‘Neşet Ertaş sevgisiyle’ ceplerini dolduramazlar

Adı yapımcı Mustafa Uslu’nun vizyona bir gün kala yasaklanan ‘Garip Bülbül Neşet Ertaş’ filmiyle gündeme gelen büyük ozan Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş bu yıl babası anısına düzenlenen Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali’ne konuk oldu. Oğul Ertaş, “İnsanları ağlatıp paralarını almak için yalan dolan hikayeler yazdılar. Alışmışlar insanları silindir gibi ezip geçmeye, biz adalete güvendik. Babam da insanların kendisine olan sevgisini paraya çevirmesine müsaade edecek biri değildi” dedi.

SALİHA SULTAN

Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali başladı. Beş yıldır dostluk temasını ele alan kısa filmlere ev sahipliği yapan ve her yıl dünyanın dört bir yanından sinemacıları İstanbul’da bir araya getiren festivalde bu yıl 27 ülkeden 48 kısa film ve 15 belgesel sinefillerle buluşuyor. Gösterimleri Pazar gününe kadar Kadıköy Sineması, Atlas Sineması, Artizan Sanat ve Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşiyor. Önceki yıllarda Yunus Emre, Aşık Veysel gibi isimler anısına düzenlene festival bu yıl ise ‘Bozkırın Tezenesi’ namlı büyük ozan Neşet Ertaş anısına gerçekleşiyor.

Bu minvalde, festivalin açılış etkinliğinin konusu Neşet Ertaş oldu. Atlas Sineması’nda gerçekleşen açılış programında ilk olarak Hacı Mehmet Duranoğlu ve Atalay Taşdiken’in yönettiği Neşet Ertaş belgeseli ‘Ah Yalan Dünyada’ izleyiciyle buluştu. Belgesel gösteriminin ardından ise Festival Başkanı Faysal Soysal konukları selamlayarak, “Festivalimizin amacı dostluk ilişkisini ele alan ve dünyada sadece kuru kuru para ve makam kazanmak derdinden öte sanat duygusuyla güzel bir his bırakmak isteyen filmleri buluşturmak. Kendim de bir yönetmen olduğum için bu ekonomik şartlarda bir film yapmanın zorluklarını yakından biliyorum. Bu sebeple dünyanın her köşesinden filmlerini değerlendirmemiz adına festivalimize gönderen sanatçılara, yönetmenlere teşekkür ediyorum” dedi. Ardından Duranoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen ‘Yalan Dünyada Bir Dost Nefesi’ başlıklı panelde ise Taşdiken’in yanı sıra, büyük ozanın yakın dostu olan yine müziğimizin önde gelen isimlerinden Bayram Bilge Tokel ve merhumun oğlu Hüseyin Ertaş da konuşmacı olarak yer aldı. Panelde genel olarak Neşet Ertaş’ın müziği, felsefesi konuşulsa da, geçen hafta vizyona bir gün kala mahkeme kararıyla gösterimi yasaklanan, yapımcı Mustafa Uslu’nun ‘Garip Bülbül Neşet Ertaş’ filmi de elbette kaçınılmaz olarak gündeme geldi.

“İNSANLARI AĞLATIP PARALARINI ALMAK İÇİN YALAN HİKAYE YAZDILAR”

Festival için Almanya’dan gelen Hüseyin Ertaş, konuşmasında öncelikle festival komitesine festivali babasının anısına düzenledikleri için teşekkür etti. Babasının sağlığında kendisine birçok film teklifi geldiğini ancak kabul etmediğini dile getiren Ertaş, dava haberleriyle sık sık gündeme gelen filme dair şunları aktardı: “Uğur Yücel de vardı bunlar arasında, babamız istemiyordu, teklifi yapanlar da anlayış gösterdi. Ama bu teklifi yapanlar göstermedi, ‘aile izin vermiyorsa, kitap yazar, filme çekeriz’ dediler, bunu anayasal hak gördüler. Biz baştan kendilerine belgesel yapın her türlü desteği verelim dedik. İçinde sazı, sesi, sözü olsun, gerçekler olsun dedik. İnsanları ağlatıp paralarını almak için kafadan atma yalan dolan hikayeler yazdılar.” Filmin hurafelerle örülü olduğunu söyleyen Ertaş, “Babam gerçekçi bir insandı, yalandan hoşlanmazdı. İnsanların yalan söylenerek aldatılmalarından hoşlanmazdı. Bu yüzden halka açık konserler verirdi. Babam birilerinin ceplerini doldurmasına, insanların babamıza olan sevgisini paraya çevirmesine müsaade edecek değildi, etmedi de zaten” diye konuştu. Ertaş, aile olarak göz önünde olmayı sevmediklerini ancak babalarının vasiyetini yerine getirmek için avukatları aracılığı ile filmi dava ettiklerini vurgulayarak, babamız gittikten sonra bu işler bize kaldı, bizim üzerimize düşen babamızın, dedemizin eserlerinin sözü müziği bozulmadan icra edilmemesi, bu kadar. Onlar kendi felsefelerini anlatmışlar zaten” ifadelerini kullandı.

