, mevduat faizleri %15’i aşabilecektir.

2) Yurtdışından borç alınması ve mevcut yurt dışı borçların döndürülmesi için alacaklılara bazı ek tavizler verilebilecektir. Mesela dış borçların bir kısmı ödenecek; geriye kalan kısmın vadesi kısalacak ve faiz oranları yükselebilecektir.

3) Şu anda %7 (faiz artı komisyon) olan dolarla borçlanmaların, %9’a doğru tırmanacak maliyetine mecbur kalınacaktır.

4) Yurtiçinde, hazinenin TL borç ihalelerinde, reel faizlerin, (yani beklenen veya fiili faiz oranı (-)(eksi) beklenen veya fiili enflasyon oranının) 500 baz puan yükseltilmesine mecbur olunacaktır.

5) ”Yüksek Kur” fiyatıyla azaltılamayan ithalatı azaltmak için gümrük vergileri biraz daha artırılacak; bu da fayda etmezse, ithalatın azaltılması için başka yollar da, mesela ithalatçılara kredi verilmemesi fiilen gümrüklere gelmiş malların bekletilmesi vs. yaklaşımlar denenecektir.

6) Türklere ait yurt dışındaki paraların yurtiçine getirilmesi için alınacak ek tedbir ve teşvikler muhtemelen etkisiz kalacaktır.

7) Birilerinin gelip doğrudan yatırım yapmaları için her şey vaat edilecek fakat bunun da etkisi sınırlı olacaktır, vs. vs. vs.

Bu tip kısmen uygulanabilir kısmen etkisiz kalacak tedbirlerin etkisiyle, mesela dış borç (dolar) faiz oranı ortalamasının %5’ten %7,5’a, keza yurtiçindeki TL hazine borçlanma maliyetinin yükseltilmesi ve vadesinin kısalmasıyla, “yaralı ekonominin ömrü” 2022’nin sonuna kadar uzatılabilir

Fakat bu “sürüklenme” hali ebediyen sürdürülebilir bir olgu değil ve er ya da geç ekonomi takatini kaybedecektir.

Çünkü Türkiye’nin yüksek faiz ödemek zorunda olduğu ve ödeyeceği algısı güçlenecek ve beklenti kanalları olumsuz varsayımlarla, adeta, istila edilecektir.

Uluslararası kurumlardan ve ekonomistlerden uyarıyı aşan kapsamlı ve sistemik öneriler beklememek lazım fakat Türkiye’deki kurumların, partilerin ve iktisatçıların, muhtemel bir darboğazı engellemeye yönelik çözüm önerilerinin sığlığı veya isabetsizliği ayrı bir hayal kırıklığı konusu.

SÜRÜKLENME DÖNEMİNİN SONUÇLARI

Elbette mevcut bütün sorunlardan Ak Parti ve ekonomi yönetimi sorumludur fakat konu partileri aşan, kemikleşmiş, bir ülke sorunudur. Dolaysıyla ilgili olabileceklerin çözüm arayışları ve önerilerini dikkatle takip ediyorum.

Ak Parti dışındakiler özetle: “Ak Parti kötü biz cici; biz gelirsek uluslararası finans çevreleri bize bol ve ucuz borç verir ve/veya gelip hisse senetlerimizi ve hazine tahvillerimizi satın alır. Biz de oluşacak para bolluğuyla her sorunu çözeriz” diyorlar.

Hükümete muhalif görüşleri karikatürize ettiğim için üzgünüm fakat gerçek bu; anlaşılacağı gibi, “alternatif görüşler” yukarıda çizmeye çalıştığım “sürüklenme” dönemini biraz daha uzatmaya yönelik çözüm söylemlerinin, kategorik olarak benzerleridir. “Onlar kötü biz iyi” söylemi, ne öneridir ne de çözüm.

Geminin sürüklenmesini “hedefe doğru ilerlemek” olarak algılayan yöneticiler, ne kendilerinden ne de pusulalarından şüphe ederler ve asla yol üstünde bir selamet limanı aramazlar.

Gemi ahalisinin bir kısmının da rızasını arkasına almış olan gemi yönetimine, muhalefet eden ahalinin diğer kısmı da; geminin kaptan köşküne geçmekten başka, gemi cemaatini, ikna edecek bir “esenlik limanı söylemi” oluşturamayınca, geminin, tehlikeli denizlere doğru yelkenleri hep açık kalacaktır.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (22)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.