Ünlü eğitim uzmanı Servet Şirin'den üniversite adaylarına öneriler (LYS Tercih Rehberi)

Üniversite tercih dönemi 6-14 Temmuz tarihleri arasında başlayacak. Peki, Doğru tercih nasıl yapılır? Tercih yaparken nelere dikkat edilmeli? Ünlü eğitim uzmanı Servet Gülsün Şirin doğru tercih yapmanın püf noktalarını anlattı.

Karar.com Tercih Rehberi'nin ikinci bölümünde, tercih sıralaması yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, gelecek vaad eden meslekleri, yeteneğe göre meslek seçimi gibi pek çok konuyu ünlü eğitim uzmanı Servet Gülsün Şirin'le konuştu. 

Öğrencilerin en büyük hatası matematiksel tercih yapmaları

Tercih döneminde yapılan hataları hatırlatarak söze başlayan Şirin, öğrencilerin matematiksel tercih yani sadece puanlarına bakarak tercih yaptığını belirterek şunları söylüyor:

"Tercih döneminde yapılan tipik bir hata vardır. Öğrenciler hep puan ve başarı sırası üzerinden matematiksel bir tercih yaparlar. Yani tercihlerini düşük ya da yüksek puanlara göre belirliyorlar. Puan odaklı tercih yapılması anlamsız. Çünkü; şu an bütün üniversitelerin puanları sıfır. Aday öğrenciler tercihte bulununca önümüzdeki yılın puanları oluşur. Bu yüzden aday öğrenciler matematiksel tercihlere göre değil, kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre tercihlerini belirlemeliler. Tabi bu kısıtlı olan tercih döneminde belirlenecek bir süre değildir."

İlk kriter 'Ben ne yapmak istiyorum?' olmalı

Öğrencilerin ezber bozan bir tercih yapması gerektiğini söyleyen Şirin öğrencilere şu tavsiyelerde bulunuyor:

"Ezber bozan bir tercih yapılması gerektiğine inanıyorum. 'Nedir bu ezber bozan tercih?' diye sorabilirsiniz. Ezber bozan tercih; öğrenci hiç bir puanı yokmuş gibi, Türkiye birincisiymiş gibi nerde okumak istediğini, hedefini, hangi üniversitede okumak istediğini kendine sormalı. Öğrenciler önce meslek, sonra üniversite seçmeli. Üniversite arasındaki tercihlerini yaparken şu soruya dikkat etmeli. 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusunu sormalı kendine. Bu soru kapı açıcı bir sorudur. Eğer bu soruya öğrenciler doğru yanıtlar verebiliyorlarsa; tercih döneminde bir adım öne geçiyor. Birinci kriterimiz 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusu olmalı."

Kendinize bu soruyu mutlaka sorun

Üniversite tercihi yapan bu öğrencilerin ergenlik döneminde oldukları için bu soruları pek sormuyor? dediğimizde Şirin, aslında öğrencilerin bu soruların farkında olduğunu fakat kaçtıklarını hatırlatarak şunları söylüyor:

"Bu sorular öğrencilerin kaçtıkları sorular...Aslında 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusu sırf bu dönem değil, her dönem insanın kendisine sorması gereken sorudur. 17 -20 yaş aralarında bu soruyu sormak çok önemli. Çünkü hayatımız bu dönemde şekillenmeye başlıyor. 'Bu hayatta ne yapmak istiyoruz?' sorusu bu dönemde iki kat daha önemli hala geliyor. Öğrenciler, bu sorulardan kaçsalarda aslında bu sorularla yüzleşmeleri gerekiyor. Bence bütün öğrencilerde kendilerine bu soruları soruyorlar. Çünkü her çocukta gelecek kaygısı vardır hatta bizim hissettiğimizden daha çok geleceklerini düşünüyorlar."

Eğitim Uzmanı Servet Gülsün Şirin, aday öğrencilerin matematiksel tercihlere göre değil, kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre tercihlerini belirlemeleri gerektiğini söylüyor.

