Dört kişilik aile, beş kişilik iş!

Oğuz Demir

Ocak ayında TÜRK-İŞ tarafından açıklanan açlık sınırı ve yoksulluk sınırını hatırlatarak başlayayım. Açıklanan veriye göre dört kişilik bir aile için açlık sınırı 4.131 TL ve yoksulluk sınırı 14.288 TL olarak tespit edilmişti.

Yani eğer dört kişilik bir ailenin geliri 14.288 TL’nin altında ise o aile yoksul olarak tanımlanıyordu. Asgari ücretin 4.253 TL olduğunu düşünürsek aile de herkesin en azından asgari ücretle çalışması gerekiyor ki yoksul olmasınlar. 3,36 asgari ücret ile ancak yoksulluk sınırına geliniyordu.

Aradan üç ay geçti ve biz Mayıs ayına doğru giriyoruz.

Nisan ayı sonunda her ay olduğu gibi TÜRK-İŞ yine verileri açıkladı.

Açlık sınırı üç ay içerisinde 5.323 TL’ye yükseldi. Üç aylık artış oranı yüzde 28,8! Üç ay sonunda asgari ücretten 1.000 TL daha yüksek!

Yoksulluk sınırına bakalım bir de!

Yine TÜRK-İŞ’e göre yoksulluk sınırı yüzde 21,3 artarak 17.340 TL’ye geldi. Asgari ücrete bu oranı böldüğünüzde 4,07 oluyor.

Yani dört kişilik bir ailede yoksul olmamak için dört kişiden fazla insanın çalışması lazım. Hayat pahalılığının bizi getirdiği nokta bu!

Tam bir trajedi!

Dört kişilik bir ailede herkes çalışacak, bir kişi de ek iş yapacak ki o aile artık “yoksul” olmasın! Dört kişilik ailede beş kişilik efor ile ancak yoksulluktan kurtulmak artık kaderimiz haline geldi.

Asgari ücretin yıl sonuna kadar da artmayacağını, açlık ve yoksulluk sınırının da bu şekilde yükselmeye devam edeceğini düşünürsek, yıl sonuna geldiğimizde dört kişilik bir ailede yoksul olmamak için sanırım altı kişinin çalışması gerekecek.

Şaka gibi ama maalesef değil!

Elbette durum bu ama işgücü piyasasında bu kadar iş var mı orası da başka bir sorun.

10 milyon civarında asgari ücretlimiz var. Ancak onların yoksulluk sınırını aşması için iki yol çıkıyor önümüze. Ya asgari ücretliye çalışacak ek 3-4 milyon daha iş yaratacağız ki mevcut şartlarda imkansız.

İkinci bir ihtimal ise enflasyonun kontrol altına alınması. Ancak veriler bize enflasyonda bir yavaşlama olsa bile fiyat artışlarının devam edeceğini gösteriyor. Yani kısa vadede sabit gelirlilerin durumu kötüleşmeye devam edecek.

Bu süreçte bir ihtimal daha var. O da asgari ücret zammı!

Bu konuda da yıl sonuna kadar bir hamle gelmeyeceği hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin tarafından açıklandı. Hükümet kanadından bu açıklamalar gelirken düşünsenize TÜSİAD Başkanı dahi asgari ücret artışının gündeme alınması gerektiğini söyledi!

Gerçi TÜSİAD üyelerinin ücretleri arttırmak için hükümetten illa bir asgari ücret artışı beklemelerine de gerek yok. Hükümeti beklemeden kendi işletmelerinde bunu yapabilirler. Dolayısıyla belki hükümet de bu çağrıyı daha fazla dikkate almak durumunda kalır.

Durumlar böyle.

Açlık ve yoksulluk özellikle 10 milyona yakın asgari ücretli için kaçınılmaz bir gerçek haline geldi. Orta direk de her geçen gün artan fiyatlar karşısında eriyor. Yara kanamaya ve derinleşmeye devam ediyor.

Doktor ise başka işlerle meşgul.

Zor zamanlar!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.