Ömer Seyfettin kimdir? Neden vefat etti, kaç yaşındaydı? İşte eserleri...

Türk edebiyatının önde gelen hikaye yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin, kısa hikayeciliğinin kurucusu kabul edilir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının önde gelen isimlerden biri olup, Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. 35 yaşında hayatını kaybettiğinde, cenazesinin sahipsiz kalması nedeniyle naaşı kadavra yapıldı. İşte, Ömer Seyfettin biyografisi...

1839'da Tanzimat Fermanı ile başlayan Türk modernleşmesi Jön Türk'lerin genellikle Fransız ağırlıklı entelektüel kaynaklardan beslenmesi ve İttihat Terakki kadrosunun düsturu haline gelen 19. yüzyıl pozitivizmi ile güçlü bir 'bilimci' damara sahip olanların bir hareketi olagelmiştir.

Ömer Seyfettin de bu gelenekten gelen, ancak kuşağının, yüzünü batıya çeviren yüzeysel çoğunluktan farklı kişiliklerinden biridir. 19. yüzyıl Türk modernleşmesi entelejansiyası, Darwin ve evrimden de haberdardır. Darwinizm, modernleşme aktörlerinin devindirici motifleri arasında önemli bir yere de sahiptir.

Bu dönemde, kuşağını etkileyen felsefi, edebi, siyasi ve bilimsel kuramların farkında olan Ömer Seyfettin, Darwin'i ve dönemindeki evrim anlayışını içinde barındıran iki öykü ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlar, Gizli Mâbet kitabında yer alan 'Kesik Bıyık' ve 'Pireler' adlı öyküleridir.

ÖMER SEYFETTİN'İN HAYATI

11 Mart 1884 yılında bugünkü Balıkesir'in Gönen ilçesinde dünyaya geldi. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ile, Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen 4 çocuğundan biridir.

Öğrenimine Gönen'de mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey'in görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile, İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi.

Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmani'ye, 1893 ders yılı başında Askeri Baytar Rüştiyesi'nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı. Daha sonra Edirne Askeri İdadisi'ne nakil olarak eğitimine, arkadaşı Enis Avni ile birlikte burada devam etti. İlk edebi çalışmaları olan şiirlerini Edirne'deki öğrenciliği sırasında yazdı.

İLK HİKAYESİ 1903'TE YAYIMLANDI

1900'de idadiyi bitirerek İstanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane'ye başladı. İstanbul'da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. Tenezzüh adlı ilk hikayesi bu dönemde, 13 Nisan 1902 tarihinde Sabah dergisinde yayımlandı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine 'sınıf-ı müstacele' denilen bir hakla okulundan imtihansız şekilde, 19 yaşında mezun oldu.

Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu vesileyle İzmir'deki fikri ve edebi faaliyetleri ve bunlar içerisinde yer alan gençleri tanıma fırsatı buldu. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü, Necip Türkçü'den ise sade Türkçe ve milli bir dille yapılan milli edebiyat konusunda fikirler edindi.

SELANİK VE GENÇ KALEMLER DERGİSİ

Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cuma-yı Bala kasaba ve köylerinde görev yaptı. Razlık (günümüzde Bulgaristan'da bulunan bir şehir) kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı. Balkan çetecilerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği Bomba, Beyaz Lale, Tuhaf Bir Zulüm adlı hikâyeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları ve hikayeleri İstanbul'da ve Selanik'te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip'e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit'te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin'in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına vesile olmuştur.

1910 yılında Ziya Gökalp'in de arzu ve tavsiyesi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek üzere Selanik'e yerleşti. Rumeli'nin tek Türk bilim ve edebiyat dergisi olarak Selanik'te çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi, Akil Koyuncu'nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayınlandı.

BALKAN SAVAŞI VE ESARET

Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin'in sivil hayatı bir yıl kadar sürmüştü. Yeniden orduya çağrılan yazar, Yanya Kuşatması sırasında, Kanlıtepe'de 20 Ocak 1913 tarihinde 21 askeriyle birlikte esir düştü.

Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında geçen ve 28 Kasım 1913 tarihinde sona eren on aylık esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikayeleri Türk Yurdu'nda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yazarak, yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı.

İSTANBUL VE TÜRK SÖZÜ DERGİSİ

Ömer Seyfettin, 15 Kasım 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. Bir yıl kadar sonra, 23 Şubat 1914'te askerlikten ayrıldı ve Kabataş Sultanisi'nde edebiyat öğretmenliği görevine girerek, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.

1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlendi. Bu evlilik Fahire Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen, 3 Eylül 1918'de sonlandı ve Ömer Seyfettin yeniden yalnızlığa döndü. Gerek bozulan evliliği gerekse I. Dünya Savaşı yenilgisini görmesi onu etkiledi. Anadolu’da uzun seyahatlere çıkarak bu olumsuz havadan kurtulmaya ve her hafta en az bir hikâye yazmaya çalıştı.

SON YILLARI

1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zamanda, birçok olumsuz duruma rağmen verimli bir hikayecilik döneminin içinde olmuştur. Bu dönemde on kitap dolduran yazar, 125 de hikaye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken ve Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Bir yandan da öğretmenlik görevini sürdürdü.

ÖMER SEFETTİN'İN ÖLÜMÜ

25 Şubat 1920'de hastalığı artmaya başladı ve 4 Mart'ta hastaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920'de 35 yaşında hayatını kaybetti. Önceden teşhis edilememiş olmakla beraber, yapılan otopsi sonucunda hastalığının 'şeker' olduğu anlaşıldı. Naaşı önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedildi. Daha sonra buradan yol geçeceği veya bölgeye araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı, 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na nakledildi.

En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikayeleri bir kitap serisi halinde basıldı. Bu hikayeler günümüzde de okunmaktadır.

CENAZESİNE SAHİP ÇIKILMAYINCA CESEDİ KADAVRA YAPILDI

Ölümü edebiyat dünyasına da acı şekilde yansıdı Bir ikincisini yetişmeyen Ömer Seyfettin'in sahipsiz cenazesi hastanede kesilip biçilmiş ve arkadaşları bundan çok sonra haberdar olabildi.

Yusuf Ziya Ortaç, 'Bir Varmış Bir Yokmuş: Portreler' adlı kitabındaki ilgili bölümde Seyfettin'i ölümünden bahsetti.

Ünlü yazarı hastanede kimse tanımıyordu, bu yüzden sahipsiz olduğunu düşünüp bedenini kadavra olarak kullanmak istediler.

Tıp öğrencilerinin etrafında toplandığı ceset kadavra yapılmak üzere kesildi, gazetede yayınlanan bu fotoğrafı görenlerin bir kısmı Seyfettin'i tanıyıp hastaneye koştu. Ancak artık her şey için çok geçti; ünlü yazarın başı çoktan kesilmişti.

TÜRK EDEBİYATINDAKİ ÖNEMİ

Ömer Seyfettin'in hikayelerinde kullandığı çocuk teması, eğitsel bakış açısı ve modern Türk hikayeciliğine etkisi, Türkçe öğretimine katkıları akademik çalışmalara konu olmuştur.

