Türkiye, Olimpiyatlar’dan vaz mı geçti?

Mehmet Atalay

Sporda izahı mümkün olmayan politikalar duyuyoruz… Şöyle ki:

Olimpiyat Kanunu çıkarıp da adaylık macerası başlatan bir ülkeyiz…

İlk adaylığımız 2000 Olimpiyatları’ydı, olmadı… Sonra 2004, 2008, 2012 derken bir dönem geri çekildik…

Sonra da özellikle 2002 süreciyle ciddi bir toparlanma süreci yaşadık. Her türlü tesisleşmede dünyayı kıskandıran adımlar attık.

Türkiye’nin her tarafında üst üste büyük organizasyonlarda verilen müthiş sınavlardan tam puan aldık…

Ve nihayetinde sporun gündemini belirleyecek bir ülke haline gelmemizden sonra da çok güçlü bir şekilde sahneye çıktık…

***

İşte bu kesin favori olduğumuz ama kısmen dış politikadaki hatalar, ancak özellikle de zamanın bakanlarının yaptığı büyük skandallar sebebiyle büyük emek ve kahırla geldiğimiz noktadan hayal kırıklığı ile ayrıldık…

2013’te Arjantin’deki oylamada finali gördüğümüz 2020 Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’nı, tamamen yerel kompleks, kapris ve ölçüsüz kibirle kaybettik, Japonya’ya kendi elimizle hediye ettik…

Moral o kadar bozuldu ki, en güçlüyken üst üste goller yiyen, 2024’ü 2028’i ve 2032’yi kaybeden bir ülke haline geldik… Galip başladığın bir maçı, hezimetle kapamak gibi bir şey…

Şimdi alabileceğimiz 2036 var önümüzde… İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Başkan Ekrem İmamoğlu ve ekibinin bir çalışması olduğunu duyuyoruz, ancak hangi aşamada olduğunu bilmiyoruz…

***

IOC kurallarına göre Olimpiyatlar’ın sahibi belediyelerdir. Ancak devlet desteği, katkısı, garantileri, uygulamaları olmadan bir belediyenin alabileceği ve yapabileceği bir organizasyon asla değildir…

Önayak olabilir, öncülük edebilir. Fakat bizim bir kanunumuz var ve onun görev tariflerini o belirliyor…

Bildiğimiz bir başka şey, yüzyılı dolduran ülkeler, aynı şehre, Olimpiyat Oyunları’nı yeniden alıyor…

Muhtemelen de 1936 Berlin Olimpiyatları’nın 100.yıldönümünde bu organizasyon da yine Almanya’ya gidecek…

2024 Paris’in 1924’ün yıldönümünde verilmesi gibi… Artık Olimpiyatlar, aslanın ağzında değil, midesinde bundan sonra…

***

1. Dünya Savaşı sebebiyle 1940 ve 1944 yapılamamıştı, 2040 ve 2044’ü, belki 2 tarihten birini görüşerek şimdiden pazarlık yapmak gerek… Şansımız daha yüksek olur…

Bunun için de başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devletin bütün organlarıyla, Bakanlık, TMOK, federasyonlar, iş dünyamız, spor elçilerimizle şimdiden yoğun bir çalışmaya, yetmez seferberliğe girmek gerek…

Fakat, devletimizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’mızda hiç bir hareket yok…Kanun gereği Olimpiyat Hazırlık Düzenleme Kurulu’nun ayda bir toplanması gerekirken 3.5 yıllık döneminde Bakan Bey, tıpkı ondan öncekiler gibi hiç bir toplantı yapmamış…

***

Bu, kanuna göre suç ve yargılanmayı gerektiriyor ancak kimin umurunda… Bir de Olimpiyat Stadı’nın Futbol Federasyonu’na devredileceği konusunda da bir HDK kararından sözediliyor ki, tam bir skandal…

İnşallah yanlış haber almışız demekten kendimizi alamıyoruz…

Ülkenizde sayısız futbol statları var ve hepsi TFF ile direkt ilgiliyken, siz sırf bunun için yapılan, kanuna dayandırılan ve dünya çapındaki bir olimpik stadı, futbol stadına çevirirseniz, ülkeye de, olimpik anlayışa da, vatana da, harcanan kaynaklara da ihanet etmiş olursunuz..

Bu karara, imza atan veya atacak başta HDK üyeleri, herkes için ileride yargılanma sebebidir…

SAKIN STADI TFF’YE VERMEYİN

HDK Kararı elimize geçtiği anda yayınlayıp teşhir edeceğiz, haberiniz olsun…

Dünyanın hiç bir ülkesinde olimpiyat stadlarına dokunulmaz… Ömürlüktür onlar…

1936 Olimpiyatları’nın yapıldığı Berlin Olimpiyat Stadı, bir asırdır dimdik ayakta… Tıpkı 1972 Münih Olimpiyatları’nın organize edildiği stat gibi… Alman Milli Takımı, Bayern Münih, Hertha Berlin, Ünion Berlin, maçlarını bu stadlarda oynuyor.

