Dünyaca ünlü aktörü su mu öldürdü? Bruce Lee hakkında çarpıcı iddia!

Dünyaca ünlü aktör ve dövüş sanatları ustası Bruce Lee hakkında çok çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Yapılan araştırmada ünlü aktörün ölüm nedeninin 'fazla su içmek' olduğu sonucuna varıldı. Bruce Lee Su gibi ol dostum" repliğiyle hafızalara kazınmıştı.

Lee, takvimler 1973 Temmuz'unu gösterdiğinde beyin ödemi (beynin şişmesi) geçirdikten sonra hayatını kaybetmişti. Enter the Dragon filmiyle sinema tarihinin unutulmazları arasına giren ünlü aktör Bruce Lee hakkında yapılan yeni bir çalışma, oyuncunun ölümüyle ilgili çok çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.

"FAZLA SUYU ATAMADI"

Bruce Lee'nin ölümüyle ilgili çalışmalar yürüten bir araştırma ekibi, ödemin hiponatremiden kaynaklandığını öne sürdü. Clinical Kidney Journal'da yayınlanan makalede, "Başka bir deyişle, Bruce Lee'nin böbreğinin fazla suyu atamamasından dolayı öldüğünü öne sürüyoruz" ifadelerine yer verildi.

Araştırmayı yapan ekibin tespitlerine göre , birkaç etken hesaba katılarak bakıldığında, Lee'nin o sıralarda çok fazla meyve suyu ve proteinli içeceklerden oluşan diyeti, ayrıca susuzluğun artmasına neden olan esrar kullanımı nedeniyle alışılmadık derecede yüksek miktarlarda sıvı tüketiyor olabileceğini gösteriyor.

"ÖLÜMÜNDEKİ İRONİ"

Makalenin yazarları, çalışmalarında, "'Su gibi ol dostum' sözünü meşhur eden Lee, ironik bir şekilde Lee, fazla su içmekten ölmüş gibi görünüyor." yorumunu yaptı.

BRUCE LEE KİMDİR?

27 Kasım 1940 tarihinde San Francisco'daki Chinese Hospital Hastanesi'nde doğan Bruce Lee Aslen Çin asıllıdır.

Gerçek adı Lee Jun-Fan'dır. İsmini doğumunda hazır bulunan doktor vermiştir. Babası ve annesi, Çin operasında oyuncuydu.

Lee doğduğunda, bir turne için Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunuyorlardı. Ailesi, genç yaşta kendisinin Kung Fu öğrenmesini istedi. 1954'de ünlü Kung Fu Ustası Yip Man'ın öğrencisi olarak Wing Chun sistemini çalışmaya karar verdi.

İlerleyen zamanlarda Wing Chun sistemine boks çalışmalarını da eklemeye başladı. Bunun yanında dansa da büyük bir ilgi duymaktaydı. Dans etmek isteyenleri geri çevirmezdi. Dans dengesi ve ayak hareketlerinin çoğu Lee'nin daha sonra dövüş stilinde etken olmuştur. En sevdiği dans türü olan Cha Cha'da Hong Kong'da şampiyon seçilmiştir.

Sık sık karıştığı sokak kavgalarından dolayı 19 yaşındayken kötü bir şöhret edinince 1959 yılında ailesi Lee'yi ABD'ye kendi arkadaşlarının yanına göndermiştir.

Daha sonra liseyi bitirerek Washington Üniversitesi'ne girdi. Burada Felsefe bölümüne eğitim aldı. Bu dönemde geceleri restaurantta çalışmaya da devam etti. Bir yandan okula devam ederken, bir yandan da Amerikalılara Çin Kültürü'nün zenginliğini anlatmak için o güne kadar Çinlilerden başkasına öğretilmesi yasak olan olan Kung Fu dersleri vermeye başladı.

Bu amaçla kendi adını taşıyan Jun Fan Kung Fu adında bir okul açmıştır. Bu spor okulu 1963 yılına kadar açık kalmış, yine aynı yıl Amerikalı Linda Emery ile evlenmiştir. Lee daha sonra Oakland'da ikinci okulunu açtı. Burada geniş bir kitleye, Amerikalılara yabancı olan bu sanatın ne kadar geniş içerikli ve derin felsefeye sahip olduğunu kanıtladı.