Öğrenciler var olan yeteneklerini ortaya çıkarsınlar

Tercih döneminde geleceklerini ve mesleklerini şekilledirme sürecine giren öğrencilerin sorması gereken ilk soruyu ifade eden Şirin, ikinci tercih kriterinini ise şu sözlerle açıklıyor:

"Öğrenciler 'Ne yapmak istiyorum?' sorusu sonrasında ikinci bir soru daha sormalılar kendilerine. İkinci soru: 'Benim istediğim şey ile yeteneklerim uyuşuyor mu?'... Tercih yaparken en önemli ikinci kriter; ilgi ile yeteneğin uyuşması olacak. Öğrenciler bu yaşa kadar aldıkları eğitimlerle bu alana yatkın olup olmadıklarını analiz etmeye çalışmalılar. Zaten yetenek varsa; öğrencilerin başarısı ile bu koşul gerçekleşmiş olur.  Önemli olan akademik eğitiminiz ile yeteneklerimizin örtüştüğü alanı parlamaktır. Olmayanı açığa çıkarmaktansa; var olanı parlatmak daha önemlidir. Eğitim ile yetenek birleşirse başarılı zaten gelir. Aslında sahip olduklarınız, mutlu olduklarımızdır. Mutlu olabilmek için sahip olduklarımızı sevmeli ve üzerine gitmeliyiz. İlk önce meslek elemesi yapsınlar. Yapmayacakları meslekleri eleyerek işe başlayabilir. 'Asla yapmamam', 'Hiç bir ilgim yok' dedikleri ne varsa elesinler. Sonra yapabilecekleri meslekleri listeleleyip, bir yüzleşme yapsınlar. O meslek grubundan insanlarla iletişime geçip, üniversite tercihlerini yapsınlar. Tercih yaparken sayısal anlamda dikkat edilmesi gereken şeyler var ama öğrencinin kendini tercih ettiği üniversiteye ait hissetmesi de önemlidir. Mutlaka istedikleri üniversite gitsinler ve görsünler..."

Vakıf ya da devlet değil, iyi ya da kötü üniversite var

Vakıf üniversiteleri ve devlet üniversiteleri arasındaki fark da değinen Şirin, tercih yapacak öğrencilere şunları söylüyor:

"Benim için vakıf ya da devlet üniversitesi diye bir ayrımı yok. İyi ya da kötü üniversite ayrımı vardır. Bu iyi ya da kötü üniversiteler arasında vakıflarda var devlet üniversiteleri de var. Üniversite tercihi yaparken 'Okulun bir kampüsü var mı?' sorusu önemli. Çünkü öğrenciler orada yaşayacak. 'Barınma olanakları ne?', 'Kentin koşulları ne?' özellikle üniversitelerin akademik kadrolarına, staj imkanlarına, sanayi kuruluşlarıyla iş birliklerine ve yabancı dil imkanlarına bakmak gerekiyor. Bir üniversitenin puanları o üniversiteyi iyi ya da kötü yapmaz, önemli olan akademik kadrosu, ürettikleri, bilimsel çalışmaları gibi kriterleridir."

Geleceğin büyüyen iki sektörü: Sağlık ve bilişim

Tercih döneminin belki en önemli kriteri meslek seçimi. Meslek seçimi noktasında Türkiye'de en çok istihdam oluşturan alanları Şirin şöyle sıralıyor:  

"Türkiye'de en çok istihdam sağlanan alan sağlık. Sağlık alanındaki bölümleri bitirenler çok rahat iş bulabiliyor. Sağlıkta bütün alanlar için bu durumun söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Fakat öğrencilerin yanıldıkları bir nokta var. Özellikle son dönemde İşletme ve Mühendislik Fakültelerinden mezun olanlar; mezun olunca iş bulamayacaklarını düşünüyorlar. Oysa ki Türkiye gibi dinamik bir ülkede bu alanlarda çalışacak kişilere ihtiyaç her zaman var. Üreten ve yenilenen Türkiye'de İşletme ve Mühendislik Fakülteleri hep gelecek vaat eder. Ben özellikle bilişim sektörünün ve dallarından biri olan Yeni medyanın, Telekominikasyon sektörlerinin zaman içinde daha çok popüler olup, istihdam alanlarının artacağını düşünüyorum. "

