Afyonkarahisar seçim sonuçları 2018 | Milletvekili seçimleri Afyon oy oranları

Afyonkarahisar seçim sonuçları 24 Haziran günü ilk oylarla birlikte sayfamızda olacak. Afyonkarahisar'da yaklaşık 450 bin seçmen oy kullanacak. Peki Afyon seçim sonuçlarına göre kim birinci oldu? Partiler kaç milletvekili çıkardı? Oy oranları neler? İşte tüm bu soruların cevaplarını seçim akşamında karar.com'dan öğrenebilirsiniz. AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi oy oranlarını, milletvekili dağılımlarını ve son dakika tüm gelişmeleri sitemizden görebilirsiniz.

Afyonkarahisar seçim sonuçları bir çok ilde olduğu gibi merakla bekleniyor. 24 Haziran seçimlerinde Afyonkarahisar'dan partiler kaç milletvekili çıkaracak? Milletvekili dağılımlarını, oy oranlarını ve seçim sonuçlarından tüm detayları sayfamızda sizlerle paylaşıyoruz. AK Parti'nin MHP ile Cumhur ittifakına karşı, CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi Millet İttifakı adıyla seçimlere katılıyor. Afyon'daki vatandaşlar 24 Haziran Pazar günü seçimlerini yaparak sonuçları bekleyecek. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde Afyonkarahisar'da AK Parti % 63,4, MHP % 17, CHP 16,2 oy almıştı. 24 Haziran 2018'de Afyonkarahisar seçim sonuçlarının ne olacağını ve detaylı bilgileri karar.com'dan takip edebilirsiniz. 

AFYONKARAHİSAR SEÇİM SONUÇLARI

Türkiye'de 24 Haziran günü seçim heyecanı yaşanacak. Afyonkarahisar'da ise yaklaşık 450 bin seçmen oy kullanacak. Afyonkarahisar seçim sonuçlarını 24 Haziran akşamı Karar.com'dan sizlerle paylaşacağız. Seçim 2018'den son dakika haberleri ve gelişmeleri sayfamızdan takip edebilirsiniz. 

AFYONKARAHİSAR SEÇİM SONUÇLARI NE OLUR?

1 Kasım 2015 genel seçimleri öncesinde yapılan 7 Haziran 2015 seçimlerinde bölgede Ak Parti %52,36 , Cumhuriyet Halk Partisi %16,74 , Milliyetçi Hareket Partisi %25,45 ve Halkların Demokratik Partisi %1,05 oy oranları ile Afyonkarahisar ilinde en çok oy oranına sahip partiler olmuştu. Afyon'da bir önceki genel seçimlere baktığımızda, AK Parti'nin önemli oyu bulduğu görülüyor. 24 Haziran seçimlerinde de Afyon seçim sonuçlarının benzer oranda olması mümkün.

AFYONKARAHİSAR'DA MİLLETVEKİLİ SEÇİLENLER

Afyonkarahisar'da 1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti 3, MHP 1 ve CHP 1 milletvekili çıkarmıştı.

AFYONKARAHİSAR MİLLETVEKİLİ ADAYLARI 2018

AFYONKARAHİSAR AK PARTİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

Veysel Eroğlu
Ali Özkaya
İbrahim Yurdunuseven
Rasime Kıpırtı Fedakar
Mehmet Zeybek
İbrahim Ünlüer

AFYONKARAHİSAR CHP MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

Burcu Köksal
Ahmet Hakan Uyan
İsmahan Nergiz
Ramazan Akgöz
Ertuğrul Yılmaz
Hatice Gökoğlu

AFYONKARAHİSAR MHP MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

Turan Civelek
Muharrem Günay
Ersan Özgür
İsmail Karnıbüyük
İbrahim Aksu

AFYONKARAHİSAR İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

Gültekin Uysal
Abdülkadir Akcan
Okşan Ulusoy Efe
Selahattin Mühsürler
Alper Yağcı
Ömer Eryeşil

AFYONKARAHİSAR SAADET PARTİSİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

Sefa Şenel
Mustafa Taşkapı
Hasan Basri Kantar
Hasan Hüseyin Uğurlu
Halit Kuş
Yaşar Karakaya

İLÇE İLÇE AFYON SEÇİM SONUÇLARI 2018

Afyonkarahisar'ın merkez dahil 18 ilçesinin seçim sonuçlarını 24 Haziran akşamı karar.com'dan görebilirsiniz. İlçe ilçe Afyon seçim sonuçlarını aşağıdaki linkler üzerinden öğrenmeniz mümkün.

Afyonkarahisar merkez seçim sonuçları
Başmakçı seçim sonuçları
Bayat seçim sonuçları
Bolvadin seçim sonuçları
Çay seçim sonuçları
Çobanlar seçim sonuçları
Dazkırı seçim sonuçları
Dinar seçim sonuçları
Emirdağ seçim sonuçları
Evciler seçim sonuçları
Hocalar seçim sonuçları
İhsaniye seçim sonuçları
İscehisar seçim sonuçları
Kızılören seçim sonuçları
Sandıklı seçim sonuçları
Sinanpaşa seçim sonuçları
Sultandağı seçim sonuçları
Şuhut seçim sonuçları

AFYONKARAHİSAR COĞRAFİ KONUMU VE TARİHİ

İlin Adının Kaynağı : Şehir merkezinde volkanik özellikli dağlar arasında 226 m. yükseklikte, yalçın, yüksek ve konik bir tepe olan ve kale olarak adlandırılan yer, Hititlerden günümüze kadar insanların ilgisini çekmiş ve savunulmaya uygun olmasına karşın aşağı, orta ve yukarı sur olmak üzere üç kat surla çevrelenerek daha da savunulmaya elverişli konuma getirilmiştir.

Bu özelliğinden dolayı Hititler; HAPANUVA, Romalılar ve Bizanslılar AKROİNON, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar KARAHİSAR-ÎDEVLE, KARAHİSAR-Î SAHİP adını vermişlerdir.

Şehir merkezinde ve il sınırları içinde M.Ö. II.yüzyıldan günümüze kadar insanların geçim kaynağı olarak yetiştirilen, haşhaş bitkisinden elde edilen özsu anlamında ki OPIUM kelimesinin Afion olarak söylenmesinden dolayı Afyon adını almıştır.

Zamanla her ikisi birleştirilerek şehrimizin adı Afyonkarahisar olmuştur. İlk kez 17.yy.’daki mahkeme kayıtlarında bu adın verildiği bilinmektedir.
Bölge Frigya Kültürüyle bilindiği için Frig sonrasında, özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde Frigya sıcak sularından dolayı da FRİGYA SALUTARİS (Şifalı Frigya) olarak adlandırılmıştır.