İki Dünya Kupası finalleri bu stadlarda yapıldı ama futbol stadına çevrilmedi. Sadece tadilat gördü… Aynı zamanda Dünya Atletizm Şampiyonası da Berlin’de yapıldı..

***

Bize ne oluyor, anlamak mümkün değil, hem de ülkemizdeki tek Olimpiyat Stadı…

Bırakın olduğu gibi kalsın ve ülkemize hizmet etmeye, uluslararası müsabakalara evsahipliği yapmaya devam etsin… Futbol da oynansın…Tıpkı Berlin, Paris, Roma gibi…

Trabzonspor, tıklım tıklım dolu tribünler önünde gövde gösterisi yaptı. Stadı olmayan her kulübün sığındığı bir mekan…

G.Saray da, Beşiktaş da orayı kullandı, Karagümrük de orda oynuyor… Daha da önemlisi 2023 Şampiyonlar Ligi finali de Olimpiyat Stadı’nda…

Dünya Kupası’nı alırsak final maçı da orda oynanacak…

NEDEN ORGANİZASYON ALMIYORSUNUZ?

Okulları kapatıp Milli Eğitim’i yönetmek gibi bir şey. Tesisleri, ulusal ve uluslararası organizasyonlara kapamak bundan farksız değil…

Şu son günlerde gördüğümüz bir iki müsabaka bile size çok şey anlatmıyor mu?…

Elazığ’daki Voleybol Milli Takımı’mızın yaşadığı coşku, Gakkoşlar’ın büyük sevgisi, Konyalılar’ın Milli Takım sınavını hatırlatmadı mı?…

Bütün Türkiye’yi, Anadolu’yu kucaklayacak, coşkuya ortak edecek adımları atsanıza…

Keza Gaziantep’teki Karate Şampiyonası bile hasret dindiriyor, boşuna mı yapılıyor bu tesisler, niye hasret bırakılıyor birbirinden güzel şehirler?

***

Uluslararası organizasyon açısından Türkiye, neredeyse tamamen kabuğuna çekildi...

Milli maçlar da olmasa sessizliğe bürünen bir ülke olacağız…

İyi ki milli müsabakalar var da birazcık heyecan yaşıyoruz...

Bildiğimiz bir tek Ağustos’ta Konya’da İslam Ülkeleri Dayanışma Oyunları var… O da olmasaydı ülkemizde herhangi bir organizasyon yok…

Bunun dışında yenisini almak için bir planlama da yok, böyle bir hedef yok ve de duyduğumuz bir adaylık başvurusu veya hazırlığı da yok…

***

Asıl devamı gereken adaylık Yaz Olimpiyat Oyunları başvurusu olmalı ama onunla ilgili galiba pes edildi. Ne ses çıkıyor, ne de soluk...

Eğer 2036’yı yine 100. yılı kutlayacak Berlin’e kaptırmazsak... Yani artık uluslararası komitelerde de bir farklılık ortaya çıktı ve eğer ezber üzerinden gidilirse, çark dönüp dolaşacak ve hep bir tarafa yontmaya devam edecek.

TAM BİR SPOR ÜLKESİ OLMAK İÇİN…

İnşallah IOC, makul ve mantıklı düşünür, ‘fair-play’e uygun davranır ve başka başka ülkelerde de olimpizm ruhunun şahlanmasını teşvik eder, o büyük potansiyelleri, sporun hizmetine sunmaya vesile olur. Yoksa özellikle de süper güçler arasındaki kısır döngü sürer gider.

Biz Türkiye olarak bir taraftan başta Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı ısrarla kovalarken, diğer yanda da diğer organizasyonlara talip olmalıyız... Buna herkesten çok hak ediyoruz, bileğimizin hakkıyla söküp almalıyız...

Basketboldan voleybola, güreşten haltere, tekvandoya, boksa, bisiklete, bütün branşlarda, yaz ve kış oyunlarında, engelli engelsiz bütün organizasyonlarda Türkiye yeniden atağa kalkmalıdır...

***

Ülkemizin, halkımızın, gençliğimizin bu coşkuya ihtiyacı var... Spor kültürümüzün gelişmesi ve tabana yayılması için çok elzem.

2003-2013 arası, bütün dünyayı hayran bırakan ve ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayan uluslararası organizasyon, şampiyona ve oyunlar, Türkiye’yi zirveye taşıyan ve baştan başa spor ülkesi olmasının en büyük adımıydı...

***

Başarı ve ilerleme öyle sağlanır... Kaldı ki, eskiden aldığımız her organizasyon için tesisleri de yenilemeliydik, bunun için de devasa bütçeler gerekiyordu. Şimdi ise eksiği olan illere şampiyona alırsak, sadece takviye gerekiyor... Bu da çok büyük bütçe değil.

Şimdi ise tesislerimiz hazır, büyük yatırımlar yapıldı bitti. Üstelik de kullanmazsak paslanacak, çürüyecek...

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.