Kar bora fırtına sükûn bulacak

Uğur Emek

Geçen hafta Isparta ve Niğde’de yaşanan yoğun elektrik kesintilerine şahit olduk.

Vatandaşlar soğukların yoğun olduğu bir dönemde günlerce elektriksiz kaldılar.

Isparta’da bir vatandaşımız soğuktan donarak öldü maalesef. Öldü.

Yetkililer merhumun soğuktan değil, kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini açıkladı.

Değerli okur gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir özelliği vardır. Gazeteci Saygı Öztürk merhumun ölüm raporuna ulaştı ve ölümün gerçek nedenini açıkladı: “donmaya bağlı kalp krizi.

Ölüm raporuna göre merhumun birden fazla vücut bölgesi donmuş. Donmuş.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/elektriksiz-kalan-ispartada-ramazan-nazli-soguktan-donmustukalp-krizi-nedeniyle-oldugu-aciklanmisti-olum-belgesi-ortaya-cikti-508483h.htm

Medeniyetin ve teknolojinin geldiği bu çağda; kar yağışı nedeniyle önce saatlerce yollar kapanıyor, sonra da günlerce elektrikler kesiliyor. İnanılır gibi değil.

Bu uzun elektrik kesintilerinden kaçınmak mümkün müydü?

Kaçınılmadıysa ne olacak peki?

Gelin bir bakalım.

İŞLETME HAKKI DEVRİ

Değerli okur, olan biteni anlamak için öncelikle elektrik dağıtım işini yakından tanıyalım.

Türkiye’nin elektrik dağıtım tekeli bir zamanlar kamu işletmesi tarafından yönetiliyordu.

Elektrik dağıtım tekeli öncelikle Türkiye genelinde 21 bölgeye ayrıldı. Türkiye Elektrik Dağıtım Şirketinin (TEDAŞ) iştiraki olarak, her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir elektrik dağıtım şirketi (EDAŞ) kuruldu. 2008 yılından sonra hızlandırılan ihaleler neticesinde 21 bölgedeki şirketlerin hisseleri özel sektöre devredildi.

(Hükümet bu ihalelerden yaklaşık 13 milyar dolar gelir elde etti.)

İşin özünde şirketler 30 yıl süreyle 21 bölgedeki dağıtım şebekesinin işletme hakkını devir aldı.(Değerli okur kamuoyunda bu yönteme özelleştirme denilmekle beraber işin teknik adı işletme hakkının devridir. Bu fark önemli sonuçlar doğuruyor.)

Sistemin işleyişine göre özel sektör mevcut sistemi alacak, iyileştirme yatırımları yapacak, sözleşme süresi sonunda bunları işler ve çalışır vaziyette devlete iade edecektir. Sözleşmelerin süresi normal şartlar altında 30 yıldır. (Değerli okur sizlerin de çok iyi bildiği gibi bu coğrafyada ihale sonrası şartlar genellikle biricik özel sektörün lehine hızlı biçimde değişebiliyor.)

Sistemi tanıdıktan sonra şu parmak çocuk sorusunu soralım. EDAŞ’ler sorumlu oldukları iyileştirme yatırımlarını yeterince yapıyorlar mı?

Değerli okur az önce bu şirketlerin TEDAŞ’ın iştirakleri olduğunu söylemiştim.

PEKİ TEDAŞ NEREDE DURUYOR? GERÇEKTEN NEREDE?

TEDAŞ kamu işletmesi olarak bu 21 bölgedeki tesislerin sahibidir. Dağıtım tesislerinin sahibi olarak, iyileştirme yatırımlarındaki gelişmeleri ve dağıtım şebekesinin performansını denetlemekle görevlidir.

Sayıştay’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2018 yılı Denetim Raporundan öğreniyoruz ki TEDAŞ bu denetim işini layıkıyla yerine getirmiyormuş. Bu nedenle Sayıştay şu öneriyi yapmış:

“Mevcut 21 elektrik dağıtım şirketinin, bulgumuzda bahsedilen mevzuat kapsamında yılda en az bir kez denetiminin yapılması ve TEDAŞ tarafından hazırlanan denetim raporlarının Bakanlığa sunulması ve bakanlığın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) göndermesi ve Kurulun ilgili mevzuat kapsamında raporu değerlendirip sonuçlandırılması sağlanmalıdır.”

https://www.sayistay.gov.tr/reports/download/372-enerji-ve-tabii-kaynaklar-bakanligi

Bunu burada bırakalım ve fikri takibe devam edelim.