Hangi mesleğin seçerseniz seçin, dil bilmeden olmaz

Her mesleğin popüleritesi olduğuna inanan Şirin, her alanda çok iyi işler çıkartacak insanlara ihtiyaç olduğunu belirterek şunları söylüyor:

"Hem mesleki alanda kendini iyi yetişmiş hem de dil bilen özellikle- bunun altına kalın çizgilerle çiziyorum- insanlara ihtiyaç var. 'Ya biz dünyaya Türkçe öğreteceğiz ya da biz dünyadan İngilizce öğreneceğiz' başka yolu yok. Birincisi çok kolay değil, o anlamda yaygın olan İngilizce'yi öğrenmemiz gerekiyor. Hatta ingilizce dışında bölgedeki dilleri de öğrenmek gerekir. Örneğin; Rusça, Arapça ya da Çince dilleri öğrenilmeli. Artık çoğu üniversite ikinci dil öğretmek için çalışmalar yapıyor. Önce iyi bir İngilizce öğrenmeliyiz. Çünkü dünyayı takip etmek ve dünyayı dönüştüren bakış açılarını keşfetmek için İngilizce olmazsa olmazlardan..."

Lisans eğitimi sadece anahtar...

Eğitim noktasında önerilerini sıralayan Şirin, sırf üniversite eğitimi ile işlerin bitmediğini hatırlatarak geleceğini şekillendirme sürecinde olan öğrenciler şu tavsiyelerde de bulunuyor:

"Dil eğitimi almak için sırf üniversite eğitimi almak şart değil ne eğitim aldığın değil; aldığın eğitimle nasıl hareket edeceğin önemlidir. Lisans eğitimi; kişiye rehberlik eder, anahtarlar verir ama kapıları açmaz. Kapıyı öğrenciler kendileri açar. Geleceğin şekillenmesi hem lisans eğitim sırasında hem de sonrası devam eden bir süreçtir. Önemli olan hangi alanda okuduğun da değildir. O alanda ekstra ne yaptığın önemli. Örneğin; okurken ne kadar staj yaptığın, kaç dil bildiğin, hangi sertifika programlarının aldığı, girişimci ruhu, sosyal çevren ve hobilerin önemlidir. Kişiler bireysel olarak kendilerine müdahale etmeli."

Aileleri çocuklarının değil, kendi hayallerini istiyor

Tercih döneminde öğrenciler kadar ailelerde stresli bir döneme giriyor. Bu noktada anne -babaların üzeine düşenleri Şirin şu sözlerle anlatıyor:

"Anne-babalar kendi hayallerini gerçekleştirmek isityorlar. Bu konuda öğrencilerden ziyade anne -babaları bence eğitmemiz gerekiyor. Tavsiye vermek, yönlendirme de bulunmak başka birşeydir, iyi bir yere gelmesini istemesi başka bir şey, dikta etmek bambaşka bir şeydir. Aileler çocuklarının hayallerine, isteklerine  baksınlar... Her şeyiyle öğrencilere destek olmak gerekir. Türk aile yapıları 20 yıl öncesine kadar daha ılımlı. Bence anne-babalar daha bilinçli hala geliyor."

Servet Gülsün Şirin'e ulaşmak için,

Twitter hesabı: @servetgulsun

http://sinavdirgecer.com/

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Üniversite ek tercihlerinde nelere dikkat edilmeli? 2015 üniversite ek yerleştirme kılavuzu
2015 Üniversite ek yerleştirme tarihleri ne zaman yapılacak?
MEB'den 67 ülkede 1500 lisansüstü burs fırsatı

Güncel Haberleri