1-Tarih Öncesinde Afyonkarahisar :
Afyonkarahisar topraklarında ilk insan topluluklarına ne zaman rastlandığını bilemiyoruz, ancak çevre illerde yapılan kazılar, Afyonkarahisar’da da tarih öncesi çağlarda yerleşme yerleri bulunacağını göstermektedir.

M.Ö.3000 yıllarından itibaren yoğunlaşan, yerleşim yerleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Kusura Höyük’tür., İlk kez madenin işlendiği ve Tunç’un kullanıldığı bu dönem, “Tunç Çağı” dır. Madenle birlikte, kullanıma ve ihtiyaca yönelik; taş, kil, kemik, tunç gibi maddelerden yapılan kap-kacak, kesici, vurucu, delici, perdahlayıcı, ip eğirme ve dokuma araçları; yaşam ve ölümle ilgili eşyalar bulunmuştur. Bu dönemler Kusura, Kaklık ve Karaoğlan kazıları ile oldukça iyi tanınmaktadır.

2-Tarihte Afyonkarahisar :

a) Hititler (M.Ö. 1800-1200) :
M.Ö. 1800’den sonra Anadolu’da Afyonkarahisar’ın da içinde bulunduğu, Hitit Krallığı kurulmuştur. Hitit Devleti’nin bu ilk dönemi, Hint-Avrupa kaynaklı bir kültürün etkisi altındadır. Bununla birlikte Hatti’lerin din ve kültür özellikleri yok olmamıştır. Bu döneme ait Seydiler kasabası Yanarlar mevkiinde yapılan kazı ile eski Hitit küp mezarlığı ortaya çıkartılmıştır. Hititler, M.Ö. 1380 dolaylarında Arzava üzerine bir sefer düzenleyerek, bu beylikleri denetimi altına almış ve o dönemin en uzun ticaret yolunu (Boğazköy-Apassa[Efes]) Hitit ticaretine açmışlardır. Sonraları “Kral Yolu” adını alacak olan bu yol, Hisarköy, Bolvadin ve Dinar üzerinden Ege’ye ulaşmaktadır.

M.Ö. 2000’li yıllardan M.Ö. 8 yy.la kadar uzanan bu dönemde Anadolu’da Asur Ticaret Koloni Çağı, Eski Hitit , Hitit İmparatorluğu ve Geç Hitit dönemleri vardır. İlimizde de bu dönemlerin varlığı saptanmıştır. Koloni Çağına ait mühürler ve mezarlıklar; Eski Hitit dönemine ait Mezarlıklar, baltalar, kap-kacaklar, İmparatorluk dönemine ait çekiç mühür, bronz heykelcik, Hiyeroglif Stel ile kale surları; Geç Hitit dönemin ait ise kabartmalı stel önemli buluntular arasındadır.

b) Frigler (M.Ö. 1200-546) :
M.Ö. 1200 yıllarından itibaren Anadolu’ya yayılmaya başlayan Frigler, M.Ö.IX.yüzyıldan itibaren Kızılırmak kavisi ile Sakarya nehirleri arasında siyasî hâkimiyet kurmuşlar ve Gordion’u siyasî merkez, Pessinus’u da dini merkez yapmışlardır. M.Ö. 660 yılında kuzeydoğudan gelen Kimmerler’in saldırısıyla yıkılan Frig hakimiyeti, Afyonkarahisar, Eskişehir illeri arasında bulunan kayalık ve ormanlık bölge olan Yazılıkaya (Midas’ın Şehri) ve İhsaniye çevresinde yeniden kurulmuş; Altıntaş ve Dinar’a, hatta son yıllarda yapılan kazıların sonuclarına göre Elmalı’ya (Antalya) kadar yayılmıştır. Frig egemenliğinin Pers dönemiyle yok olmasına karşın, bölgede benimsenen Frig din, kültür ve dilinin, Bizanslılar döneminde bile ilimiz sınırları içinde, Frigya bölgesi adıyla varlığını korumuş olduğu bilinmektedir. Özellikle İhsaniye sınırlarında Aslankaya, Kapıkayalar, Göynüş Vadisi, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş ve Kumcaboğaz gibi aslan veya kilim desenlerinin çok işlendiği kayaya oyulmuş anıtlar günümüze kadar ulaşmıştır. Başka yerlerde bulunmayan bu kaya anıtları yalnızca ilimiz sınırlarındadır.

c) Lidyalılar (M.Ö. 660-546) :
Manisa ilinde bulunan Sart antik kentini merkez edinen Lidyalılar M.Ö. VII.yüzyıldan itibaren görülmeye başlamış olup Kimmerler’in M.Ö.660 yıllarında Frig egemenliğini yıkmasıyla Lidya’nın siyasi hakimiyeti, Dinar, Dazkırı ilçelerimiz ile Burdur iline kadar yayılmıştır. M.Ö.546 yılında Perslerin Anadolu’ya egemen olmasıyla birlikte, Lidya dönemi de tarihten silinmiş oldu. İlimizin güney kesiminde bu dönem izleri görülmektedir.

d) Persler (M.Ö. 546-333) :
İran’da “Akamenid” ve “Pers” olarak adlandırılan devlet, Kimmerlerin Anadolu’ya yaptıkları akınların Frig Egemenliğini çökertmesi sonucu M.Ö. 6.yüzyıl başlarından itibaren Anadolu’ya girmeye başlamış ve Geleneia (Dinar) kentini Anadolu’nun eyalet merkezi yaparak M.Ö. 546 yılından itibaren de tamamen egemen olmuşlar, hatta imparatorluk sınırlarını Makedonya’ya kadar uzatmışlardır. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’le yapılan savaşta yenilince, bütün imparatorluk sınırlarını Helen hâkimiyetine kaptırmışlardır. Bu döneme ait izler Tatarlı tümülüsü ahşap boyalarında, Altıntaş mezar taşında görülmektedir.

e) Helenistik Dönem (M.Ö. 333-30) :
M.Ö. 336’da Makedonya kralı Flip, ordusu ile Anadolu’ya geçtiği zaman Heredot tarafından ortaya atılıp, Sokrat tarafından geliştirilen, “Birleşik bir Yunan milletinin Asya’yı fethetmesi” düşüncesini gerçekleştirmek için ilk adımı atmıştır. Yerine geçen oğlu İskender (Alexandros) önce güneye indi. İssos’da yapılan savaşta (M.Ö. 334) III. Darius komutasındaki Pers ordusunu yendi. Pers hükümdarının tacını giydi. Hayber geçidi yolu ile Hindistan’a ulaştı. Doğu ile batıyı birleştirmek istedi. Perslerin yıllarca süren hakîmiyetine son vererek yeni bir uygarlık anlayışını (HELENİZM) devrini başlatmış oldu.