Sayıştay’ın bir sonraki yıllık denetim raporunda bu önerinin kısmen yerine getirildiği ifade ediliyor. Nasıl mı? Okuyalım:

“Konuyla ilgili Bakanlıkça daha dikkatli davranılmakla beraber, denetimlerin tam olarak yapılmasına yönelik personel yetersizlikleri ortaya çıkabilmektedir.”

https://sayistay.gov.tr/reports/download/405-enerji-ve-tabii-kaynaklar-bakanligi

TEDAŞ’ın denetim eksikliği sorununu buraya bırakalım ve devam edelim.

SANA DÜŞMANLAR SELAM DURACAK

Sakarya Marşı’ndan ödünç aldığım başlıktaki dize, bu alt başlıktaki dizeyle devam etmektedir.

Yetkililer ne zaman bir yağmur, ne zaman bir kar yağsa hemen bir “vebalden kaçınma” telaşına giriyorlar.

Isparta Belediye Başkanı vatandaş soğuktan donarken “20 yıldır bu kadar fazla kar yağmadı” dedi ve topu taca attı. Böylece dağıtım şirketinin sorumluluğunu da askıya aldı.

Ama biz yine de devam edeceğiz.

ELEKTRİK DAĞITIM ÜCRETLERİNİN BELİRLENMESİ

Elektriğin dağıtımı tekeldir. Tekeller üretimi kısarak ücretleri artırma kapasitesine sahiptir. Bu nedenle dağıtım ücretleri EPDK tarafından düzenlenmektedir.

Düzenleme kapsamında EDAŞ’ların elde edecekleri gelire bir üst sınır getirilmektedir. Şirketlerin düzenleme dönemindeki gelir ihtiyacının belirlenmesinde; işletme giderleri ve finansman giderleri dâhil yatırım harcamaları dikkate alınmaktadır.

Değerli okur, lütfen göz ardı etmeyin. Günün sonunda EDAŞ’ların yapmaları gereken yatırımlar sizden tahsil edilen ücretlerle finanse edilmektedir.

İşte TEDAŞ’ın yapması gereken denetimin unsurlarından birisi de budur.

Sizden tahsil edilen ücretler, iyileştirme yatırımlarında kullanılıyor mu?

Kar, bora, fırtına şirketlerin yatırımlarına ve teknolojilerine selam duracak mı? Yoksa Isparta örneğinde olduğu gibi dağıtım sistemini yerle yeksan mı edecek?

Değerli okur yazıya hazırlık yaparken şöyle bir düşünce içerisindeydim.

“EDAŞ’lar şehir içerisindeki dağıtım hatlarını yer altına alsalardı, böyle bir felaket yaşanmazdı.”

Bu düşünceyle iletim ve dağıtım konularında tecrübelerine inandığım liyakat sahibi uzmanlarla iletişime geçtim.

Teknik olarak benim düşüncemin doğru olduğunu söylediler ve devam ettiler. “Kullanılan malzemenin, direklerin ve işçiliğin kalitesine bağlı olarak yer üstü hatlarda direkler devrilmez ve teller de kopmaz.”

Bu görüşü teyit etmek için de şu örnekleri verdiler: “Uludağ başta olmak üzere kayak merkezlerinde direkler neden yıkılmıyor? Çünkü yatırım kaliteli. Isparta’daki yatırım ve bakım onarım kaliteli olsaydı, bu yaşananlara şahit olmazdık. Yoksa Uludağ’a, Isparta kadar kar yağmıyor mu?

Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz. TEDAŞ sorumlu olduğu denetimlerini usulüne uygun yapıp, eksiklikleri tespit edip, gereken önlemlerin alınmasını sağlasaymış, bu felaket yaşanmayacakmış.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Değerli okur her şey gözümüzün önünde oluyor. Elektrik kesintilerine sadece kar yağdığında şahit olmuyoruz.

