Yapay zekâyı ne yapmalı?

Zafer Acar

Son bir kaç gündür Konya’da iş insanları ile yapay zekâ üzerine konuşmalarımız oldu. Kendilerine yapay zekânın nimetlerini anlatmaya çalıştım. Ancak onlar yapay zekânın kendileri için çok soyut bir kavram olduğunu, gözle görülür, elle tutulur bir örnek vermemi istediler. Hatta bazı şirketlerin kendilerine gelip çok güzel dijital dönüşüm hikayeleri sunduklarını, ancak birçok projenin hep başarısızlıkla sonuçlandığını ve nihayetinde yaptıkları yatırımların ve ödedikleri faturaların boşa gittiğini, bu sebeple yapay zekâ projelerine de temkinli yaklaştıklarını söylediler. 

Konuştuğum Konyalı iş insanlarında gördüğüm ortak özellik ise hepsinin kendi işlerinden çok ülkeye nasıl katma değer katabileceğimi ve bu teknolojinin nasıl ülke ekonomisine ve gençliğe entegre edilebileceği üzerinde sorular sormaları oldu. Kendilerinden çok ülkeyi ve ülkenin geleceğini düşünen bu iş insanlarına saygım kat kat arttı. En ilginç bulduğum yanları ise hemen tanıdıklarını arayıp yapay zekâ hakkında öğrendiklerini kendi anladıkları şekilde ve çok güzel örneklerle başkalarına anlatmaları idi. Hatta radyo ilk geldiğinde, insanların radyonun içinde insan olduğunu zannedip kapağını açtıklarını, sonra içine Cin kaçtığını düşünmeye başladıklarını, insanlar radyoyu algılamada nasıl problem yaşadıysa aynı şekilde yapay zekâyı anlamada aynı problemle karşılaşacağını belirttiler. 

Konuşmalarımız sonunda yapay zekânın yapabildikleri ve vaat ettiklerini anlayan arkadaşlarım ülke çapında milli yapay zekâ seferberliği kampanyaları düzenleme ve üniversite gençliğinin yapay zekâ öğrenmesini beklemek yerine klavye tutan her elin yapay zekâ kodları yazması gerektiğine karar verdi. 

Sonra kendi kendime bilgisayarda sadece Excel kullanıcısı olan bir insana yapay zekâyı nasıl anlatırım diye düşünmeye başladım. Pandemi sürecinde insanların yaptıkları işlerin çoğu zaten makineler tarafından yapılmaya başladı. Süre uzadıkça makinelerin insanların yerini alması da hızlanacak. Hatta 2050 yılında işçi bayramını sadece robotların kutlayacağını düşünüyoruz. Çin yapay zekâyı liselerde sorunlu hale getirdi. Biz de ise hala yapay zekânın önemi yeterince anlaşılmış değil ve bazı kesimlerin hiçbir fikri yok. Hal böyle olunca yapay zekâyı en basit şekilde anlatmanın nasıl olacağı konusunda ilk önce insanların düşünce yapısını yapay zekâ konusunda hazırlamak, sonra filmlerde, dizilerde ve en çok izlenme oranı olan programlarda yapay zekâyı işlemek ve yeterli farkındalık oluştuğunda kodlamaya geçmek gerektiğini düşünüyorum. Albert Einstein “bir meseleyi ilkokul öğrencisinin anlayacağı basitlikte anlatamıyorsanız, o konuyu bilmiyorsunuz demektir” der. Dolayısı ile meseleyi ilkokul öğrencilerinin bile anlayabileceği seviyede anlatmamız ve bu teknolojiyi yakalamamız gerekiyor. 

GÖZLERİMLE İMTİHANIM

Gözlüklerle tanışmam ortaokul yıllarına dayanır. Ortaokul 2. sınıf öğrencisi iken ilk gözlüğümü aldım ve o gün bugündür hep gözlük kullandım. Her sabah uyandığımda ilk gözlüklerimi bulup taktım. Bazen bulamadım saatlerce aradım. Hiçbir seyden çekmedim, gözlerimden çektiğim kadar. Gözlüklerimin buğulanmasından dolayı düşüp yaralandığım oldu. Gözlük çerçevesi kırıldığı için yeni gözlük alana kadar çalışamadığım günler oldu. Bir keresinde Los Angeles sahillerinde gözlüğümü kaybettim ve göz doktorundan randevu alıp yeni gözlük alana kadar bir hafta geçti ve bu bir hafta ne kadar zorlandığımı anlatamam. 

