Türkiye’de bu kavga artık son bulsun

Mehmet Atalay

Koca Türkiye, koca bir yılı daha sporda, özellikle de futbolda, adalete güvenin olmadığı ve kavganın eksilmediği tartışmalarla geçirdi...

Yıllardır yaşadıklarımızı, bütün ihtişamıyla bu yıl da tekrarladık.

Başta futbol olmak üzere sporun temel sorunlarını çözecek “Spor Kulüpleri Yasası”, yine beceremeden yılı geride bırakıyoruz. Son bir haftada kararlı bir hamle gelmezse, kayıp yıllara 2020’yi de ekliyoruz.

Kişi veya kurumlar inisiyatif almıyor, elini taşın altına koymuyor, boş alanda top çeviriyor ama cesaret edip çözüm üretmiyor... Yıllarımız böyle heba oldu.

***

Zamana oynayanlar, oyalama taktiği güdenler ve sorumluluklarını yerine getirmeyenlere yeni halkalar eklenir mi, bekleyip göreceğiz!

Bizim gibi bir avuç spor adamı gündeme getirince, kolları sıvamış görüntüsü veren ve bir süre çalışıyor gibi davranan samimiyetsiz insanların yıllarca oyaladığı, görevini kaybettikten sonra da uzun süredir sesinin soluğunun çıkmadığı bir memlekette yaşıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aciz duruma düşürülüyor, kulüpleri zarara uğratan sistem korunuyor.

Futbol Federasyonu yönetimi ve kurullarında çok değerli arkadaşlarımız olmasına rağmen adalete giden yolda radikal bir adım atılamıyor.

Adil ve kalıcı bir spor yapısını oluşturacak bir yönetim anlayışı olmayınca, güçlünün egemen olduğu, yanlışı bol, günahı çok, huzuru az bir sistem dimdik ayakta tutuluyor.

***

Sporda tesisleşmede, dünyanın en büyük yatırımını yapan ve kanunlarla, uygulamalarla en büyük kaynak ve imkânları veren bir Türkiye’de bu sistemle yola devam edilemez.

Öncelikle spor kulüp yapısının değiştirilmesi, dernekler statüsünden çıkarılması gerekiyor. Hem de ivedilikle... Kulüpleri, suç işlemeye açık birer yapı olmaktan çıkarmak gerekiyor.

Avrupa’nın ilk 5’inde olduğunu gururla söylediğiniz yayın gelirleri, Spor Toto isim hakkı, sponsorluk, reklam, seyirci-hasılat, ürün pazarlama, bağışlar ve diğer kalemlerden elde edilen gelirler su gibi akarken bütçeler hala eksi bakiye veriyorsa... Borçları bırakın kapatmayı hatta azaltmayı, gittikçe büyüyorsa ve de kulüpler batağa sürükleniyorsa burada çok büyük yanlışlar, ciddi ihmaller ve hatta istismarlar var demektir...

***

İthalat-ihracat dengesini hala kuramamış, sattığı oyuncularla aldığı futbolcuları aynı değere getirememiş bir yönetim sistemini; iflas bayrağını çekmiş ve potansiyel suç işlemiş kabul etmek gerekir.

Futbolcuları, aldıkları paraya satamamak, üçüncü sınıf futbolculara birinci sınıf ücreti ödeyip sonra bunları beşinci sınıf statüsünde bile pazarlayamamak, büyük bir acizliktir...

Böyle bir sistem de iflas etmiştir ve acilen yerle bir edilmelidir! Bu sistemi ayakta tutan anlayış da köhne bir anlayıştır ve Türkiye’nin kaybettiği milyon dolarların, milyarlarca Euro’ların suç ortağıdır.

***

Ümit fakirin ekmeği” deyip 2021’e sımsıkı sarılacağız ve kalıcı çözümü bekleyeceğiz.

Günde onlarca maddelik kanunlar çıkaran Gazi Meclis’imizin, spor için 2 saatini alacak bir kulüpler yasasını çıkarmaması için hiçbir sebep yoktur...

Kulüp yöneticilerini harcamalardan sorumlu tutan, yanlış yapanları federasyonlardan ve kulüplerden tasfiye eden, yönetici kriterleri koyan ve tertemiz bir sayfa açacak düzenlemeyi yapmak o kadar mı zor?

Tabii ki değil. Eğer sadece federasyon ve Kulüpler Birliği’nin inisiyatifine bırakırsanız tabii ki çıkmaz.

Siz, devlet gücü ve hükümet iradesini, bakanlık inisiyatifini kullanarak, uluslararası kriterleri baz alıp her kesimin ortak aklıyla oluşturduğunuz metni, istediğiniz gibi, arzu ettiğiniz hızda ve kararlılıkta çıkarabilirsiniz.

Uygulayıcıların da birebir takipçisi olursunuz.

***

Sporu bu kadar çok seven bir devlet yapısı ve çokça destekleyen bir irade, başarıya çok aç, çokça da arzulayan 85 milyonluk büyük bir insangücünüz var..

Mali vecibelere uymayan, gerçekçi beyanda bulunmayan, vergi kaçıran, devleti zarara uğratan bir spor yapısına müdahale etmek en tabii hakkınız, en büyük göreviniz, niye sessiz kalıyorsunuz?

***

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın “Spor Kulüpleri Yasası”nın bir an önce çıkarılması, var olan yasaların uygulanması için bizzat takipçi olma zarureti var...

2007’de altyapısını hazırladığımız, sonra da metne dönüşen ve her dönemde de kanunlaşacak sözü verilen tasarı, o gün, bu gün küllenmeye terk edilmişti...

Bu konularda büyük gayretlerini bildiğimiz spor kökenli milletvekili Saffet Sancaklı’nın bütçe konuşmasında, Bakanlığın çalışma yaptığı ve kısa zamanda TBMM gündemine geleceğiyle ilgili müjdeler gördük.

Muhtevayı tam bilmiyoruz ama umarız artık sporumuza çare olur..İnşallah diyoruz, bari bir yılı daha kaybetmeyelim.

***

Biz, spor kulüpleri yasasını çıkaramayan “bakanlar mezarlığı”na, yeni bir bakanın veya bakanların ilave olmasını asla istemeyiz.

Ne bakanlarımızın, ne spor teşkilatının, ne federasyonların, ne yöneticilerin, hiç kimsenin başarısız olmasını arzu etmeyiz.

Kulüplerin isyan etmelerini, ceza almalarını da hoş görmeyiz.

Sporumuza sporcu-futbolcu olarak, şimdi de hoca sıfatıyla büyük hizmetler veren teknik direktörlerin ceza almasından da hoşnut kalmayız.

***

Amacımız adalet sağlansın, herkes saha sonuçlarından emin olsun. Bütün taraflar, federasyon, yönetim, hakem ve ceza kurullarına yani yürütme ve yargıya güvensin ve hukukun üstünlüğüne inansın.

Kanunlar çıksın ama süs için değil, mutlaka da uygulansın, onu uygulayacak insan unsuru da, çiftestandarda düşmeden, her türlü riskleri göze alabilsin.

Türkiye adaleti sağlasın, huzura kavuşsun ve başarıdan başarıya koşsun...Umut fakirin ekmeği, iştahla, sabırla bekleyip yiyelim istiyoruz.

Mümkünse bu hafta, olmadı, 2021’in hemen başında...

Türk sporunun da, asayişe, adalete, birlik beraberliğe, huzura, barışa, en çok da başarıya ihtiyacı var.

Türkiye’de bu kavga artık bir son bulsun.

 

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.