Aramızda kalsın. Isparta’nın da içinde olduğu bölgenin dağıtım hizmetlerinden sorumlu olan şirket, kesintiler nedeniyle yazın da sıcaktan şikâyetçi oluyormuş. Bölgedeki bir abonenin şikâyetini okuyalım:

“Ck Akdeniz Antalya merkezde iki gündür enerji kesintisi yapıyor. Müşteri hizmetlerini aradığımızda bu zamanlarda çok klima kullanımı olduğundan kaldırmıyor sistemlerimiz diyor. Böyle bir saçmalık var mı? O zaman güçlendirin sistemlerinizi. Burası Antalya. Bu mevsimde klimasız nasıl yaşayalım. Üstelik sık elektrik kesintisinde buzdolabı vs. cihazlarda da sıkıntı yaşıyoruz.”

https://www.sikayetvar.com/akdeniz-elektrik-dagitim/akdeniz-elektrik-dagitimda-olan-elektrik-kesintisi

(Dikkatinizi çekerim. Şikâyet kar yağışından aylar önce, 2 Ağustos, 2021 günü yapılmış.)

Değerli okur sade bir vatandaşın yaşadığını ve gördüğünü, yetkililer de görseler ve biricik şirketlerine; “Havalar yazın sıcak, kışın da soğuk ve karlı olur. Güçlendirin sistemlerinizi!” demiş olsalardı, bütün bunlar olmayacaktı.

Belki bundan sonra olacakları EPDK görür diyelim ve devam edelim.

Hatırlatmak için söyleyeyim. Kurumun kendi çıkarttığı “Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği” var. Şurada:

https://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-6740/elektrik-dagitimi-ve-perakende-satisina-iliskin-hizmet-kalitesi-yonetmeligi

İzin verirseniz bu yönetmeliği sizin için okuyayım.

Mücbir sebepler, güvenlik nedeniyle ve dışsal nedenlerle yapılan kesintiler hariç olmak üzere; iletim ve dağıtım şirketlerinden kaynaklanan kesintilerde, tüketiciler belirlenen süre ve sayıya göre tazminata hak kazanılabilir.

Yönetmelikte süre ve sıklık açısından elektrik kesintilerine sınır değerler getiriliyor.

Örneğin, haber vermeksizin konutlara 48 saatten ve fabrika, otel ve alışveriş merkezleri gibi elektriğin çok kullanıldığı tesislere 24 saatten fazla elektrik verilmediğinde; tüketicilere tazminat ödenmesi gerekiyor.

Yine Yönetmeliğe göre haber vermeksizin yapılan kesintilerde bu sınır değerler aşılırsa; başvurularına gerek duyulmaksızın dağıtım şirketi kullanıcılara tazminat ödeyecek.

Şimdi de şu parmak çocuk sorusunu soralım. Isparta’da tüketiciler 48 ve işyerleri de 24 saatten fazla elektriksiz kaldı mı? El cevap. Kaldı.

Yetkililere buradan sesleneyim. Sakın yoğun kar yağışı nedeniyle mücbir sebep kılıfına sığınmayın.

Bakın İstanbul’daki kar yağışı nedeniyle kapanan otoyol için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) görevli şirkete 6,8 milyon TL tutarında idari para cezası verdi. Şirket, bölgede mağduriyet yaşayan sürücülerden alınan otoyol geçiş ücretlerini de iade etti. Yani İstanbul’daki kar yağışı mücbir sebep olarak kabul edilmedi. (Ancak, masalarında olduğunu söylemelerine rağmen, yollarda mahsur kalan vatandaşlarımızın tazmini konusunu bir biçimde sizlere unutturdular.)

Son söz olarak şunları söyleyeyim.

UAB’nin yoğun kar yağışını mücbir sebep olarak görmemesi sizlere de örnek olsun.

EDAŞ’ları zamanında ve yeterince denetleyin.

Sade bir vatandaşın söylediğini siz de yapın. Dağıtım şirketleri bir an önce sistemlerini güçlendirecek önlemleri alsınlar. Almıyorlarsa da lisanlarını yırtın atın.

İyi pazarlar.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (31)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.