Büyük İskender M.Ö. 323’te Babil’de öldü. Komutanları, zaptettikleri ülkeleri paylaşmak için birbirleriyle mücadeleye giriştiler. Mısır, Babil, Makedonya’ya sahip olan komutanlar ile Anadolu hâkimi komutan Antigonos ile olan mücadele İpsos-Julia’da (Çay İlçesi) yapıldı (M.Ö.301). Antigonos’a karşı galip gelen komutanlardan Babil hâkimi Selevkos, M.Ö. 282’de Batı Anadolu’nun üzerine yürüdü. Trakya ve Makedonya hâkimiyetleri zamanında, yeni uygarlık anlayışı ile ilgili bir iz bırakmamışlarsa da, ilimiz sınırları içinde kendi adına sikke (para) basabilecek bağımsız 16 kent devleti kurmuştur. Bunlardan önemlileri; Apemeia (Dinar), Synnada (Şuhut), Docimeon (İscehisar), Amorium (Hisarköy) ve Pentapolis (Beş şehir-Sandıklı bölgesi) adlarıyla bilinen kentlerdir. Selevkosların en parlak devirleri Kral II. Antiochos (M.Ö. 233-183) zamanıdır. Çünkü batıda kudretli bir devlet kuran Romalılar’ın Asya işlerine karışmaları bu devirde başlamıştır. Ön Asya’da kuvvetli bir hükümdarın bulunmasını Akdeniz siyaseti ve geleceğine ait emelleri bakımından zararlı ve tehlikeli gören Romalılar, M.Ö. 191 yılında Selevkosları Magnesia (Manisa)’ da savaşa zorlamışlardır. Kazandıkları zaferler ile Anadolu’nun tek kuvvetli devletini tesirsiz hâle getirmişlerdir. Romalılar ve Selevkoslar arasında üç yıl sonra Apameia’da yapılan anlaşma gereğince, Romalılar, Torosların güneyine kadar uzanan topraklara sahip oldular. M.Ö. 120’de Roma senatosu, aldığı kararla Anadolu’da bir Asya eyaleti kurulmasını lüzumlu görmüş, Batı Anadolu’nun tamamı Roma İmparatorluğuna bağlanmıştır. M.Ö. 48’de Spartaküs isyanını sona erdiren Romalı komutan Luculluse, Anadolu’yu Ermenistan’a kadar zaptetmiştir. Böylece Anadolu, Roma hâkimiyetine girmiştir.

f) Romalılar Dönemi(M.Ö.30-M.S.395)
Roma egemenliğinde kent sayıları çoğalmış özellikle barış döneminde 2. ve 3. yy.larda ilimiz, mermer sanayi merkezi konumuna gelmiş ve tüm Roma topraklarına Dokimeion’dan(İscehisar) çıkarılan mermerler başşehir Synnada(Şuhut) olması nedeniyle, Synnada Mermeri adıyla işlenmiş, yarı işlenmiş veya ham blok olarak mermer ticareti yapılmıştır. Bu nedenle tüm kentler mermer kentleri konumuna gelmiştir. Yollar, yapılar hep mermerden yapılmıştır. Antik kent olarak söylediğimiz örenyerlerinde bunları açıkça görmekteyiz. Ayrıca ilimiz Arkeoloji Müzesi’nde mermer sanatının tüm özellikleri sergilenmektedir.

İlimiz sınırları içinde; Apemia, Synnada, Dokimeion, Amorion’dan başka Pentapolis bölgesinde Eucarpia(Emirhisar), Hieropolis(Koçhisar), Stectorium(Menteş), Bruzes(Karasandıklı), Otreus(Yanıkören); ayrıca Metrepolis(Tatarlı), Prymnessos(Sülün), Kidyessos(Küçükhöyük), Lysias(Arızlı), Julio(Çay), Ococleia(Karacaören), Sanaus(Sarıkavak), adlı 16 kent kurulmuştur. Bunların dışında Akroinon(Karahisar), Sibidunda(Atlıhisar), Diocleia(Ahırhisar) gibi kasaba özelliğinde küçük kentlerin de kurulduğu bilinmektedir.

g)Bizans Dönemi (395-1176) :
İmparator Constantinius’un Yunan koloni şehri Byzantionu başşehir yapmış(330), daha sonra Constantionopolis (İstanbul) adıyla ve Nova Roma nın’(Yeni Roma) adını alan şehir, Anadolu’ya hâkim olan yeni siyasî birliğin başkenti olmuştur. Roma İmparatoru Teodosios’un ölümünden sonra (395) İmparatorluk ikiye ayrılmış, Frigya bölgesi büyük oğlu Arkdios’un payına düşmüştür. Batı Roma’nın tamamen ortadan kalkmasından sonra, doğuda hâkimiyetlerini sürdüren Bizanslılar zamanında, Amorium önemli bir şehir olmuştur. Abassam (Bayat ilçesi) Docimeum (İscehisar) ve Ayazin’de geniş bir sahaya yayılmış olan oyma kilise ve manastırlar, dinî yapılara ait mimari kalıntılar M.S. 6.yüzyıldan başlayarak 10.yüzyıla kadar tarihlenmektedir. Buna göre Bizanslılar, bu devirde, buraları dini merkez olarak seçmişlerdir.

9. ve 10. yüzyıl Türklerin Anadolu’ya akın ettiği devirdir. Kapadokyalı komutan Romanos Diogenes, Bizans İmparatoru olduğu zaman bütün kuvvetini doğuda Selçuklularla yapılacak savaş için toplamış, Selçuklu Sultanı Alparslan’a yenilmiş, esir düşmüştür(1071). Malazgirt Savaşından sonra, yeniden toparlanan Bizans Ordusu, Bolvadin’de (1116), Konya’da (1146) ve daha sonra Miryekefalon’da (1176), Selçuklularla savaşmış ve sonunda yenilerek bu bölgeyi Türklere bırakmıştır.

Bizans yönetiminde eyalet sistemi uygulanmış, bunlara “Tema Analitolikan” denilmişti. Özellikle 6. yy’ dan sonra önemi artan Amorium kenti, eyalet merkezlerinden biri olmuş ve Constatinapol’dan sonra ikinci büyük kent konumuna gelmiş, Anadolu askerinin üssü olmuştur. Apameia ve Synnada şehirlerinin özelliği azalmıştır. Bu arada savunmaya yönelik Akroinon ve Kidrea kalelerinin önemi artmış, halk kayalık alanlarda yaşamaya başlamıştır.

