Ağır iş İhsan Deniz’in mısralarıyla haşır neşir olmak

Yusuf Ziya Cömert

Kalbimizi birbirimize açmadık. Açacak kadar yakın olmadık.

Selam verdik, selam aldık. Hüsnü zan ettik. En azından kendi payıma söyleyebilirim bunları.

Biraz geç tanıştık, belki ondandır. O İstanbul’dayken ben Ankara’daydım. Sadece isminden ve şiirlerinden haberdardım.

Sonra, Kayıtlar’la uğraştığım sıralar Hasan Abi’nin (Aycın) ajansında, Aycan Grafik’te, bazen Çorlulu Ali Paşa’da karşılaşır, görüşür olduk.

Bürde’yi çıkarıyorlardı Necat Çavuş’la birlikte.

Hatıralar kaldı, kardeşlik kaldı o günlerden.

Bürde, kıymetli bir dergiydi, devam edebildiği kadar etti.

O çabayı hala saygıyla anıyorum.

Şair İhsan Deniz’den bahsediyorum.

Sonra İpek Dili’ni çıkardı İhsan Deniz. (İpek Dili geçen sene yeniden başladı.)

Uzun zamandır düşünüyorum, İhsan Deniz’in şiirine dair yazmam lazım. Ama üstesinden gelebilir miyim?

Üstesinden gelmek derken, malum, ben burada ‘şiir tahlilleri’ yapmıyorum. (Artık ne demekse şiir tahlilleri.)

Bir ‘poetika’ da inşa etmiyorum.

‘Ben okuyucuyum’ demeye dilim varmıyor. Okumazsınız ki şiiri?

Okumaktan fazla bir şeydir şiirle yaptığınız.

Hissedersiniz. Ruhunuzun aynası olur şiir.

Ne kadar?

O şiirde, sizin dünyanıza tekabül eden ne varsa, o kadar.

Veya diyelim, nasibiniz kadar.

***

İhsan Deniz şiirinde hissedilecek şeyler derindedir. Kendi derinliklerinize daha çok inmeniz lazım bu şiirle bir ‘alış-veriş’e girebilmek için.

Soyadındaki ‘Deniz’ İhsan’ın şiirinde ne kadar çok.

Denize bakarsınız. Denizin derinliklerine, ufkun derinliklerine.

Denize bakarken, ruhunuza da bakabiliyorsanız bir şey söyler İhsan Deniz’in şiiri size.

‘Denize Bakarken’de İhsan Deniz denize baktığından daha çok ruhuna bakıyor.

“Ki deniz... Aramıza sıkışan o deniz.. Gri deniz. Morarmış deniz. Ölü deniz... Çocukların yapraklarıyla peş peşe gömüldüğü huzursuz ve bedbaht deniz.”

‘Yolcu Hayat’ta da var bir denize bakış.

“Hayal çırpıntılarına karışan unutma ve unutulma dakikaları: Bütün ervah, hepsi birer heykel suretinde iç geçirerek bakıyor ufkun tuzlu endamına. Cisimlerin köpüren uğultusu yutuyor her ışık huzmesini..”

Cahit Zarifoğlu. İhsan Deniz’in şiirinde çok selam verdiği, daima minnetle ve hüzünle andığımız şair.

Cahit Abi’nin ardından veda mısraları:

“Ağlarım! Yağmurun kapıları aralanır kuşlara

Ve atlara ve kuğulara ve yalnızlığın solgun

Ruhuna. Ağlarım, kalbim ve dudağım benim olabilir ondan sonra..

Sonunda..

Dönüş ancak O’na

Dır!..”

‘Toplu Sayfa’da da bir şairin bir şaire sunacağı güzel bir armağan şeklinde bir hatırlayış var.

“Cahit Zarifoğlu çalıştım daha

Sonra. ‘Büyük Şiir’in ısrarına(Uğradım, uyarıldım: ‘Durdurun gece hücumlarını aşk artık insan kalbine sığmıyor’ mısraını nasıl, ne zaman, kimin için yazdığını merak ettim bir kez daha..”

İhsan Deniz’in hayatı şiirledir. Şiiri yazmakla yetinmedi, bilirsiniz. Şiir üzerine de çok düşündü, çok yazdı.

Evet, şiiri başlı başına bir belgedir ama, poetikası da şiirinin yanı başında, sağlam, durur.

Bazen şiirine hulul eder, şiir üzerine düşünme.

‘Dilemma’ bir misal.

“Harfleri dökmek mi harflere dökülmek mi evladır?

Şiir yazdın bunca yıl, ey İhsan hangisi kalbine eza ve cefadır?”

‘Baht-ı Siyah’ ne kadar sarsıcı.

“Dünyanın sesinden fırlayan bir kötülük buldum ben!”

“Akıl şişti, büzüldü tahammül..”

“Mezarda bile kanar oysa o masmavi yara.”

“Yalvarmak kalbe güzellik verir oysa/Bir okyanusa karışır gibi/yalvarmak, gözyaşı ve hamurun açtığı kapıdan..”

***

Ağır, çok yüklü bir tecrübe olmalı bu mısraların arkasında.

‘O halde açlık kurtuluştur’la başlayan ‘Tam’ şiiri de tam olmuş.

“Kalbindeki oyuğu usulca kanatıp açlık(hissiyle doyarlar: Açken(Kalpleri parlatır açlık(Filizleri parlatır./Harfleri parlatır./Deriyi.”

Sonra, açlık sınavını başaran büyüklerimiz...

Uzatmayayım. Yerim bitti.

Ağır iş, İhsan Deniz’in mısralarıyla haşır neşir olmak. Ben ara sıra bunu yapıyorum.

Gördüklerimin çok azını yazdım.

Bugünlük, bu kadar yapabildim.

(Bütün alıntılar, İhsan Deniz’in toplu şiirlerinin yer aldığı ‘Dut Ağacında’ kitabından, Hece Yayınları, 2015)

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.