Pinokyo karanlık yüzünü gösteriyor

Sinemada bu hafta Carlo Collodi’nin efsane masalı Pinokyo uyarlaması dikkati çekiyor. Yapımın yönetmenliğini Matteo Garrone üstleniyor. Geçmiş örneklerinin aksine, masalsı dünya daha karanlık bir atmosferde inşa ediliyor.

SALİHA SULTAN / KARAR

Türkiye’de bu hafta 2’si yerli 7 film vizyona giriyor. İtalyan yönetmen Matteo Gorrone’nin etkileyici sinematografisini gözler önüne seren ‘Pinokyo’ öne çıkıyor. Gani Rüzgar Şavata ve Hakan Gürtop imzalı ‘İki Gözüm Ahmet’ filmi ise bir yıllık mahkeme sürecinin ardından nihayet vizyonda.

Film, protest müziğin efsane ismi Ahmet Kaya’ya çatal fırlatılan ve sanatçıyı ‘sürgün’ eden Magazin Gazetecileri Derneği gecesinin perde arkasını beyazperdeye aktarıyorinema salonlarında bugün 2’si yerli 7 film vizyona giriyor. Geçtiğimiz hafta vizyona giren filmlerin ilk hafta sonu gişe rakamlarına baktığımızda, marttan beri seyircinin epey mesafeli olduğu salonlarda hafif bir kıpırdanma başlamış durumda.

Her ne kadar saat 22.00’dan etkinlikler Kovid önlemleri nedeniyle yasak olsa da, sinemaseverler havaların soğumasıyla birlikte yeniden yüzünü salonlara çevirmiş görünüyor.

Bu hafta vizyona giren filmler de hâlâ çekimser olan izleyicileri de sinemaya davet edecek cinsten. Vizyonda, son bir yıldır genellikle mahkeme haberleriyle gündemimize giren, Türk müziğinin efsane ismi Ahmet Kaya’nın hayatının sinemaya uyarlandığı ‘İki Gözüm Ahmet’ filmi öne çıkıyor. ‘Müslüm’, ‘Naim’ gibi başarılı filmlerle Türk sinemasında son birkaç yıldır artan ve büyük ilgi gören biyografik yapım serüvenine katılan film Ahmet Kaya tutkunlarını beyazperdeye çekecek.

Sanatçının eşi Gülten Kaya ve kızlarının açtığı dava nedeniyle gösterimi yasaklanan ve 7 Şubat’ta vizyondan dönen film, bir süre önce üst mahkemenin kararıyla özgürlüğüne kavuştu. Film Türkiye’den önce geçen ay Almanya, Fransa, İngiltere ve Belçika gibi Avrupa ülkelerinde 106 salonda aynı anda vizyona girdi.

Ahmet Kaya’nın yaşam mücadelesini, barışçıl ve bütünleştirici yönünü ve de ana dilinden vazgeçmeme hikayesini konu alan film, sanatçının 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde yaşadığı ve Türkiye’den ayrılmak zorunda kalışına neden olan hazin olayın perde arkasını da ele alıyor. Gani Rüzgar Şavata ve Hakan Gürtop’un yönettiği filmde sanatçıya Özgür Tüzer hayat veriyor.

 AİLE BOYU BİR HİKÂYE: PİNOKYO

Vizyonda yer alan yabancı filmler arasında çağdaş İtalyan sinemasının önemli yönetmenlerinden Matteo Garrone’nin Carlo Collodi’nin efsane masalı Pinokyo uyarlaması dikkati çekiyor. Yönetmenin etkileyici sinematografisinin her karesine yansıdığı film 18. yüzyıl Toskana’sında geçiyor.

Birçok kez sinemaya uyarlanan film hakkında sinema eleştirmenleri Collodi’nin orijinal hikâyesine en sadık yapım değerlendirmesi yapıyor. Ancak geçmiş örneklerinin aksine, yönetmen hikâyenin dünyasını daha karanlık, kasvetli bir atmosferde inşa ediyor ve ‘bütün aile’ için bir fantastik gerilim filmiyle beyazperdeye geliyor.

Film, seyircisine yoksulluk içerisinde, yapayalnız yaşayan marangoz Geppetto, arkadaşı Cherry’den (Paolo Graziosi) ödünç aldığı gizemli odunu şekillendirerek Pinocchio’yu (Federico Ielapi)yarattığı an baba oluşunu ve melankolik hayatının yepyeni bir anlam kazanmasını aktarıyor.

Haftanın diğer bir yabancı filmi ‘Azizler Hapishanesi’nin yönetmen koltuğunda Russell Owen oturuyor. Philip McGinley, Lynne Anne Rodgers, Stacey Lynn Crowe gibi oyuncuların rol aldığı film, azılı suçlular üzerinde uygulanan, tıbbın sınırlarını aşan deneyler sonucunda yaşananları konu ediyor.