3) Afyonkarahisar’da Türk Hâkimiyeti :

a) Selçuklu ve Beylikler Dönemi:
Malazgirt Zaferinden sonra yapılan antlaşmayı Bizanslıların tanımaması üzerine, Büyük Türk Sultanı Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tan Ege ve Marmara’ya kadar Anadolu’nun fethini istemişti. Süleyman Şah “Başkomutan” olarak Türk ordusu başında Anadolu içlerine girmiş “Artuk, Tutuk, Saltuk, Mengücek, Ebulkasım ve Atsız Bey” gibi büyük komutanlarının idaresindeki akıncılarla birkaç yıl içinde Anadolu’nun fethini tamamlamıştır.

1071-1243 yılları Anadolu Selçuklu Türklerinin siyasî birlik olarak güçlü oldukları devirdir. 1157’de Sultan Sancar’ın ölümü ile Büyük Selçuklular sona ermiş, büyük hakanlık tacı batı’ya, Anadolu Selçuklularına geçmiştir. 1243’te Kösedağ’da Moğollarla yapılan savaşta uğranılan bozgundan sonra dünyanın en güçlü devleti olma özelliğini kaybetmiş, Moğol egemenliği altına girmiş, İlhanlılara tâbi beyliklere ayrılmıştır.

Selçuklulara bağlı olarak Anadolu’da kurulan ilk beyliklerden biri de SAHİBATA OĞULLARI’dır. Bu beyliğin kurucusu Sahibata Fahrettin Ali, yaşamının büyük bir kısmını, mülkü saydığı Afyonkarahisar’da geçirmiştir.

O zamana kadar “Karahisar” denilen şehre onun adına izafeten “Karahisar-ı Sahib” denmiştir. Afyonkarahisar, uzun süre bu beyliğin başkenti olarak kaldı.(1265-1333) Sahibata’nın yerine geçen torunu Şemsettin Ahmet Bey, Germiyanoğlu’nun damadı idi. Ölümünden sonra yerine geçen oğulları Nusrettin Ahmet ve Muzafferüddin Devlet Beylerden Ahmet Bey, ana tarafından bağlı bulunduğu Germiyan sarayına gitmiştir. Önce bütün Afyonkarahisar çevresine hâkim iken, gittikçe küçülen beylik zamanında (1260-1428) Devlet Beyin oğulları şehirde hüküm sürmüşlerdir. Germiyan Beyi II.Yakup samimî bir Osmanlı dostu idi. 1390’dan 1399’a kadar İpsala’da Osmanlı ülkesinde oturmuştur. Beyliğini vasiyet yolu ile II. Murat’a bırakmış, böylece Germiyan beyliği içinde bulunan Afyonkarahisar’da OSMANLILAR’ın idaresine girmiştir. (1428).

Bu dönemde Sultandağı, Çay, Bolvadin, Sandıklı, Şuhut ve özellikle kaleden dolayı Karahisar’a çok önem verilmiş, kaleler onarılmış veya yeniden yapılmış; camii, medrese, han, kervansaray, türbe, su yolu gibi anıtsal yapılar yapılmıştır. 40 ahşap direkli Ulu Camii, Taş Külliyesi, Sahipata Kervansarayı, Ebheri ve Kureyş Türbeleri bunlar içinde en önemli yapılardır. Esirüddin Ebheri’nin yazdığı mantık kitabı dünyanın her yerinde okutulmuştur.

Beylikler döneminde, zaman zaman Karamanoğulları, Hamitoğulları ve Eşrefoğullarının kısa süreler içinde varlıkları hissedilmiştir. Bolvadin, Sultandağı ve Şuhut’ta eserleri vardır.

b) Osmanlı İdaresinde Afyonkarahisar :
Afyonkarahisar, Beyazıt devrinde 1390 yılında Osmanlılara geçmiştir. Ankara Savaşı’nın(1402) ardından Germiyanoğulları tekrar eski topraklarına sahip olmuşlarsa da, son Germiyan Hükümdarı II.Yakup Bey’in 1429’da ölümü üzerine vasiyeti gereği bu topraklar tekrar Osmanlı hakimiyetine alınmıştır. XV.Yüzyıl ortalarına doğru Osmanlıların, Rumelide Haçlılarla uğraştığı bir sırada durumu fırsat bilen Karamanoğulları, Kütahya, Karahisari Sahip, Hamid taraflarına kadar akınlarda bulunarak bu yerleri yakıp yıkmışlardır. Karamanoğulları ile Osmanlılar arasındaki bu gibi mücadelelerden oldukça etkilenen Afyonkarahisar havalisi, II. Mehmet’in Karamanoğullarını ortadan kaldırmasıyla kesin bir şekilde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.

XVII. yüzyılda başlayan Celâlî isyanlarından zaman zaman Afyonkarahisar bölgesi de etkilenmiştir. 1833’te bir süre II.Mahmut ile mücadele hâlinde olan Mısır Valisi İbrahim Paşa’nın eline geçen şehir, beş yüz yılı aşan Osmanlı hâkimiyeti devrinde Anadolu Beylerbeyinin bir sancağı olmuştur. Afyonkarahisar, 1917 yılına kadar Bursa’ya bağlı kalmış, I. Dünya Savaşı sonuna doğru bağımsız mutasarrıflık olmuştur.

XV. yy dan itibaren Osmanlı; kültür, sanat ve yapılaşmalarda damgasını vurmaya başlamıştır. Özellikle Karahisar’da kentleşme oluşmuş, kadılık, muhassıllık ve mutasarrıflık olarak idari merkez konumunu almıştır. Mehmet Semai (Sultan Divani) ile Mevlevilik en üst düzeye ulaşmış ve Karahisar’ın adını tüm dünyaya duyurmuştur. Ayrıca Ahmet Karahisari, Şemsettin Karahisari gibi kültür ve sanat adamları, ilimizin adıyla anılmıştır.

c) Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’nda ki Yeri:
Adımızı bütün dünyaya altın harflerle yazdıran İstiklal Savaşımızın geçtiği ilimiz, coğrafî konumu dolayısıyla her dönem insanların ele geçirmek istediği bir yerdir. Bu sebeple İstiklâl Savaşında Afyonkarahisar’ın önemli ve seçkin bir yeri vardır.

