Bizim dünyanın kupası

İskender Öksüz

Otoriter rejimler nasıl yerleşir diye bir makale okumuştum. Önce demokrasi ve hukuk devleti kuralları içindeymiş görünümü veren iktidar, bir süre sonra baskı önlemlerine yönelir. Bunlar protesto edilince, protestoları önlemek için baskıyı arttırır. Protestocuları cezalandırır. Önlemler sertleşir. Yine protesto edilir… Bir daha sertleşme… Bu sarmal öyle gelişir ki sonunda demokrasiymiş gibi, hukuk devletiymiş gibi görünme çabası anlamsızlaşır. Artık otoriter rejim inkâr edilemez hâle gelir. Her şey apaçık görünmektedir.

KURAL DA DEĞİŞİR HAKEM DE

Bir futbol maçı oynanacak. Kritik bir maç.

Karşılaşma başlamadan seyirciler arasında bir kaynaşma var. Ne oldu diye soruyorum. Kalelere baksana diyorlar. Gerçekten bir kale, diğerinin neredeyse iki katı genişliğinde. Futbol sahasına da dolgu yapılmış. Geniş kale yönünde alçalan bir eğim kazanmış saha. Onu konuşurmuş seyirci. “İyi de” dedim yanımda oturan arkadaşıma, “maçın yarısından sonra kaleler değişir. Bu tuhaf değişiklik iki takıma da eşit etki eder.” “Duymadın mı?” dedi. “Dün bir yönetmelik değişikliği yapılmış. Hakemlere, gördükleri lüzum üzerine kaleleri değiştirmeden ikinci yarıyı oynatma yetkisi verilmiş.”

Biraz sonra seyircilerin sesleri daha da yükseldi. Meğer maçı yönetmesi programlanan hakem heyeti görevden alınmış. Maç yeni bir heyete verilmiş. Fısıltı burada bitmiyor. Yeni heyet üyeleri kimmiş biliyor musunuz? Yeni heyetin tamamı, Yedispor’un oyuncularıymış.

Hakemler yerlerini alıyor. Fakat bir terslik var. Orta hakem Yedispor üniforması giymiş. Yan hakemler uyarıyor. Orta hakem avucunu alnına vuruyor… “Tüh unuttum!” Koşarak sahadan ayrılıyor. Takımlar saha ortasında dizilmişken tekrar dağılıyor. Hakemin dönmesini beklerlerken ısınma hareketleri yapıyorlar. Seyircilerin gürültüsü gittikçe yükseliyor.

SARI KART, KIRMIZI KART

On dakika sonra orta hakem geri geliyor. Bu sefer normal bir kıyafet giymiş. Fakat çorapları hâlâ Yedispor’un renklerinde. Demek onları değiştirme zahmetine katlanmamış.

Oyuncular sahanın ortasında diziliyor. Her iki takım da seyirciyi selamlıyor. Maç başlayacak. Yazı tura atılıyor. Altıspor başlayacak. Yedispor da kaleyi seçiyor. Orta hakem elini kaldırıyor. Paranın yeniden atılmasını istiyor. Paranın atılışında bir tuhaflık olduğunu söylüyor. Atıyorlar. Yine Altıspor kazanıyor. Yerlerine koşuyorlar… Hakem tekrar elini kaldırıyor. “Bu da sayılmaz. Gelin buraya. Bir şey olmadı gibi görünüyor ama mutlaka bir şey oldu.” diyor, sonra ekliyor, “Ben kanuna güveniyorum.” “Hangi kanuna?” diye soruyorlar. “İstatistik kanunlarına.” diyor. Yeniden para atılacak. Atılıyor. Nihayet Yedispor kazanıyor. Altıspor’un kaptanı dar kaleyi gösteriyor. Hakem olmaz diye işaret ediyor. “Kale daha önce seçildi. Seçilmiş kale değişmez! Değişir diyenlerin bizim değerlerimizden haberi yok!”. Böylece Yedispor hem ilk vuruş, hem de kale seçme hakkını kazanıyor

Geniş ve yokuş aşağı kale Altıspor’un; dar, yokuş yukarı kale Yedispor’un.

Başlama düdüğü çalıyor. Yedispor topa vuruyor. Paslaşıyorlar. Altıspor aradan topu kapıyor. Düdük! Faul. Ne faulü diye bakarken bir de sarı kart çıkıyor. Yedispor faul atışını yapıyor fakat top istedikleri yere değil, bir Altısporlu oyuncuya gidiyor. Altıspor hücumu başlıyor. Orta sahadalar. Yan hakem ofsayt bayrağı kaldırıyor. Ofsaytın ne teorisini ne de pratiğini düşündürecek bir pozisyon var. Top henüz sahanın ortasında ve topu ayağında tutan Altısporlu oyuncu da diğer oyuncuların ortasında bir yerde. Altısporlu oyuncular karara itiraz ediyor. Ne o? İtiraz eden beş oyuncuya hakem kırmızı kart gösteriyor ve oyundan atıyor. Altıspor gerçekten altı kişi kalıyor.

Yedispor ofsayt vuruşunu yapıyor. Ama devam edemiyorlar. Bir düdük daha! Orta hakem diğer hakemleri yanına çağırıyor. Kısa bir süre konuşuyorlar. Ve karar: Maçın tatiline ve Altıspor’un 6-0 hükmen mağlup sayılmasına karar vermişler.

Bu rezalet sahada protesto edilmeye başlanıyor. Sonra protestolar sokağa taşıyor.

HAKEMLERİN KARARLARINA SAYGI GÖSTERİN

Ertesi gün yandaşlar hâriç bütün televizyonlar ve basın Altıspor- Yedispor maçındaki skandalı yazıyor. Gençlik ve spor bakanı, bir basın toplantısı yapacağını ilan ediyor. Gazeteciler heyecanla toplantıya gidiyor. Yedispor taraftarı iki gazetenin muhabirlerinden başka kimse içeri alınmıyor. Bakanlığın kapısında heyecanlı bir bekleyiş var. Az sonra yandaş iki gazeteci dışarı çıkıyor. Ellerinde birer kâğıt var. Eski arkadaşları soruyor, “Ne dedi? Ne dedi?”. “Vallahi…” diyor eski gazeteci yeni yandaşlar, “Bakan beyi göremedik. Ama bize bu kâğıdı verdiler. Basın toplantısı işte bu kâğıtta, Bunları yazın dediler.“ “Ne yazıyor kâğıtta?”. Yandaşlar kâğıdı arkadaşlarına uzatır. Çok uzun bir metin değildir. En başta bakanın beyanının ruhu vardır: “Hakemlere kimse müdahale edemez! Hakemlerin kararlarına saygı duyun!”
Toplanılmayan basın toplantısında sayın bakan, Altıspor taraftarlarının terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olduğunu da belirtmiş. Metin, “Şerefli hakemlerimizi töhmet altında bırakanlara, onlara hakaret edip aşağılayanlara, hak ettikleri cezalar en kısa zamanda verilecektir.” cümlesiyle bitiyor.

Bakanın kâğıdı okunadursun, yeni bir haber geliyor. Altıspor- Yedispor maçı konusuna yayın yasağı getirilmiş. Bu yayın yasağı haberine de yayın yasağı getirilmiş. Sayın bakanın basın toplantısı haberi hariç.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.