‘Kaçış Odası’ filminin yönetmeni Will Wernick’in yeni filmi ‘No Escape’ (Kaçış Yok) sosyal medyada daha iyi içerik üretebilmek için sınırları zorlayan bir grup gencin hikayesini konu ediyor. Keegan Allen, Holland Roden, Denzel Whitaker gibi oyuncuların rol aldığı film seyirciye gerilim dolu dakikalar vadediyor.

2018 yapımı ‘Çifte Bela: Sihirli Ayna’ ise bu soğuk günlerde sıcak bir aile filmi izlemek isteyenler için beyazperdede. H. Rosenmüller’in yönettiği, Luis Vorbach, Jona Gaensslen, Margarita Broich’in başrollerinde yer aldığı film, bulduğu sihirli ayna ile en büyük hayaline kavuşan bir çocuğun komik hikayesini seyirciyle buluşturuyor.  

13. CUMA’YA ‘SIRA DIŞI’ BİR SELAM

‘Panoramal Aktivity’ ve ‘Ölüm Günün Kutlu Olsun’ serilerinin efsane yönetmeni Christopher Landon kendine güveninin tavan yaptığı bir filmle beyazperdeye geri döndü. Landon’un yeni filmi korku-komedi türündeki ‘Sıra Dışı’ Batı tarzı korku filmlerinin klasik hikayelerinden bir vücut değiştirme hikayesini merkezine alıyor.

Fragmanında korku sinemasının kültlerinden ’13. Cuma’ya selam gönderen filmde liseli Millie (Kathryn Newton) Blissfield Kasabı seri katil The Butcher’ın (Vince Vaughn) vücudunda uyanıyor.  Fragmanından ürkütücü bir neşe ile dolu katliam taşan film özellikle genç korku tutkunları için arkadaşlarıyla birlikte keyifle izleyecekleri bir kasım sürprizi olarak beyazperdede. 

SOPHİA LOREN OĞLU İÇİN GERİ DÖNDÜ

Pandemiyle birlikte Kovid endişesiyle evine çekilen insanlık film izleme ihtiyacını dijital platformlardan karşılamaya çalışırken söz konusu platformlarda vizyona giren önemli filmleri artık görmezden gelmemek kaçınılmaz hale gelmiş durumda.

Netflix’te bugün bütün dünyayla birlikte Türkiye’de de vizyona giren ‘Onca Yoksulluk Varken’ filmi de bu ihtiyacı zorunlu kılıyor. Beyazperdenin efsane oyuncusu 86 yaşındaki Sophia Loren’in 10 yıl aradan sonra kamera karşısına geçtiği filmin yönetmen koltuğunda oğlu Edoardo Ponti oturuyor. Film Fransız yazar Romain Gary’nin Émile Ajar takma adıyla 1975’te yazdığı, Türkiye’de ‘Onca Yoksulluk Varken’ adıyla yayımlanan romanından ikinci kez sinemaya uyarlandı.  

Daha önce İsrailli yönetmen Moshé Mizrahi tarafından “Madame Rosa” adıyla beyazperdeye aktarılan film 1978’de yabancı dilde en iyi film dalında Oscar ödülü almıştı. Filmde Momo karakterini ise bu kez ilk kez bir sinema filminde rol alan Ibrahima Gueye canlandırıyor. Film, Holokost’tan sağ kurtulan ve Senegalli genç bir göçmenle bağ kuran bir kadının hikayesini konu ediyor.

ÖDÜLLÜ FİLM ‘KAPAN’ BAŞKA SİNEMA’DA

Sinemada bu hafta Başka Sinema kapsamında Türk sinemasının son yıllarda ödüle doymayan filmlerinden ‘Kapan’ yer alıyor. Yönetmen Seyid Çolak’ın ilk uzun metrajı olan, Onur Dilber, Münibe Millet, Serkan Altıntaş’ın başrollerinde olduğu TRT ortak yapımı film, Nepal, Saidia, Malatya, Antakya, Kayseri, Gilak ve Boğaziçi gibi birçok festivalde en iyi film, müzik, yönetmen, jüri özel ödülü gibi kategorilerde birçok ödül aldı.

Festival yolculuğunu tamamlayan, gizem, gerilim ve dram türünün harmanlandığı film bir adada balıkçılıkla hayatlarını idame ettiren beş arkadaşın, aralarından birinin kaybolması ve vahşi bir kurdun ortaya çıkmasıyla yaşadıklarını seyirciye aktarıyor. İnsan doğa ilişkisini bir ‘sıkışmışlık’ hali üzerinden ele alan filmin senaryosunda yönetmenin ve şair Güven Adgüzel’in imzası bulunuyor. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Karantinanın kazananı e-film
Korona bu alana giremez
Oscar’ı ikiye bölen ‘Mucize’

Kültür Sanat Haberleri