Afyonkarahisar, Kurtuluş Savaşı açısından son derece önemli bir bölgedir. Bunun sebepleri şöylece özetlenebilir: Yunanlıların son durağı olduğundan, istikbâldeki Millî Mücadele bu topraklar üzerinde başlayacaktı. Ayrıca Afyonkarahisar, Ege Bölgesi’ndeki sivil direnişin temel taşlarından biri olan Afyonkarahisar Kongresi’ni gerçekleştirmekle Doğu’da yapılan kongrelerle Batı’da yapılan kongrelerin birleşmesini sağlamış, iki bölge arasında çıkması muhtemel sürtüşmeler bu toplantıyla önlenmiştir. Bu kongreyle bütün müdafaa-i hukuk, redd-i ilhak ve kuvay-ı milliye harekâtı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin denetimi altına alınmıştır. Ayrıca ilimiz, Afyonkarahisar-Eskişehir, Afyonkarahisar-Kütahya, Afyonkarahisar-Uşak demiryollarının odak noktası olması nedeniyle silâh, cephane, erzak naklinde son derece önemli rol oynamış, ordumuzun nakliye ihtiyacı daha çok bu demiryolları ile sağlanmıştır. Ayrıca Afyonkarahisar, İzmir-Afyonkarahisar demiryolu hattıyla İstanbul-Bağdat demiryolu hattı Afyonkarahisar’da birleştiklerinden, bölgeler arası nakliyenin büyük yükünü Afyonkarahisar çekmiştir.

Yunanlılar, İngilizler tarafından Anadolu’yu işgale teşvik edilmişler ve onlardan büyük destek görmüşlerdir. Yunanlılar Ege Bölgesi’ni, dolayısıyla onun son kalesi ve durağı konumunda olan Afyonkarahisar’ıda bu yüzden işgal etmişlerdir. Afyonkarahisar, Yunanlılar tarafından iki defa işgal edilmiştir. Birinci işgal çok uzun sürmemiş ancak ikinci işgal yaklaşık olarak 14 ay sürmüştür. Afyonkarahisar, Yunanlılar açısından son derece stratejik öneme sahip bir bölgedir. Bunun sebebi, Afyonkarahisar’ın yolların birleştiği bir bölgede bulunmasıdır. Afyonkarahisar-İzmir demiryolu hattının başlangıç noktası Afyonkarahisar’dır. Bu demiryolu hattına sahip bir Yunan Ordusu iaşe ve ikmalini emniyetli ve süratli bir şekilde karşılama imkânına sahiptir. Ayrıca muhtemel bir geri çekilme harekatında bu demiryolu canlarının güvencesidir. Ayrıca Milli Mücadele’nin kalbi olan Ankara’nın hemen yakınında bulunması onunla komşu olmasıdır. Afyonkarahisar’ın bu yönü, özellikle Sakarya Muharebesi’nde ortaya çıkmış, düşman Emirdağ (Aziziye) yolu ile Polatlı önlerine kadar geldiğinde önemini göstermiştir. Ayrıca Afyonkarahisar, olası bir Anadolu harekâtının kilit noktasıdır. Yunanlılar, Türklüğü Anadolu’dan silmek sevdasına kapıldıklarından ve Anadolu içlerine yapılacak bir askerî harekâtın başlangıç noktası, Afyonkarahisar’ı gördüklerinden dolayı ordularının cephede yerleşmesi bu duruma göre düzenlenmiştir. Afyonkarahisar’dan kuzeye, Eskişehir’e doğru uzanan ve 300 kilometreyi bulan geniş cephede, daha az kuvvet bırakılmıştı. Afyonkarahisar Bölgesi, Yunanlılar tarafından hem güvenlikleri, hem de muhtemel harekatları açısından son derece önemli bir bölge olarak değerlendirilmiş, kaderleri de bu topraklarda belirlenmiştir.

Mondros Barış Antlaşması’ndan (Aralık-1918) hemen sonra İngiliz, Fransız ve İtalyan birlikleri yer yer Osmanlı topraklarına girdiler. Bu arada, 16 Nisan 1919’da Fransızlar Afyonkarahisar istasyonuna yerleşti. 21 Mayıs 1919’da iki subay ve 262 erden meydana gelen bir İtalyan birliği de Afyonkarahisar’a geldi. Bu birlikler, 17 Mart 1920’de buradan çekilerek yerlerini Yunanlılara bıraktılar.

Çok kısa süren birinci işgalden sonra, 13 Temmuz 1921’de Afyonkarahisar ikinci kez işgal edildi ve tam bir yıl, bir ay, 25 gün Yunan işgali altında kaldı.

İlimiz topraklarına yerleşmiş bulunan Yunan kuvvetleri, önce Sakarya’da, daha sonra da bu yenilgiden kurtulamadan ve güçlenme fırsatı bile bulamadan Kocatepe-Dumlupınar arasında 26-30 Ağustos 1922 günlerinde “Büyük Taarruz Harekâtı”mızla daha büyük bir darbe yiyerek yurdumuzdan kovulmuştur.

Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Yunanlılar Afyonkarahisar’da yayılmak ve temelli yerleşmek istediler. Afyonkarahisar’ın Türk Millî Mücadelesinde şeref duyacağı bir husus da, düşmana ilk kurşunun, bir Afyonkarahisar’lı Komutan olan Ali Çetinkaya tarafından atılmış olmasıdır. (28-29 Mayıs 1919 172.Alay Komutanı Ayvalık).

Afyonkarahisar’ın kurtuluş plânları Akşehir’de yapıldı. Daha sonra Şuhut’a gelindi. Atatürk, İnönü ve Fevzi Paşa’nın gizlice hazırladıkları Büyük Taarruz plânları Afyonkarahisar’da eski Belediye Binasında yapıldı. Millî Mücadelenin kazanılmasında Afyonkarahisar halkının büyük katkısı vardır; çünkü Afyonkarahisar halkı, Atatürk ve millî kuvvetlere manen ve maddeten büyük desteklerde bulundu.

26 Ağustos 1922 günü, saat 05.30 ‘da top ateşiyle aydınlanan Kocatepe’den fırlayan ordumuz, sıra sıra tel örgülü, makinalı tüfek ve top yuvalarıyla pekiştirilmiş Yunan mevzilerine, büyük bir insan üstü güçle atılarak saldırıya geçmiş, makasla, dipçikle hatta elleriyle, bedenleriyle parçaladıkları tel örgüleri aşıp, mevzileri bir bir ele geçirerek Kurtuluş Savaşı destanını yazdırmıştır. Başkomutanımızın önderliğinde, Milletimizin bütün insanlarının büyük çaba ve destekleri ile yurdumuz içinde bir tek düşman eri bırakılmayıncaya dek bu taarruz harekatımız sürdürülmüş ve İzmir’de noktalanmıştır.

