Suç ortaklığı cemaati karşısında cemiyeti kurmak

Salih Cenap Baydar

Sezen Aksu’nun ne güzel şarkısıdır:

Eller günahkâr
Diller günahkâr
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkâr

Gerçekten masum değiliz hiçbirimiz. Her ilişkinin karmaşıklaştığı, helalle haramın birbirinin içine geçtiği ve hayatımız üzerindeki kontrolümüzü gittikçe yitirdiğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Bilerek, bilmeyerek sayısız suça, günaha ortak oluyoruz. Neredeyse hepimiz, bir günahkârlar “cemaatinin” mensuplarıyız.

***

Cemaat (Gemeinschaft), “uzlaşma” üzerine, cemiyet (Gesellschaft) ise “sözleşme” üzerine kurulur.

Cemiyet, yazılı olan ve olmayan sözleşmelere riayet çerçevesinde anlamını bulur.

Suç ortaklığından, günahkârların uzlaşmasından bir cemaat çıkar belki ama cemiyet çıkmaz.

Suç ortaklığı, bir yandan mensuplarının vicdan azabını hafifletirken bir yandan da sözleşmelerin ve yaptırımların altını oymak, olmadı etraflarından dolanmak için kurulur.

Cemiyetin can damarı olan sözleşmelerin sadece kâğıt üzerinde mevcudiyeti kâfi değildir. Sözleşmeler, ciddi yaptırımlarla güvenceye alınabilirlerse işe yararlar. Hızlı ve adil bir yargılama sonucu verilen kararların, tavizsiz, istisnasız ve derhal uygulanması söz konusu değilse sözleşme falan da yoktur.

Peki, herkesi günah batağına çeken bu “çağ yangınında” cemiyet mekanizmalarımızı kimler kuracak ya da yeniden ihya edecek? Kimler işletecek?

İbn Haldun’un harbi, hasbi, mert, iyi yürekli, doğru sözlü ve temiz “bedevileri” de kalmadı artık ki tefessüh etmiş “hadarileri” alaşağı etsinler…

Güçlülerin zayıfları ezerek ve acımasızca sömürerek hayatta kaldığı “orman kanununa” teslim olmaktan nasıl kurtulacağız? Güçlünün üstünlüğü yerine hukukun üstünlüğünü nasıl ikame edeceğiz?

Hiçbirimiz masum değilken cemiyetimizi, yani “medeniyetimizi” nasıl yeniden kuracağız?

***

Voltaire’nin 1770 tarihli, “La Bêgueule” başlıklı şiiri şöyle başlar:

Dans ses écrits, un sage Italien
Dit que le mieux est l’ennemi du bien.

Der ki yazılarında bilge bir İtalyan
Mükemmel iyinin düşmanıdır

Mükemmel yok diye iyiden vazgeçilmez.

Hiçbirimiz masum değilken, ilk taşı ancak “günahsız olanın” atabileceğini ileri sürmek, sözleşme ve yaptırım mekanizmaları kurdurmak istemeyenlerin sinsi bir oyunu olabilir ancak.

“Mükemmel” yoksa “iyileri” bulmak vazifemiz olmalı. Bunun için de iyiyi kötüyü siyah-beyaz diye ayırmak yerine derecelendirip iyileri kötülerden ayıran çizgiyi çekeceğimiz yeri tespit etmemiz gerekir.

Mesela gözünün önünde işlenen suça şu veya bu sebeple ses çıkartamamış olmak, suçu işlemeyle bir sayılamaz! Cinayeti gördüğü halde canından korktuğu için katili durduramayan adam, hırsızlığa şahit olduğu halde hırsızın şerrinden endişe ederek sessiz kalan kadın, “iyiler” sınıfının dışına itilemez.

Hayatın ve insanların mütemadiyen değiştiği gerçeği de asla göz ardı edilmemelidir. İnsanlara yirmi sene evvel sarf ettikleri sözleri sanki şimdi söylemişler gibi muamele edemeyiz. Bugünün nefret objeleriyle yıllar evvel çekilmiş fotoğrafları üzerinden insanları mahkûm edemeyiz.

Bugün yanlışlıklara itiraz edenleri “bir zamanlar sen de o yanlışları yapanlarla beraberdin, o yüzden konuşmaya hakkın yok” diyerek susturmak, kötü niyetliliğin değilse düpedüz ahmaklığın işaretidir.

Paçalarına bir şekilde kötülük çamurları bulaşmış olsa bile adaletsizlik karşısında vicdanı hala sızlayan herkesi çizginin doğru tarafına geçmek için yüreklendirmek gerekir.

Katılaşmış zihinlerimizde ve kalplerimizde hem kendimiz hem başkaları için samimi nedamete, kesin tövbeye yer açmaya mecburuz. Beşer şaşar. Tövbe kapısını Allah bile açık tutarken kapatmak haddimize değildir.

Dücane Cündioğlu’nun aforizmasıyla ifade edersek: “Kirlenmemek kirden münezzeh olanlara, arınmak ise yazgısı kirlenmek olanlara özgüdür. Demek ki biz kirlenmemekle değil, arınmakla yükümlüyüz.”

Cemiyet ancak sağlam entelektüel bir temel üzerine kurgulanıp “arınmayı” dert edinmiş kitlelerce benimsenen sözleşmeler üzerine inşa edilebilir. O cemiyeti inşa etmeden medeniyeti ihya etmek ham hayalden başka bir şey değildir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.