Kimin adaleti için?

Oğuz Demir

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayı işsizlik verilerini 12 Temmuz 2021 günü açıkladı. O açıklamaya göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 13,2 olarak açıklandı. Verilere göre Mayıs ayında Türkiye’de işsiz sayısı 4,23 milyon olarak belirlendi. 27,8 milyon yurttaşımızın ise istihdam edildiği açıklandı.

Aradan bir ay geçti.

TÜİK, Haziran ayı işsizlik verilerini 10 Ağustos 2021 günü açıkladı. Verilere göre işsizlik oranı yüzde 10’6’ya inmişti. İşsiz sayısı 3,4 milyon olarak açıklandı. Yine Haziran 2021’de Türkiye’de istihdam sayısı 28,5 milyonun üzerine çıktı.

Bunca kötü ekonomi haberi içerisinde bu oldukça iyi bir haber gibi göründü. Nasıl görünmez?

İşsizlik oranındaki iyileşme bir kenara Türkiye›de son bir ay içerisinde aktif iş arayan işsiz sayısı bir ayda 800 bin azaldı. İstihdam ise 600 bin arttı. Bu artışın sektörel dağılımı da genel olarak iyiydi. Sanayide çalışan sayısı 296 bin, tarımda çalışan sayısı 163 bin ve hizmetler sektöründe çalışan sayısı ise 136 bin artış gösterdi. İnşaat sektöründe ise 8 bin istihdam artışı olmuştu.

Zaten daha sonra öğrendik ki haziran ayının da içinde bulunduğu 2021 yılı ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 21,7 büyüdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 13,2’den yüzde 10,6’ya inen işsizlik rakamlarını örnek göstererek “Türkiye ekonomisi şahlanıyor” dedi!

Şimdi aradan bir ay daha geçti.

Temmuz ayı verileri de dün açıklandı.

İşsizlik oranı yüzde 12›ye yükseldi. İşsiz sayısı 506 bin artarak 3,9 milyona çıktı. İstihdamda artış zayıfladı. Normalleşmenin ayı, tarımsal üretimin ayı olan Temmuz’da 126 bin artış gösterdi.

Hizmetler sektörü normalleşmenin etkisiyle 454 bin istihdam arttırsa da sanayide Temmuz’da çalışan sayısı 287 bin düştü. Haziran’da işe alınan 296 bini düşününce iki ayın sonunda sanayi sektöründe net istihdam artışı sadece 9 bin olmuş oldu.

Tarımda üretim artacak, enflasyon düşecek diyorlardı, gerçekleşmemişti. Gıda fiyatları artmaya devam etmişti. Aynı hayal kırıklığı istihdamda da yaşandı. Tarımda sadece 17 bin istihdam artışı ile yazın ortasını geçmiş olduk.

Gördüğünüz gibi sert dalgalanmalar sadece dövizde, enflasyonda değil. İstihdamda da başladı.

Bir ay sonra Ağustos verileri açıklandığında ne olacağını artık kestirmek zor. Eylül ve sonrası milyonlarca çalışan ve on milyonlarca çalışamayan için pek de hayırlı olacak gibi görünmüyor.

Ama görünen o ki ekonomide şahlanış destanı bir sonraki şahlanmaya kadar durmuş oldu!

***

İşsizlik oranı bile bu kadar dalgalanan ülkede, yurdum insanı da boş durmuyor ve kendini korumaya çalışıyor.

En son yayınlanan TCMB verilerine göre sekiz haftada 11,3 milyar dolar almış yurtiçi yerleşikler. Bu döviz alımlarının önemli bir kısmı ise Ağustos’un ikinci yarısında. Yani doların 8,50’den 8,28’lere kadar indiği dönemde.

Anlayacağınız millet akıllı! 8,20’li seviyeleri alım fırsatı görmüş.

***

İki aylık sessizliğin ardından ekonomi yönetiminin bir yerde konuşmaya başlayacağı belliydi. Ekonomi yönetimi konuştuğunda dünyada ortam sakinler, bizde ise tam tersi.

Bunu bilen bir ben değilim. 83 milyon biliyor.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu da startı geçen hafta verdi. Sakin geçen son iki ayın sonrasında çıktı ve dedi ki “dünyadaki merkez bankaları gibi manşet enflasyonun (yüzde 19,25) yerine çekirdek enflasyona (yüzde 16,76) odaklanacağız”.

Elbette dünyadaki merkez bankalarını takip etmek önemli.

Ama sadece işimize geldiğinde değil.

Bir de Sayın Kavcıoğlu umarım yapmazsınız ama biz artık faizi çekirdek enflasyona göre belirliyoruz, dolayısıyla politika faizimiz yüksek onu indiriyoruz derseniz, ekonomide ne olur size kısaca söyleyeyim.

Çekirdek enflasyona göre para politikası, düşen faiz ve daha ucuz kredi ile borçlanmak demek.

Gerçekte ise sizi bilmem ama bizim manşet enflasyonunun da üzerinde pahalanan bir hayatımız var...

Yani siz faizi indirdiğinizde biz daha pahalı bir hayat yaşayıp, borçlanma kabiliyeti yüksek olan birilerinin daha ucuza mal/mülk sahibi olmasını izlemeye devam edeceğiz.

Bütün bunlar olurken de açıklanan rekor büyüme verileri sonrasında Hazine ve Maliye Bakanımız bir tweet atacak ve diyecek ki:

“Gelir dağılımı adaletini daha da iyileştirecek bir büyümeyi sürekli kılmanın çabasındayız.”

Kimin adaleti için?

8,20’yi alım fırsatı görebilecekler için mi?

Yoksa sayıları 8,5 milyonu bulan işsizler için mi?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (15)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.