İlk gün 1 ve 2 nolu tepeler, Tınaztepe, Kılıçarslan 1. ve 2. noktaları, Belentepe, Erkmentepe, ikinci gün Çiğiltepe ve Afyonkarahisar( 27 Ağustos 1922, saat 17.oo) ele geçirildikten sonra, üçüncü gün Batı Cephesi ve Ordu karargâhları Afyonkarahisar’a getirilip Belediye Binasında (bugünkü Zafer Müzesi) üslendirilmiş ve 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi buradan yönlendirilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, 21 Ekim 1925 günü Afyonkarahisar Türk Ocağında ve Başkomutanlık Savaşının ilk kutlanışında, 30 Ağustos 1924 günü Dumlupınar yakınlarındaki Çataltepe’de öğleden sonra saat 03.30’da söylediği nutkun özetinde:

“Afyonkarahisar, Son Büyük Zaferin Kilidi Oldu, Esası Oldu, Afyonkarahisar’ın Tarihi Savaşımızda Unutulmaz Parlak Bir Sayfası Vardır.”
“Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebeleri, Türk Ordusunun, Türk Subay ve Komuta Heyetinin Yüksek Gücünü ve Kahramanlığını Tarihte Bir Daha Tespit Eden Çok Büyük Bir Eserdir. Bu Eser Türk Milletinin Hürriyet ve İstiklâl Fikrinin Ölmez Anıtıdır.” demiştir.

Gazi Mustafa Kemal, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta kesin bir sonuca bağlanan 5 günlük “Başkomutanlık Savaşı” sırasında, 27 Ağustos 1922’de düşmandan temizlenen Afyonkarahisar’a 23 Mart 1923’te gelmiş, Afyonkarahisar halkının sevgi gösterileriyle karşılanmıştır.

Dumlupınar Zaferi’nin 3.yıldönümünde Afyonkarahisar gençlerinin telgrafına Gazi Mustafa Kemal şöyle cevap veriyor:

“Dumlupınar’ın 3.Yıldönümünü kutlarken beni hatırladığınız ve hakkımda gösterdiğiniz samimi duygular için teşekkürlerimi sunarım.
Asrın bütün icaplarını tamamıyla anladıklarına inandığım, Sayın Karahisar’lıların askerî zaferimizde olduğu gibi ve sosyal devrimimizin en ön saflarında da kendine yaraşan saygılı yerde yürüyeceklerine eminim. Bu bakımdan bana düşen vazifelerin yerine getirilmesi ve belli edilmesinde bir an bile tereddüt etmeyerek, Milletin güven ve sevgi ile bağışladığı, kuvvet ve yetkiyi iyiye kullanacağımı arz etmekle seviniyorum. Hepinize selâm ve sevgiler.’’

AFYONKARAHİSAR COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ

Yüzölçümü 14570 Km2 olan Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin iç batı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir. Güneybatıda kalan çok küçük bir parçada Akdeniz karakteristiğini görmek mümkündür. Afyonkarahisar ili, kuzeyden güneye doğru uzanarak, Batı Anadolu ile İç Anadolu Bölgelerini birleştiren yüksek alanın güney parçasını oluşturmaktadır. Bu doğal konumu ile Kuzeybatı Anadoluya bağlayan önemli bir merkezdir.

Afyonkarahisar, Türkiye'nin coğrafi bölgelerinden üçü üzerinde (Ege, Akdeniz, İç Anadolu) yayılan bir ildir. Büyük kısmı Ege bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer. İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki bazı topraklar da İç Anadolu Bölgesine taşar. Önemli merkezleri birbirine bağlayan kara ve demiryolları Afyonkarahisar'dan geçer. Bu özellikleri sebebiyle Afyonkarahisar, yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine bağlandığı bir merkez konumundadır.

Afyonkarahisar ili, ortalama yüksekliği 1000-1500 metre olan ve tektonik hareketlerin oluşturduğu vadilerle yarılmış bir yayla görünümündedir. İl dağları bu yaylalar üzerinde sürekli olmayan sıralar biçiminde yükselir ve iki yönde uzar giderler. Güneydoğudan kuzeybatıya uzanan Sultandağları Çay yöresinde ulaştıkları 2581 metre ile ilin en yüksek noktasını oluştururlar. Bu dağların hemen kuzeyinde yükseltisi 2241 metreye ulaşan Emirdağ vardır. İlin batı yarısındaki Sandıklı dağlarında yükseklik 2250 metredir. Afyonkarahisar'ın en ilginç yüzey şekli, üzerinde bir de kale bulunan kentin içindeki Sivritepe'dir. Yüksekliği 1200 metre olan Sivritepe, ovadaki volkanik oluşum sonucu ortaya çıkmış kaya kütlesidir.

Afyonkarahisar, Çay ve Bolvadin ovaları ilin kuzeybatısından, güneydoğusuna uzanır. Kuzeyden başlayarak birbirini takip eden Sincanlı, Sandıklı, Şuhut, Dinar ovaları, Acıgöl çukurunda ilin en güney kesimini oluştururlar.

Akarsuların, çevre illere su taşıdığı gibi, il sınırları içinde kalan küçük gölcükleri de beslerler. Akarçay sularını Eber gölüne boşaltır. Sular yükselip göl çukuru dolduğu zamanlar, bu göl de fazlasını Akşehir gölüne akıtır. Kaynağı Kocatepe'deki, Kali Çayının suları da Ebere akar. Emirdağ yöresinin suları, Sakarya'yı ilin batı kesiminden çıkan akarsular Küçükmenderes'i beslerler. Afyonkarahisar, denizden çok yüksekte olmasına rağmen, suyu bol bir ildir. Akşehir gölünün yarısı Afyonkarahisar'dadır. Denizden yüksekliği 990 metreyi bulan bu gölün hemen batısında ve tamamı il sınırları içinde kalan Eber gölü vardır. Güneybatıda Çapalı gölü, Karamık gölü ve Denizli ile paylaştığı Acıgöl diğer önemli göllerdir. Dazkırı'nın güneyine düşen Acıgöl'ün denizden yüksekliği 635 metredir.

Dağlar

1-Ahır Dağları:1940 m. yükseklikte Sincanlı ile Sandıklı ilçeleri arasındadır. Dağın eteklerinde çamlıklar görülür.

2-Akdağ:2449 m. yüksekliktedir. Sandıklı ve Dinar ilçeleriyle Denizli’nin Çivril ilçeleri arasındadır. Çevresi ormanlıktır.

3-Burgazdağı: 1754 m. yükseklikte Hocalar ile Uşak ilinin Banaz ilçesi arasındadır.