ÖMER SEYFETTİN ÖYKÜLERİ

1/2
Acaba Ne İdi?
Acıklı Bir Hikâye
Açık Hava Mektebi
Akşam Sefası
Ant
Antiseptik
Apandisit
Ashab-ı Kehfimiz
Asilzadeler
Aşk Dalgası
Aşk ve Ayak Parmakları
At
Ay Sonunda
Ayın Takdiri!
Bahar ve Kelebekler
Baharın Tesiri
Balkon
Başını Vermeyen Şehit
Beşeriyet ve Köpek
Beyaz Lale
Beynamaz
Bilgi Bucağında
Binecek Şey
Bir Çocuk Aleko
Bir Hatıra
Bir Hayır
Bir Kayışın Tesiri
Bir Temiz Havlu Uğruna
Bir Vasiyetname
Birdenbire
Bit
Bomba
Boykotaj Düşmanı
Busenin Şekl-i İptidaisi
Büyücü
Cesaret
Çakmak
Çanakkale'den Sonra
Çirkin Bir Hakikat
Çirkinliğin Esrarı
Dama Taşları
Deve
Devletin Menfaati Uğruna
Diyet
Dünyanın Nizamı
Düşünme Zamanı
Eleğimsağma
Elma
Erkek Mektubu
Ezeli Bir Roman
Falaka
Ferman
Fon Sadriştayn’ın Karısı
Fon Sadriştayn’ın Oğlu
Forsa
Foya
Gayet Büyük Bir Adam
Gizli Mabet
Gurultu
Hatiften Bir Seda
Harem
Havyar
Herkesin İçtiği
Heykel
Horoz
Hürriyet Bayrakları
Hürriyet Gecesi
Hürriyete Layık Bir Kahraman
İffet
İhtiyarlıkta mı Gençlikte mi?
İki Mebus
İlk Cinayet
İlk Düşen Ak
İlk Namaz
İnat
İrtica Haberi
Kaç Yerinden?
Karmanyolacılar
Kaşağı
Kazın Ayağı
Kerâmet
Kesik Bıyık
Kıskançlık
Kızıl Elma Neresi?
Koleksiyon
Korkunç Bir Ceza
Kurbağa Duası
Kurumuş Ağaçlar
Küçük Hikâye
Külah
Kütük
Lokanta Esrarı
Mahcupluk İmtihanı
Makul Bir Dönüş
Mehdi
Mehmaemken
Memlekete Mektup
Mermer Tezgâh
Miras
Muhteri
Müjde
Mürebbiye
Nadan
Nakarat
Namus
Nasıl Kurtarmış?
Nezle
Niçin Zengin Olmamış?
Nişanlılar
Pamuk İpliği
Pembe İncili Kaftan
Perili Köşk
Piç
Pireler
Primo Türk Çocuğu
Rüşvet
Sahir'e Karşı
Sebat
Sivrisinek
Sultanlığın Sonu
Şefkate İman
Şîmeler
Tam Bir Görüş
Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
Tavuklar
Teke Tek
Tenezzüh
Terakki
Teselli
Topuz
Tos!
Tuğra
Tuhaf Bir Zulüm
Türbe
Türkçe Reçete
Tütün
Uçurumun Kenarında
Uzun Ömür
Üç Nasihat
Velinimet
Vire
Yalnız Efe
Yaşasın Dolap
Yemin
Yeni Bir Hediye
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Yüksek Ökçeler
Yüz Akı
Zeytin Ekmek

ÖMER SEYFETTİN ŞİİRLERİ

Aşk
Aveng-i Ezhar
Bahar Rüzgârı
Bir Nale-i Hicran-ı Muvakkat
Buse-i Mader (mensur)
Hediye (mensur)
Hicrân-ı Müzmin
İcab-ı Sevda (mensur)
Kaşkar
Kır Sineği (mensur)
Kurşun Kalem (mensur)
Mefkure
Oh, Sus!..
Pembe Menekşe (mensur)
Saat
Sarhoşluk
Sevdiğime
Telhi-i Âmâl
Terâne-i Giryedâr
Türk Dünyası (Kaşgar)
Yâd-ı Melûl
Yalnızlık
Yıkık Han

ÖMER SEYFETTİN RİSALELERİ

Yarınki Turan Devleti

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Ümit Yaşar Oğuzcan kimdir, ne zaman öldü? Oğlu Galata Kulesi'nde intihar edince o şiiri yazdı
Afşin Kum kimdir, kaç yaşında, nereli? İşte kitapları...
Mehmet Akif Ersoy kimdir, nereli? Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı ne zaman yazdı?

Karar Biyografi Haberleri