‘TRT ARŞİVİNDE DAHİ GÖRÜNTÜSÜNÜ BULMAK ZOR’

Etkinlikte konuşan Bayram Bilge Tokel de, dostluk temasının ele alındığı bir festivalin büyük ozan anısına yapılmasının anlamlı olduğunu kaydederek, şu düşüncelerini aktardı: “Neşet Ertaş sanatı hayatından hayatı sanatından ibaret biriydi. Sanatçıların sahnede görünen bir yüzü ve bundan bağımsız bir hayatı vardır ve bunlar genelde birbiriyle pek uyuşmaz. Ama Ertaş öyle değildi, söylediği her türkü onun hayatında yaşadığı acıların, aşkların, yoksullukların, çilenin kendisinde bıraktığı izlerden ortaya çıkan eserlerdi. Yaşamadı, hissetmediği hiçbir türküsü, dizesi, hatta kelimesi yoktur diyebilirim.” Konuşmasında Neşet Ertaş’ın dünya çapında bir sanatçı olduğunu vurgulayan Tokel, 1989 yılında Amerika’daki Maryland Üniversitesi Etnomüzikoloji bölümünün müzesinde Neşet Ertaş’ın, Aşık Veysel’in, Celal Güzelses’in kayıtlarını gördüğünü, Türkiye’deki belgesel çekimi sırasında ise TRT arşivi dahil birçok yerde Ertaş’a dair görüntü bulamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Belgeselin yönetmenlerinden Atalay Taşdiken de, Ertaş hayranı olarak büyüdüğünü ancak kendisi ile tanışma fırsatı bulamadığını belirterek, “2012 yılında ikinci filmim Meryem’i çekerken bir karakterimde rahmetliyi oynatmak için çok hevesliydim. Rahmetli Hasan Saltık ile sürekli bu konuda görüştüm, ancak Ertaş’ın rahatsız olduğunu belirti. Bizim çekim bittikten bir hafta sonra ölüm haberini aldık. Yüz yüze görüşme fırsatımız olacaktı belki ama olamadı. Ne mutlu ki belgeseli yaparken hakkında daha çok şey öğrendim, Neşet Ertaş o kadar birleştirici bir adammış ki, sadece bir ozan, iyi beste yapan biri değil, bu toprakları oluşturan değerlerin ta kendisiydi. Onun için çok büyük” şeklinde konuştu. Bu yıl 5’incisi düzenlenen Uluslararası Kızılay Dostluk Festivali, yarın akşam saat 18.00’da Atlas Sineması’nda gerçekleşecek ödül töreni ile sona erecek.

"HERKESİN KUTSALI BAŞKA"

Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş, Mustafa Uslu ile birebir görüşmediğini ancak filme müsaade etmedikleri için karalama kampanyasına maruz kaldıklarını ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı: “Kendileriyle (Mustafa Uslu) ben hayatta görüşmedim, iyi ki de görüşmemişim. Siz yapar mıydınız, babanızın yaşarken istemediği bir şeyi öldükten sonra siz yapar mıydınız? Bizim yaptığımız da bu, babamıza sahip çıkıyoruz. Koca koca adamlar karalama kampanyaları yapıyorlar, ‘onu çok sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz’ dediğiniz insanın ailesine yalan dolanla saldırmak seviyeli bir iş midir? Benim şuraya bile çıkma hakkım yok, ben bir şey değilim, babamızın ailesi olmaktan başka bir özelliğimiz yok. Biz göz önüne çıkmak istemeyiz, babamız sanatının üzerine titrerdi, ama işte… Gördük ki herkesin kutsalı farklı, kendinden utanmayan dünyadan utanmıyor. Alışmışlar insanları silindir gibi ezip geçmeye, biz adalete güvendik, insanların da bizi anladığını destek verdiğini gördük, hepsine teşekkür ediyoruz.”

Hüseyin Ertaş

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

Kimse beklemiyordu! Eski eşler Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer'in sürprizi sosyal medyayı salladı

Kültür Sanat Haberleri