4-Emirdağları: 2307 m yüksekliği olan bu dağlar, Bolvadin ilçesiyle adını verdiği Emirdağ ilçesi arasındadır.

5-Kumalar Dağları:2447 m. yüksekliği olan bu dağımızın önemi Kurtuluş Savaşı’nın burada başlamış olmasıdır.

6-Paşa ve Bey Dağları:Paşa ve Bey dağları 1750 m. yüksekliktedir. Bolvadin ve Bayat ilçeleri arasında yükselen tepeye Paşa dağı, batı ve kuzey yönünde Eskişehir iline kadar uzanan dağlara da Bey dağları denilir.

7-Maymun Dağları: 1622 m. yükseklikte olan bu dağ batı bölgesindedir.

8-Bozdağ: 1250 m. yüksekliğinde olup, batı bölgesindedir.

9-Söğüt Dağları: 1919 m. yüksekliğindeki bu dağ Dinar ve Dazkırı ilçelerimiz arasındadır.

10-Sultandağları:2519 m. yüksekliğinde adını taşıdığı ilçeden almıştır.

Ovalar

1-Afyon Ovası:Tamamı kapalı bir havza durumundadır. Akarçayın kuzeybatı-güneydoğu yönünde katettiği geniş düzlükler halindedir. Kuzeyinde Eynihan dağları(Beydağı 1750 m. Şamdağ 1500m. Emirdağları 2066 m.) ve batıda Kalecik tepelerinin yer aldığı Kumalar dağları vardır. Akarçayın sağında ve solunda uzanan ova Eber ve Akşehir göllerine çok az bir eğimle alçalmaktadır.

2-Dinar Ovası: Dinar’dan doğan (Suçıkan) güneydoğu kuzeybatı yönünde akan Büyük Menderes’in Samsun dağları ile Karadağ arasında geçtiği vadide daralıp, tekrar genişleyerek il sınırlarına kadar devam eder.

3-Dombay Ovası: Akdağ, Kumalar ve Samsun dağları ile çevrilidir. Bu ova güneye doğru alçalan bir tekne gibidir. Güneyinde Çapalı bataklığına yer veren ova, kuzeyinde Sandıklı Dinar arasındaki arızalı sahayı meydana getirir.

4-Sandıklı Ovası:Kufi çayının kolları olan Hamam çayı ile Sandıklı’nın içinden geçen (şimdi bu çay üzeri kapalı bir kanalla ilçe merkezinden geçer) Beylik deresinin birleştiği yerde yükselti 1000 m. den aşağı düşmektedir. Ova Kufi çayının akışı yönünde uzanarak Akdağ ile Burgaz dağları arasındaki vadide son bulur.

5-Büyük Sincanlı Ovası: Kuzeyinde İlbudak dağları (1563m.) güneyindeAhır dağları, batısında Murat dağları (2312 m.) bulunmaktadır. Bu ova doğuya doğru çok hafif bir meyilli uzanarak Afyon ovası ile birleşir.

6-Küçük Sincanlı Ovası: Büyük Sincanlı ve Sandıklı havzalarının arasında bulunan Küçük Sincanlı Ovası, küçük bir çöküntü ovasıdır. Ortalama yükseltisi 1190 m. olan ovanın etrafı dağlarla çevrilidir. Küçük Sincanlı Ovası, Başağaç Boğazı ile sandıklı Ovası’na, Damlalı Boğazı ile Büyük Sincanlı Ovasına bağlıdır.

7-Şuhut Ovası:Doğusu bir plato ile sınırlıdır. Batısı derin vadilerle yarılmış dik ve çıplak Kumalar dağlarıyla, güneyi ise Kocakal (1675 m.) ve Kayrak dağı ile çevrilidir.

8-Çöl Ovası, Geneli ve Çamurca Ovaları:Bu küçük ovalar Sultandağlarının kuzey etekleriyle Kumalar dağlarının güney etekleri arasında sıralanır.

9-Emirdağ Ovası: Güneyde Emirdağları (2066 m.) çevirir. Doğu-batı yönünde uzun, kuzey-güney yönünde dardır. Tabanlarında geniş çayırlıklar bulunur.

Akarsular

İlimiz akarsuları Sakarya, Büyük Menderes ve göller toplar. İlkbaharda eriyen kar ve yağmur sularıyla bol suya kavuşur, ancak yazları cılızlaşıp kuruyan akarsularımız vardır.
Düzgün rejimli olmayan akarsularımızı şöyle sıralayabiliriz:

1-Akarçay:Ahır dağının kuzey eteklerinden doğarak Eber gölüne dökülür.

2-Kufi Çayı:Büyük Menderes’in kolu olan bu çay, Kumalar eteğinden doğar. Suyu çeşitli sıcak su kaynaklarıyla çoğalarak büyür.

3-Kali Çayı: Kocatepe ve çevresindeki dağlardan doğarak Eber Gölü’ne dökülür.

4-Menderes Çayı:Kufi çayı ile Dinar Suçıkan’ın birleşmesinden doğan bir akarsudur.

5-Sakarya Çayı: Emir ve Beydağlarından gelen sel ve yağmur sularıyla beslenir.

Ayrıca ; Kocaçay, Seyitsuyu, Hamamçayı gibi başlıca akarsuları vardır.

Göller

1-Karakuyu Gölü:Karakuyu Dinar ilçesi sınırları içerisinde Büyük Menderes nehri yukarı havzasının membasında yer almakta olup, Ankara-Antalya karayolu güzergahında Dinar yol kavşağından 10 km. sonra yolun hemen sağındadır.

Göl alanının organik maddece (peat) zengin olması ve İç Ege Karasal ikli- minden Akdeniz iklimine geçiş çizgisinde bulunması nedeniyle zengin bitki türüne de sahiptir. Bu gün gölün tamamı olan 1099 hektar saha kamış, hasırotu ve nilüferle kaplı durumdadır. Sahanın bu özelliği kuşların yuva yapma ve saklanmalarına önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.

Karakuyu Gölü Eylül-1994 tarihinde Orman Bakanlığınca “Yaban Hayatı Koruma Sahası” statüsüne alınmıştır.

4 Kasım 1994 tarihinde de Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 2122 No.lu kararıyla Karakuyu Gölü’nün tamamı “I.Derece Doğal Sit Alanı” ilan edilerek, her türlü fiziki müdahaleye kapatılmış ve 2863-3386 sayılı yasalar gereği tescili yapılmıştır.

