Taha Akyol ustalığıyla, Neden 29 Ekim?

Mustafa Karaalioğlu
Sayıları pek az, birkaç değerli tarihçi ve araştırmacı istisna tutulursa tarihe bakış aşırı siyasi ve şahsidir. Bilhassa Osmanlı’nın son dönemine ve Cumhuriyet’in neredeyse tamamına böyle bakmak çok tabii bir tutumdur. Sevdiklerimiz vardır ve o sevdiklerimiz korumak için değer verdiklerimiz. Öte yandan nefret ettiklerimiz ve o nefreti canlı tutmak için nefret listesine yazdıklarımız. Bu haliyle herkes tarihle yakından ilgilidir. Hatta, siyasi pozisyonunu tahkim maksadı o kadar güçlü ki eğitimli eğitimsiz herkes bir yönüyle tarihçidir. Ne yazık ki bu yüzden; yani, gündelik siyasetten yola çıkan ve tarihi bugünden geriye doğru yazan bu iştahlı tarihçilik de en büyük meselelerimizden birisidir.

Bir yandan resmi tarih öte yandan meşrebe ve şahsa özel ideolojik tarih karartması altında araştırmaya ve bilimsel metoda dayalı gerçek tarih eziyete mahkumdur. Osmanlı’nın son dönemi ve yeni Türkiye’nin kuruluş hikayesinin bu kadar konuşulmasına rağmen, hakikat ile hurafe ve hamaseti bu kadar karıştırmak da bu çarpıklığın neticesidir. Her siyasi kampın kutsalları ve dokunulmaz kişileri var; gerçek tarih ise ne kutsal ne de dokunulmaz…

Neyse ki hala gerçekleri sahiplenen ve ideolojik körlüğün karanlığından sıyrılmayı başaran tarihçi ve araştırmacılarımız var. Taha Akyol bu karmaşanın içinde büyük bir ustalıkla ve bitmez bir enerjiyle gerçeğin peşinde koşmaktan vazgeçmeyen, hem bir tarihçi hem de tarih araştırmacısı olarak bu grubun önde gelen isimlerinden birisidir. Yeni çalışmasıyla da Cumhuriyet’in 100. yılını yaşarken, gerçekte ne olup bittiğini anlamak isteyenlere ışık tutuyor. Titiz ama gerçekten çok titiz bir araştırmanın mahsulü olan “Neden 29 Ekim?” kitabıyla, tıpkı daha önceki eserlerinde olduğu gibi hem tarihi süreçlerin ihmal edilen yönlerini önümüze getiriyor hem de birer insan olarak tarihi şahsiyetlerin siyasi ve kişisel hikayesini anlatıyor. Bu yönüyle “Neden 29 Ekim?”, Taha Akyol kitaplığının en kıymetli eserlerinden birisidir.

Sadece dönemin aktörlerinin hatıratları değil, o dönemdeki gazeteleri de tarayarak bugüne kadar yazılmayan birçok malzemeyi ustalıkla birleştirip, Cumhuriyet’e giden yolu hem bir tarihçi titizliğiyle hem de bir gazeteci zekasıyla anlatıyor. Bana göre sadece bir kitap değil aynı zamanda dönemin filmi yapılacak olsa hazır bir senaryo da sunuyor. Atatürk’ten başlayarak, Orbay, İnönü, Cebesoy, Karabekir gibi önemli isimlerin ve elbette dönemin yazarlarının ve toplamda o yılların siyasi ve psikolojik atmosferini satırlara döküyor. O kadar ayrıntılı bir çalışma ki okuyucuda yaşananların canlı tanığıymış hissini uyandırıyor. Bilinen ve bilinmeyen çok sayıda anekdot ve söz var. Ama kitabın mahareti, olaylar ve sözler arasındaki bağlantıları gün gün hatta bazen saat saat yansıtmakta… En önemlisi de Gazi’nin öteden beri istediği ama bazen ifade ettiği bazen sakladığı bazen de reddettiği ama sonunda şartlar kendisi için elverdiğinde çok sıradan bir siyasi hamleyle ilan ettiği “Cumhuriyet” fikrini zihninde taşıma hikayesidir. Başta fikir var ama o fikrin tahakkuku için saltanatın kaldırılmasından sun’i hükümet krizine ve elbette dönemin matbuatı ve İstiklal Harbi kadrolarının hazırlanmasına kadar varan ince, hassas ve tabii ki siyasi bir planlama süreci var. Buna karşılık, saltanattan sonra kurulacak yeni rejimin yeni bir istibdat getirmemesi için temkinli ama Atatürk’ün siyasi gücü ve zekası karşısında zayıf kalan muhaliflerin tutumu…

Bütün bu faktörlerin kesiştiği yerde de Cumhuriyet’in neden 29 Ekim 1923’te ilan edildiği sorusunun cevabı ortaya çıkıyor… “Neden 29 Ekim?” bir tarih kitabı ama roman olsa bu kadar akıcı olurdu… Tek bir satırının atlanması mümkün değil.

Hem cumhuriyete giden yolu ve cumhuriyetin kuruluşundaki siyasi arka planı anlamak, hem de tarihi olaylara bakış için anahtar bir kitap. Bu vesileyle, ilgili ve meraklı okurlar için sadece bu kitap değil bütün Taha Akyol kitaplığını tavsiye ediyorum.

(Neden 29 Ekim? /Taha Akyol/ Doğan Yayınları)

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (101)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.