Bruce Lee, Ed Parkers'la 1964 yılında ilk uluslararası çıkışını yaptı. Ardından Green Hornet adlı dizide oynamaya başladı. Bunun kendisi için bir çıkış olacağını düşünürken dizi bir sezon sonra yayından kaldırıldı. Daha sonra James Garner'in oynadığı "Marlowe" adlı filmde küçük bir rol kaptı ve birkaç bölümünde oynadı. Ancak bu küçük rol kariyerine hiç bir katkı sağlamadı.

İlk uzun metrajlı filmi; Çinli prodüktör Raymond Chow'un yeni kurduğu film şirketi Golden Harvest ile çekilen Big Boss (Büyük Patron) filmidir. Film, Hong Kong ve güneydoğu Asya bölgesinde şimdiye kadar kırılmış tüm gişe rekorlarını altüst ederek büyük bir patlama gerçekleştirdi.

Daha sonra Asya milliyetçiliğinin işlendiği Fist of Fury (Öfkenin Yumruğu) filminde oynadı. Lee'nin bu filmlerinde kendisine özgün stilini de görmek mümkündür. Hong Kong film sanayinde serüvenli filmlerin hareketli sahnelerine Bruce Lee'nin Hollywood tecrübesi ile olağanüstü koreografileri yeni bir boyut kazandırmıştır.

Dönemin süper starı Wang Yu bile onun altında bir role razı hale gelmiştir. Lee çekilen filmin güzel olması için dövüş sahnelerinin koreografisini düzenlerken gece gündüz çalışıyordu. Hareketli sahneler için uzun plan çekimler yapar, yüksek tekmeler kullanır, Escrima'nın (silahlı dövüş sanatı) Nunchaku, Bo, Kali, bıçaklar ve küçük Çin okları gibi tüm silahlarını kullanarak dövüş sahnesini olağanüstü artistlik figürlerle süslemekteydi.

Lee kalitesi ile Kung Fu sineması sektörüne yeni bir boyut kazandırdı. Escrima ustası Dan Inosanto, Lee'nin özgün stili Jeet Kune Do’nun kesinlikle gösteri olmadığını, aksine çok gerçekçi, fantezisi olmayan, vücut hareketlerinin işlevine uygun bir spor olduğunu söylemekteydi. Lee'nin komple bir sporcu olduğunu, Jeet Kune Do'nun da gerçek bir dövüşte çok etkili bir sistem olduğunu hararetle savunurdu. Bunun yanında Lee'nin de çok iyi bir aktör olduğundan, dövüş sanatını beyaz perdede fantastik bir şov olarak seyirciye sergilemeyi becerebildiğini söylemekteydi.

Bruce Lee’nin üçüncü filmi Way of The Dragon (Ejderin Yolu) oldu. Bu filmde Lee'nin yanında yardımcı oyuncu olarak, Amerikada yedi defa karate şampiyonu olmuş Chuck Norris görülmüştü. Filmin final mücadelesinde ise adeta Karate ve Kung Fu'nun üstünlük mücadelesi sergilenmektedir.

Lee'nin her filmi bir diğerine nazaran yenilikleriyle göze çarpmaktadır. Bruce Lee'yi zirveye taşıyan film ise, Dan İnosantio ve Kerim Abdül Cabbar ile birlikte rol aldığı Game of Death (Ölüm Oyunu) filmidir (Fakat bu filmi tamamlayamadan ölmüştür). Amerikan filmlerinde başrol oynamayı çok isteyen ancak bunu başaramayan Lee, dördüncü filmini çekerken Amerikalı yapımcılardan başrol oynayacağı bir film teklifi geldi. Bunun üzerine sanatçı Ölüm Oyunu filmini yarıda bırakarak, Çin-Amerikan ortak yapımı olan Enter The Dragon (Ejder Kalesi) filmini çekti.

ÖLÜMÜ: Son zamanlarda sırtından çok ciddi bir şekilde rahatsızlanan Bruce Lee'ye doktorları dövüş sanatlarını kesinlikle bırakmasını ve iyileşmesi için yataktan çıkmaması gerektiğini söylemiştir. Bu Lee'nin hayatında en kötü dönemlerinden biriydi. 6 ay boyunca sırtüstü yatakta kaldı. Ancak beynini çalışmaktan alıkoyamıyordu. Bu zaman diliminde "Jeet Kune Do Tao" adlı kitabı yazmaya başladı. Ancak bitiremeden 20 Temmuz 1973 tarihinde Hong Kong'da hayatını kaybetti. Kitabını ölümünden sonra karısı tamamladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Athena Gökhan’ın tamirci çırağı rüyası
Sürdürülebilirlik üzerine filmlerle dünya turu
Kadının derdini sadece kadınlar konuşacak

Hayat Haberleri