2-Eber Gölü:İlimiz Çay ve Bolvadin ilçesi sınırları içerisinde 150 km2 yüzölçümüne sahip Eber Gölü, Akarçay ve Sultandağlarından gelen kaynak suları ile beslenmektedir. Derinliği 3.98m. denizden yüksekliği ise 966.98 m.dir.

Eber Gölü Konya Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulunun 22.6.1992 gün ve 1359 sayılı kararıyla 1.derece Doğal Sit Alanı ilan edilmiştir.

3-Karamık Gölü (Bataklığı):Çay ilçesi sınırları içinde yer alan Karamık Gölü Dinar-Çay karayolu güzergahındadır. Yüzölçümü 40 km2, en derin noktası 3 m. Ve denizden yüksekliği de 1.001 m. dir.

Bataklıkta; saz ve kamış üretimiyle Sazan ve Turna balığı yetişmektedir. Bir zamanlar kerevit çıktığı halde bataklığın kirletilmesiyle nesli tükenmiş olup, çulluk, karabatak, yaban ördeği gibi kuş türleri bulunmaktadır.

Karamık Gölü, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 17.6.1993 gün ve 1669 sayılı kararınca 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. 1979 yılında “Dinar-Karakuyu Projesi” adı altında bir proje hazırlanmıştır.

4-Akşehir Gölü:Afyon-Konya il sınırları içerisinde bulunan Akşehir Gölü’nün 304,4 km2.lik genel yüzölçümünden 211.7 km2.lik bölümü ilimiz Sultandağı ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır. Derinliği 4,5 m. denizden yüksekliği 956,19 m.dir. Göl, Eber Gölü ve Sultandağı akarsularıyla beslenmektedir. Göl içinde turna ve sazan balığı yetişmekte olup, yaban ördeği, yaban kazı, karabatak ve kara meke gibi göçmen kuşlar bulunmaktadır. Gölde kara ve su ürünleri avcılığı fazla miktarda yapılmaktadır.

5-Acı Göl:Afyon ve Denizli il sınırları içerisinde bulunan gölün genel yüzölçümü 41,5 km2’dir. Bunun 20 km2.si İlimiz Başmakçı ve Dazkırı ilçeleri sınırları içerisinde bulunmaktadır. Derinliği bilinmemekle birlikte, denizden yüksekliği 842 m.dir.

İsminden de anlaşılacağı gibi suyu acı olan gölden ihracaatı da yapılmakta olan sodyum sülfat üretilmektedir.
Gölün doğusunda bulunan dağlarda yırtıcı kuşlar ile turna, yaban ördeği, yaban kazı ve flamingo türleri gibi göçmen kuşlar bulunmaktadır.

6-Emre Gölü :Afyon il sınırları içerisindeki doğal yolla oluşmuş alanı en küçük olan göldür. Yaklaşık yüzölçümü 5 km²’dir. İhsaniye ilçesi, Döğer kasabası, Bayramaliler köyü arasındadır. Yağış dönemlerine bağlı olarak alanı daralır ve genişler. Derinliği bazı yerlerde 3 m.nin üzerine çıkar. Suları tatlıdır.

Barajlar

1-Seydiler Barajı:Afyon’un Kuzeydoğusunda Gebeceler köyü yakınındaki Seyitler deresinde kurulan Seydiler Barajı merkeze 28 km. uzaklıktadır. Rezervuar 40.000.000 m3 ,faydalı su hacmi ise 32.000.000 m3 dür.

2-Selevir Barajı:Şuhut ilçesinin 35 km. Kuzeydoğusunda Selevir köyü yakınında, Kali çayı üzerinde toprak dolgu olarak inşa edilmiştir. Rezervuar hacmi 80.000.000-m3 , faydalı su hacmi ise 72.000.000.- m3 dür.

Diğer Göletlerimiz :Taş Köprü, Döğer Göleti.

İklim

Afyon Ege bölgesinde olmasına rağmen, Ege iklimiyle bağdaşmaz. İç Anadolu iklimine benzerlik görülür. Daha çok kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir step iklimi görülür. Daha çok kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir step iklimi görülür. İlkbahar ve sonbaharda ise yağışlar yağmur biçiminde artar ve step ikliminden biraz farklılık gösterir. En soğuk ay ortalaması 0,2 oC, en yüksek sıcaklık ise 37 oC dir.

Bitki Örtüsü ve Doğal Hayat

Afyon ili çevresindesedir ve karaçamın yanı sıra relik türlerinide olduğu çeşitli bitki türlerini bir arada görmek mümkündür. Karaçam ormanları önemli ölçüde tahrip edilmiş ve yerini meşe toplulukları almıştır. Afyon’un florasında 110 familyya ait 1800 tür ve tür altı takson tespit edilmiştir. Bunların içinde Türkiye’de sadece Afyon’da yayılış gösterenleride mevcuttur. Ayrıca ilimizde 234 endemik tür bulunmaktadır. Yerleşim yelerine yakın bölgelerde ise bitki örtüsü daha çok step özellikleri gösterir. Topraklarının % 10’u ormanlıktır. Platolar ve yaylalar daha çok bozkır bitkileri ile kaplıdır.

Afyon il sınırları içinde çeşitli Omurgalı hayvan türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Kızılgeyik, Kurt, Tilki, Yabani Domuz, Tavşan, Kaya Sansarı, Porsuk, Su Samuru ve Yılkı Atlarıdır. Omurgasız hayvanlardan kelebeklerin 120’nin üzerinde türünü bulmak mümkündür.Dünyada yok olma tehlikesiyle karşı karşı olan Apollo Kelebeği Sultandağlarındadır.

Afyonkarahisar seçim sonuçları 24 Haziran günü ilk oylarla birlikte sayfamızda olacak. Afyonkarahisar'da yaklaşık 450 bin seçmen oy kullanacak. Peki Afyon seçim sonuçlarına göre kim birinci oldu? Partiler kaç milletvekili çıkardı? Oy oranları neler? İşte tüm bu soruların cevaplarını seçim akşamında karar.com'dan öğrenebilirsiniz. AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi oy oranlarını, milletvekili dağılımlarını ve son dakika tüm gelişmeleri sitemizden görebilirsiniz.

İL İL 24 HAZİRAN CUMHURBAŞKANLIĞI VE 27. DÖNEM MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİM SONUÇLARI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Kocaeli seçim sonuçları 2018: Cumhurbaşkanlığı oy oranları Cumhur İttifakı mı Millet İttifakı mı?
YSK Antalya Cumhurbaşkanlığı seçimi oy oranı | 24 Haziran seçim sonuçları Antalya son durum
YSK Mersin Cumhurbaşkanlığı seçimi oy oranı: Merin seçim sonucu 2018 son durum ne?

Güncel Haberleri