2017 yılına geldiğimizde gözlerimle asıl imtihanım başladı. Los Angeles’ın doğusunda bir kayak merkezinde sol gözümün üstüne düştüm ve bir kaç metre gözümün üstünde sürüklendim. Bu sırada gözlüğümün camı çerçeveden ayrılıp sol gözümün içine girdi ve damarları ve sinirleri kesti ve uzun müddet sol gözümle göremedim. Retina yırtılması ameliyatı ile görüntü geldi fakat bulanıktı ve sürekli gözlük numaram büyüyor ve yeni gözlükler almak için günlerce zaman ve iş kaybına uğruyordum. Derken bir sabah uyandığımda sağ gözümde de şimşekler çaktığını ve yarısına kadar görmez olduğunu farkettim. Üniversiteye yakın bir hastanenin acil servisine gittim. Sağ gözüm de de retina yırtılması olduğu ve acilen ameliyata girmem  gerektiği söylendi. Fakat günlerden cumartesi olduğu için göz doktorlarının bulunmadığını ve civar hastaneleri arayıp göz doktoru bulunup bulunmadığını sorduklarını söylediler. Nihayetinde çok tanınmış bir üniversitenin göz enstitüsü beni kabul etti ve bir gün sonra ameliyata alındım. ilk ameliyat başarısız oldu ve üzerine 4 kez lazer ameliyatı daha oldum. 8 ay boyunca çalışamadım ve nihayetinde California Motorlu Taşıtlar İdaresi (DMV) yeterli görme derecem olmadığı gerekçesiyle ve haklı olarak ehliyetimi yenilemedi. Ne trafik işaretlerini görüyor ne de sokak isimlerini okuyabiliyordum. Trafikteyken bazen sağdan gelen araçları da göremiyordum. Bilgisayar başında kod yazarken gözlerim sürekli yoruluyor ve yeterli performansı gösteremiyordum. 

Bu gelişmeler üzerine sağlık sigortamın izin verdiği doktorları aradım ve bir çözüm bulmaya çalıştım. Doktorların çoğu dolu idiler, bazılarında ise haftalar sonrasına randevu verebileceklerini ancak gözlerimin ehliyetimi geri alacak kadar açılması konusunda bir vaatte bulunmadıklarını gördüm. 

Bir yandan Los Angeles ve çevresinde bir göz doktoru ararken birden bir kaç yıl önce Konya’da bir Astronomi ve Uzay konferansıma katılan ve kendisiyle kısa bir süre sohbet ettiğimiz Konya Göz Hastanesi sahibi Op. Dr. Fikret Uçar’ı hatırladım ve kendisine ulaşmak için tanıdıklarımdan telefon numarasını sordum. 

Üç dakikalık telefon görüşmesi sonucu Dr. Uçar gözlerimin açılacağını, gözlüklerimi atacağımı, bir daha gözlüğe ihtiyacımın kalmayacağını ve gözlüksüz bilgisayar kullanabileceğimi söyledi. Herşeyi bırakıp geçtiğimiz hafta Konya’ya geldim ve ilk fırsatta Konya Göz Hastanesi’nin yolunu tuttum. Bir kaç göz resmi ve kan tahlilinden sonra hemen ameliyata alındım ve 7 dakikalık bir operasyon ile evvela sol, ertesi gün sağ gözüm görmeye başladı. Gözlüklerimi attım. Sol gözümdeki yaklaşık 4 yıl süren bulanıklık yerini gözlüksüz berrak bir görüntüye bıraktı. Uzaklardaki binaları ve dağlardaki karları görmek, gözlüksüz bilgisayar kullanmak, daha evvel yüzünü dahi seçemediğim akrabalarımın gözlerini görmek inanılmaz güzel, tarifi mümkün olmayan bir mutluluktu. 

Bu vesile ile başta Dr. Fikret Uçar olmak üzere büyük bir özveri ve profesyonellikle çalışan Konya Göz Hastanesi çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum. Yaklaşık 30 yıl süren ve özellikle son 4 yıldır maddi manevi büyük kayıplara sebep olan göz ve gözlük maceram toplamda 14 dakikalık iki operasyonla çözülmüş oldu.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (26)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.